Gece kapının şiddetli çalmasıyla sokulduğum omegamdan irkilerek ayrıldım. Jeongguk korkuyla derin bir nefes almıştı, bakışlarını bana çevirdiğinde alnına dudaklarımı bastırıp yataktan kalktım.
"Aşağı gelme güzelim, neler olduğunu öğrenip geri geleceğim."
Uyku mahmuru kafasını sallamış, yatağa tekrar uzanıp üzerime bir şeyler geçirmemi izlemişti.
"Taehyung, dikkatli ol."
"Tamam bebeğim, hadi, sen uyumaya devam et."
Aşağı hızlıca inip kapıyı hışımla açtığımda Yoongi nefes nefese bakıyordu yüzüme. Kaşı yarılmış, kan süzülürken karnını tutup yüzünü buruşturuyordu.
"Baskın yedik."
°°°
Çabucak askeri kıyafetlerimi giyinip bebeğime hızlı bir öpücük vermiş, gecenin bir vakti soluğu kışlada almıştım. Yoongi'yi şifahaneye bırakıp yer yer kurşun deliklerinin duvarları süslediği alana girmiştim. Tanrı'ya şükür fazla yaralımız ya da kaybımız yoktu.
"Etraf sakinleştiğinde saldırdılar efendim, elimizden geldiğince müdafaa ettik kendimizi, Çin klanına bağlı olduğunu tespit ettiğimiz üç kurt öldürüldü. Beş kurdun henüz hangi klana bağlı olduğu tespit edilemedi, ikisi sağ, nezarethanede sizi bekliyorlar. "
Sert adımlarla aşağı inip kendimi sakinleştirmeye çalıştım ama onları pişkin pişkin otururken gördüğümde kan beynime sıçradı. Feromonlarımın yoğunluğundan fark etmişlerdi beni, ayağa kalkmak istediler ama izin vermedim. Etkim altına girmişlerdi, auramla boğuyordum onları. Nefes almak için çırpınıyorlardı, biri dayanamadan geberdiğinde diğeri korkuyla arkadaşını dürttü.
"Onun gibi ölmek istemiyorsan hemen anlatmaya başla. Zira sabrımın sınırlarındayım."
°°°
Son kez güçlü bir yumruk geçirip kan olmuş ellerimi üzerime sildim. Alfa cılız bir çığlık atmıştı ve onu bırakmamla nefes nefese, acı içinde inleyerek sandalyeye geri düşmüştü.
"Çin klanının ne gibi planları var?"
" Yemin ederim, yemin ederim tek bildiklerim size anlattıklarım. Bize ne dendiyse onu yaptık, bir, bir hafta önceden belliydi buraya saldıracağımız. Kral Gae de bizimle! Size karşı ihanet içinde!"
Son gücüyle bağırıp çırpınmaya başladığında yüzüne sert bir yumruk savurup bayıltmıştım onu. Burnundan iğrenç bir kırılma sesi gelmişti ve tüm kucağını kırmıza boyayacak kadar kan akmıştı birden.
" Soedam! "
Gür sesimle, çağırdığım nöbetçi içeri girmiş, önümdeki kurdun halini gördüğünde dişlerini sıkmıştı.
"Bunu alın, bu halde kapatın bir odaya. Kemikleri yerlerine yerleşmeden iyileşecek, şifahaneye götürün, teker teker kırılıp yine öyle bırakılsın. Geberip gidene kadar bu düzeni tekrarlayın. Kimse benim kardeşlerime bu muameleyi gösteremez."
°°°
"Yoongi'nin durumunu öğrendiniz mi?"
"Emrettiğiniz gibi General, bilgi aldık. Vücuduna iki kurşun saplanmış, başarılı bir ameliyatla ikisi de çıkarıldı. Ama şey.."
