-1.2-

26.4K 1.5K 771
                                    

Sabah Jeongguk'u şifahaneye bırakıp kışlaya girdim.

"General, Çin klanından ve garantör krallıktan mektuplar var."

Odama mektuplarla girip okudukça sabrım taşıyordu.

"Alenen tehdit ediyorlar bizi! Yoongi!"

Gür sesimle Yoongi panik içinde odama girdi. Sesim kışlanın tüm duvarlarında yankılanmıştı.

"Çin klanı sınırdan çekilmemiz için tehditler savuruyor. Garantör krallık anlaşmanın fes edilmesini ve Çin'e savaş açmamız gerektiğini öneriyor! Hemen Kral Kim'e haber verin, görüşmeye gideceğim."

Selamını verip odadan çıkınca sinirle oturdum tekrar koltuğuma. Mingi kapıyı çalıp içeri girmiş, çekingen bakışlarla elindeki kağıdı önüme bırakmıştı.

"Garantör krallık emrinize amade General. Her türlü askeri tehçizatı ve asker yardımını yapacağını söylediler. Kral Hee savaş taraftarı."

"Neden istedikleri çok açık değil mi? Klanı istiyorlar, o yüzden bu kadar düştüler üzerine. Savaş halinde olduğumuzdan yanaştılar bize, barış imzalamamız için uğraşmış, garantör krallık olup savaş olduğu vakit savaşa girmeye hak kazandılar. Ganimet olarak da klanın yarısını isteyecekler."

" Emin misiniz efendim? "

" Ya ne olacak Mingi? Ne için çabalıyorlar sanıyorsun? Barış halinde yaşamamız için mi? Hah, rüyamızda. "

Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım.

" Çıkabilirsin Mingi. "

Kafasını sallayıp odadan çıktığında bir süre sadece öyle oturdum. Kapımın önünden tartışma sesleri gelmeye başladığında anlamazlıkla kafamı kaldırdım.

" Çekil yolumdan aptal asker! Eşimi görmek için sizden izin mi alacağım?!"

"Ah, Jeongguk.."

Sırıtıp kafamı tekrar yasladım koltuğa. İçeri sessizce süzülen miniğim kucağımda yerini aldı hemen.

"İçim korkuyla doldu birden, çok sinirlisin deltam. Ne oldu?"

"Bebeğim, Çin klanına gitme ihtimalim var."

Belinde parmaklarımı gezdirip dalgınca söylediğimde kasıldı. Yüzü hüzünle doldu, yakalarıma tutunup alnını alnıma yasladı.

"Hayır... Taehyung, deltam, hayır.."

"Sevgilim, hemen değil. Ne zaman gideceğim belirsiz, belki gitmem bile. Bu aralar fazlasıyla sorun çıkarmaya başladılar ve ben sorunu kökünden halletmeden de durmayacaklar."

Dudaklarını büzüp boynuma sarıldı, nefret ediyordu uzaklara gitmemden.

"Senin yerine başka biri gitse olmaz mı?"

"Meleğim, bunları konuşmuştuk."

Bu kez mührümde hissettim yakıcı dudaklarını, içimi hoş edecek birkaç ıslak öpücük bıraktı.

"Hem dediğim gibi, belirsiz, belki gitmeyeceğim?"

"Uf ama ya! Bunun tesiriyle mi yaşayacağım ben hep!"

"Eh, eşiniz bir general, Omega Kim."

Sırıtıp burnunu burnuma sürttü. Kalçalarını avuçlayıp kasıklarıma daha çok çektim onu. Yanaklarını ve boynunu öperken kapı çalmıştı.

"Müsait değilim, sonra gel."

Jeongguk boğuk sesimle kıkırdayıp boynumdaki kollarını sıkılaştırdı. Dudakları arasından hafif bir mırıldanma çıktığında mührüne tekrar bastırdım dudaklarımı.

Delta×Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin