-0.5-

24.8K 1.7K 872
                                    

"Jeongguk, ben çıkıyorum miniğim."

"Dikkatli ol, seni seviyorum!"

Evin kapısını kapatıp derin bir nefes verdim. Göreve gidiyordum, omega tacirlerinden ne bize, ne de omegalara rahat yoktu. Hızlı adımlarla kışlaya girip odama yürüdüm.

"General, hazırsanız çıkıyoruz."

Mingi kapıyı çalıp içeri girdiğinde kafamı sallayıp silahlarımı belimdeki ve bacaklarımdaki kemerlere sabitledim. Saçlarıma omuzlarımdaki gibi rütbemin yıldızlarını taşıyan şapkamı geçirip odamdan ayrıldım. Ben önlerinden geçtiğimde askerler hazır ola geçip selam verdiklerinde Yoongi'yi yanıma çağırdım.

"Her şey hazır mı? Çatışma çıkabilir, herkesi uyar. Bu sefer büyük bir grubu çökerteceğiz Yoongi, aman diyeyim, dikkatli olun."

Araçlarımıza binip hareket ettik. Gideceğimiz yer şehir dışındaydı, bunca hazırlık sonrasıyla dönüşemezdik de. Direksiyonda Yoongi vardı, yan koltuğunda ben oturuyordum. En yüksek rütbeli olan ben olduğumdan kendime ait bir aracım vardı.

" Yorgun gibisin Yoon."

"Gece hiç uyuyamadım. Jimin biraz rahatsızlandı."

"Oh, önemli bir şey değil, değil mi?"

"Ateşlendi biraz. Hekim çağırdım, bitkisel ilaçlarla daha iyi oldu."

"Bebek? O iyi mi?"

"İyi iyi. Çok şükür ki vücut ısısından etkilenmemiş. Aslında çok riskli zamanı geride bıraktık, tamamen tehlikenin geçmesi için de iki haftamız falan kaldı. İki hafta sonra üç aylık olacak."

Eşinden ve Jimin'den bahsederken gözlerinin içi parlıyordu arkadaşımın. Sesi yumuşuyor, tatlı bir kediye dönüşüyordu.

" Hoşuna gidiyor mu baba olma düşüncesi? "

" Tae, ben çocuklardan nefret ederdim. Sen ne kadar bebek seviyorsan, ben o kadar sevmezdim. Ağlak veletler olarak görürdüm hep, sinir bozucu. Ama, Jimin hamileyim diye geldiğinde öyle farklı hissettim ki. Böyle, çöl sıcağından soğuk şelalelere atlamışım gibiydi. Biraz garip bir tabir oldu, farkındayım, ama bu duyguyu anlatamıyorum. Onlara bir şey olacak diye ödüm kopuyor, yavaş yavaş bebek odasını hazırlamaya başladık, eşyaları yaptıkça içim içime sığmıyor. Benden ve sevgilimden olacak o küçük et parçasına muhtacım resmen. Jimin kilo alıyor, sen de yaşayacaksın bunu, o kilo alıp tombullaştıkça mutluluktan aklın uçacak. "

"Umarım Yoon. Umarım yaşarım."

"Sen bir de Jeongguk'un şimdiki haline eriyorsun, o zaman ne yaparsın, Tanrı bilir."

"Çok mu şirin oluyorlar?"

Sızlanarak sorduğumda kıkırdayıp başını salladı.

"Jimin'i her gün yatırıp ısırıyorum desem? Bir de öyle duygusal oluyorlar ki.. Bana, kilo aldım diye artık beni istemezsin sen, diyor! Bazen öyle neşeli uyanıyor ki, şeker komasına giriyorsun. Bazen de tam tersine, diyorsun ki bu benim omegam mı?"

Hevesle dudaklarımı birbirine bastırıp ayaklarımı arabanın tabanına sürttüm.

" Kızgınlığımı hemen geçirmeme sebep olacak bitki ya da çay falan var mı? Sen böyle anlattıkça hevesten gidip mühürleyeceğim onu! "

" Sen tutturdun kızgınlıkta diye?! Hem, öyle bir bitki falan da yok. Boşuna ümitlenme."

Sırtımı geri koltuğa yaslayıp dudak büzdüm.

" Şuna da bir bak! Omega mısın delta mı belli değil. Kim aldı şekerini elinden, hm?"

Sinirle hırlayıp omzuna vurduğumda sızlanıp gülmeye devam etmişti. Yolculuğumuz Yoongi'nin dalga geçişleri ve bana hamile eşini anlatmasıyla renklenmişti, Jimin'in yerine bebeğimi koydukça heyecandan kendimden geçiyordum.

Delta×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin