Bora 8 - Rawoon 4,5 - Nabom 1,5 yaşında
°°°
"Jeongguk, çiçeğim evde misin?"
Eve yorgunlukla girer girmez bebeğime seslenmiş, alamadığım karşılıkla sıkıntı içinde dudak büzmüştüm.
Onu da, bebeklerimi de çok özlemiştim.
Yukarı çıkıp odamıza girdiğimde, gördüğüm görüntüyle dudaklarım kendiliğinden gerildi. Tüm bebeklerimizi yanına almış, birbirlerine sokulmuş uyuyorlardı. Tamamen temizlenmeden yaklaşmak istemedim yanlarına, önce kısa bir duş alıp üzerimi giyinmiştim. Yatağa geçip evlatlarımın hepsini teker teker öpüp miniğimin arkasına geçtim ve gevşekçe sarıldım, parmaklarım üç aylık hamile karnında geziniyordu.
Bir kızım, bir alfam daha olacaktı.
Aşkımın ensesine dudaklarımı bastırdığımda hafif uyanır gibi olmuş, bana kendisini iyice yaslamıştı.
"Ne zaman geldin, hiç duymadım."
Sevimli mırıltısıyla gülümseyip tekrar öptüm ensesinden, ellerini karnında duran parmaklarıma sarmıştı.
"Yorgun mu hissediyorsun?"
"Çocuklarla uğraşınca yoruldum biraz, Bora, gel baba uyuyalım, diyince hepsi benimle uyumaya geldi."
Nabom'un ve Rawoon'un saçlarında parmaklarımı gezdirip Jeongguk'un yanağından öptüm.
"Nabom baskılamaya çalışıyor seni değil mi?"
Hafifçe gülümseyip bana döndü, üzerimdeki pijamanın yakalarında parmaklarını gezdirip boynuma burnunu bastırdı ve derin bir nefes aldı.
"Hayır Taehyung, beklediğimiz gibi davranmıyor bana. Çok uysal, beni kardeşlerinden bile korumaya çalışıyor küçücük boyuyla. Henüz ufak, biraz daha yaşı geçtikten sonra ne olur bilemem ama beni karnımdaki bebekten kıskanıyor biraz. Ellerim ne zaman karnımı bulsa hemen gelip kafasını dizlerime yaslıyor, saçlarını okşamamı bekliyor."
Hafifçe kıkırdayıp Nabom'umun yanaklarında gezdirdim parmaklarımı hafifçe, uyanmasını istemiyordum, melek gibilerdi.
" Doğduğunda çok sevecek kızımızı, ondan küçük olacak bir kere, koruyup kollayacak. Yeri gelecek Bora'yı bile sahiplenecek Jeongguk, içindeki güç isteyecek bunu. Ailesine bağlanacak, bize, kardeşlerine, ilerideki eşine, çocuklarına, hem de asla kopmayacak bir şekilde. Kendimden biliyorum, siz benim her şeyimsiniz, tek hazinemsiniz. "
Biz orda birbirimizle ilgilenirken önce Nabom uyanmıştı, ela gözlerini kırpıştırarak bana bakmış, hemen gülücükler saçmaya başlamıştı. Ölüyordum bu tepkilerine, babasının üzerinden geçip kucağıma kıvrıldığında dağınık saçlarından öptüm içim gide gide.
"Bir tanem benim, güzel bebeğim, iyi uyudun mu?"
Kafasını sallayıp gözlerini kırpıştırdığında burnundan ve yanaklarından öptüm. Bebeğimin yüzüne baktıkça doğmadan önceki tüm aptallıklarım aklıma düşüyordu ve üzerinden uzun zaman geçmiş olmasına rağmen pişmanlıkla kavuruyordu.
" Aferin sana, babayı üzdün mü bakayım sen bugün, hm? Haneul ile konuştun mu?"
Kaşlarını çatıp dudaklarını büzdüğünde Jeongguk şaşkınlıkla baktı bana. Genelde bebeğimiz doğmaya yakın ssçerdik isimlerini hep. İkimizin de istediği bir isim olurdu ama şimdi ben koymak istemiştim kızımızın adını.
" Haneul mı? O nereden çıktı aşkım?"
Jeongguk'un kısık sesiyle aşk dolu bakışlarımı kızımızdan miniğime çektim. Elimi karnına uzattım ve parmak uçlarımla hafifçe dokundum.
