6. Bölüm "Sürgün Eden"

119 19 276
                                    


Oy vermeyi unutmayın lütfen.


Öz için;


SÜRGÜN EDEN

POLİNA EVOİD

Evden çıkalı iki buçuk saat olmuştu son günlerde yaşadıklarım baş ağrımın artmasına sebep olurken gizlediğim acılarım gün geçtikçe artıyordu. Sığınağın kapısına geldiğimde başıma vuran keskin ağrı ile gözlerim karardı, bir kaç saniye sonra yavaşça gözlerimdeki buğu gitti ancak baş ağrım hala yerindeydi. İlaçlarımı bulmam lazımdı.

Adımlarımı odama doğru yönlendirdim, ortak alandan geçerken salaşlar beni görünce ayağa kalkmış selam vermişlerdi onlara sadece kafamı sallayarak yoluma devam ettim. Odama girip çekmeceleri açtım ve ilaçlarımı sakladığım yerden çıkarmak için yer açtım ancak tam çıkarmak üzereyken odama giren Efsan ile ilaçların üzerini örtüp dosyalarla ilgileniyormuş gibi yaptım.

"Merhabalar kraliçem." Diye stresli olduğunu düşündüğüm bir sesle konuştu.

Gözlerimi kısıp ona baktığımda, "Gelebilir misin çatıda olacağım konuşmamız gerek." diye mırıldandı.

"Hangi konu hakkında?" diye sordum.

"Burada olmaz, gel lütfen. Bekliyorum." dedi ve odadan çıktı. Ben de arkasından çıktım.

Çatıya ulaştığımızda Efsan demir korkulukların önüne oturup ayaklarını boşlukta sallandırmaya başladı. Ben de yanına geçip aynı şekilde oturdum.

"Ee anlat bakalım, dinliyorum." diye konuşmasını sağladım.

"Ben bir kızı seviyordum." Haydaa.

"Ama onun benim varlığımdan bile haberi yoktu." Şaşırdım. Çok şaşırdım hatta çünkü Efsan bu güne kadar hiç sevdiği kız hakkında konuşmamıştı. Ama şu an bana anlatıyordu.

"Neden geçmiş zaman ekiyle konuşuyorsun?" diye sordum.

"Öldü." dediğinde gözünden bir damla yaş akmıştı, "Trafik kazası."

"Sana bunu neden anlattığımı merak ediyorsundur. Haklısın neden anlattığımı ben de bilmiyorum, ama küçükken ne zaman kalbim kırılsa, üzülecek her hangi bir şey olsa ben ilk anneme koşar ona anlatıp ağlardım." Ağlamaya devam ediyordu. Onu ilk kez böyle görüyordum.

"Seni anneme benzetiyorum biliyor musun?" dediğinde şaşırmıştım.

"Sen de aynı onun gibisin, kuralcısın bazen bize düşmanınmışız gibi bakıyorsun. O bakışların bizi kendimize getiriyor, aslında kim olduğumuzu hatırlıyoruz ancak sen bize ne kadar öyle baksan da bizi çok seviyorsun ve bizi koruyorsun." Haklıydı. Ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Hah ben kimseyi sevmem Efsan." diye küçümseyici bir sesle konuştum.

"Barlas'ı da mı?" diye sordu. Onun adını bile duymak kendimi kullanılmışım gibi hissettiriyordu.

"O benim zaafım ancak onu sevmiyorum." Yalan dedi içimden bir ses, "Onu sevsem bunu ona söylerdim ve şu an evli 3 çocuk sahibi olurdum." Bu da yalandı hatta imkansızdı.

"Ben onu en içimden seviyordum Pol... Ama sadece içimden." Sözlerinde acı vardı. "Bazen kendime bile itiraf edemezdim. Sen de öylesindir belki." dediğinde bana bakmıştı.

Yersizler Efsanesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin