| 7. Bölüm |

9 1 0
                                    

Yok artık. Buraya mı geliyordu o da ? Bir bu eksikti. Sesi güzel miydi ki yoksa sadece gitar mı çalıyor. Neyse beni görmesin de burada. Tam arkasını dönmüş bakacakken panikle önümdeki duvarın arkasına saklandım. Ne halt yemeye dönüyorsun , aklım çıktı.

Bir süre sonra kafamı çıkarıp gittiğini gördüğümde oradan hemen ayrılıp eve gittim.

-

"Nerdeydin?"

"İşlerim vardı."

"Sana işin vardı mı diye sormadım nerdeydin dedim! Dün gece eve gelmediğinin farkındasın dimi."

"Aaa gelmemiş miyim. İyi etmişim."

"Melis ! Sen baya aldın başını gidiyorsun bakıyorum da. Karşı çıkmalar , tepkili konuşmalar."

"Bu zamana kadar yapmadığımı yapıyorum. Hadi ben odama kaçtım."

Annemin söylediklerine kulaklarımı tıkayıp odama gittim. Cidden de artık takmak istemiyordum. Takmamaya gayret gösteriyordum ve umarım bunu başarabilirdim... Pazartesi dans kursuna başlıyorum. En sevdiğim hobilerimden birisi. Bir de umarım karan denen şu çocukla karşılaşmam orada. Her yerde karşıma çıkıyor müneccim gibi yerimi biliyordu sanki ya.
Peki ya dün ki rezilliğim ? Rezil olduğum anları hatırlayınca , tekrar kendimi rezil ve iğrenç hissediyorum. Belki de ona göre rezil olmamışımdır. Lanet olsun neden bu kadar düşünüyorum?! Bana ne ki bundan umrumda sanki ne düşündüğü. Neden böyle değişken bir kişiliğim var acaba. Yani beni en çok yoran kişi ben olabilirim şu hayatta. Hem takıp , hem takmıyorum. Kuzenimin dediği gibi 'Ruh hastası bir manyaksın sen ' Hep duyduğum kelime. Telefona gelen bildirime baktım.

Alina : 1 Bildirim
Melis ! ! !

; efendim ?

Alina :
Napıyorsun sesin soluğun çıkmıyor.hayret mesajlarıma 10 saat sonra cevap verirdin 1 saniye sürmedi.

;hahah aynen.
;bir şey yapmıyorum her zaman ki monoton hayatım devam ediyor işte asıl sen napıyorsun.

Alina :
Artık şu mooddan çıksan mı bi. Bi zorla kendini bir şeyler yap.

;dediğin gibi olmuyor işte. Kolumu kaldırıcak ne heves ne de gücüm var.

;ama bir değişiklik yapıcam. Dans kursuna yazıldım. Pazartesi günü başlıyorum.

Alina:
Hadi canım bu çok iyi senin için. Çok sevindim.

Telefonu kenara atıp , camdan dışarıyı izledim. Ah... şu lanet kötü his geldi yine işte. Kendimden nefret etme , herkesten nefret etme , her şeye sinir olma , yalnız kalma isteği , bunalımın en dibine girmiş olmam. Bir an da böyle oluyordum işte. Benim ki aslında anlık değil her gün böyleydi ama son nefesime kadar , hayatımı biraz olsa da mutlu ve keyifli yaşamak istiyordum. "Pek başaramasam da."

Kafamı yavaşça dağıtan süpürge sesiyle , annemin kapıyı hızlı bir biçimde açmasıyla irkilmiştim.
Yine söyleniyordu tabi. Sizin de anneniz böyle söylenir miydi hep? İş yaparken , durup dururken falan.

YALNIZLIĞIMIN İLACI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin