"Taehyung, bahçede biraz oturalım mı?"
"Oturalım bebeğim, gel hadi."
Kolumdan tutup güç almış ve kendini koltuktan kaldırmıştı. Bebeğimiz artık altı buçuk aylıktı ve miniğimi fazlasıyla yoruyordu.
"Gel bakalım poğaçam."
"Bana öyle seslenmesene ya!"
"Ama tombiş oldun minişim! Çok şirin oldun!"
"Ama, ama, ya, ben, uf, çekici değil miyim artık?"
Gözlerini kaçırıp yerinde sallandığında içimi götürdü bu görüntüsü.
"Ben, sana bakmadığım saniyeler bana darılacak diye gözlerimi alamıyorum senden. Jeongguk, sen benim gözümde, dünyanın en güzel omegasısın. Bunu hiçbir şey değiştiremeyecek, ki hamilesin sen bebeğim, bizim yavrumuzu taşıyorsun, nasıl güzel görmem seni? Daha da güzelsin, hamile halin çok hoşuma gitti, hep bebek yapalım, olur mu? "
" Sana hava hoş tabii! Yapalım canım ne olacak?! Jeongguk taşıyıp doğurur nasıl olsa, ben de sadece severim! "
Kahkaha atıp paytak adımlarını takip etmiş, bahçeye çıktığımızda çimlere direkt oturması yerine bir piknik örtüsü sermiştim.
" Yiyecek bir şeyler ister misin miniğim? "
" Çilek getirir misin? "
" Geliyorum hemen, kıpırdama yerinden. "
Gözünün altına minik bir öpücük bırakıp hemen eve girdim, önceden yıkayıp suyunu süzdüğüm çilekleri tekrar sudan geçirmiş, toprağından tamamen arındırmıştım. Bahçeye tekrar çıktığımda Jeongguk yerinde değildi, çitlerin oraya yürümüş, parmak uçlarında yükselip yan evin bahçesini dikizlemeye başlamıştı.
Bu şapşal görüntü karşısında gülmeden edemedim, o kadar güzeldi ki aklımı kaçıracaktım bir gün.
Yavaşça arkasından yaklaşıp beline kollarımı sardığımda irkilip bana döndü, ellerini göğsüme koyup aşağıdan bana boncuk boncuk bakmaya başladığında dayanamadan öpücük yağmuruna tuttum yine onu.
"Dikizci tavşan, ne yapıyorsun sen bakalım?"
"Kavga ediyorlardı, merak ettim. Omegaya vursaydı gidip dövecektim onu."
Kıkırdayıp yürümesi için belinden destek olmuş, dikkatlice örtüye oturmasını sağlamıştım. Çilek kasesini kucağına çekip şirin şirin yemeye başladığında dirseğimi dizime, çenemi de yumruğuma yaslayıp izlemeye başladım onu. Artık başka bir işim yoktu zaten, bütün gün bebeğimi izleyip onunla ilgileniyordum. Olmadığım zamanları telafi etmeye çalışıyor, Jeongguk'un tek başına bir işe kalkışmasına zinhar izin vermiyordum. İstemiyordum işte, ikisine de sevgimi göstermek istiyordum. Dört ayın yokluğunu kapatmak istiyordum.
"Teyung, daldın."
"Oh, noldu güzelim?"
"Daldın sevgilim, bir sorun mu var?"
"Yoo güzelim, seni izliyordum."
"Soruma cevap ver o zaman?"
"Soru mu sordun ki?"
"Taehyung! Beni dinlemiyorsun ama!"
"Güzelliğine dalmışım, duymadım o yüzden, tekrar sor hadi miniğim."
Dudaklarını birbirine bastırıp minik gamzelerini göstermiş, parmaklarımı yumuşak yanaklarında gezdirip kendisi kadar minik bir öpücük bırakmıştım.
