10. Bölüm "Gözyaşı Lezâsı"

107 15 11
                                    

Oy vermeyi unutmayın.

Sizleri seviyorum.


Öz için;


GÖZYAŞI LEZÂSI

POLİNA EVOİD

Kalbin asıl görevi kan pompalamaktır. Aşık olmak değil. Aşk akıl işidir. Aklını çoktan kaybedenler aşık olamazlar mı? Yoksa en sağlıksız aşk onların mı olur?

O evden, iki adamın tırnaklarını tek tek koparıp çıktım ve onları ölüme terk ettim. Şimdi ise arabamı almış sıradaki intikamımı almaya gidiyordum. Vücudumdaki ağrı artmıştı, halsiz hissediyordum ve aynadaki aksime baktığımda göz altlarımın morardığını görmüştüm.

Ölüme mi yaklaşıyordum?

Komik.

Beş yüzüncü kez çalan telefon artık sinirlerimi bozmaya başladığında arabanın hızını arttırdım ve girdiğim sokağın sonunda kulağında telefonla bekleyen siyah saçlı adamı gördüm. Arabanın hızını biraz daha arttırdım ve ona doğru ilerledim.

Beni fark etti.

Çekilmedi.

Bana bu kadar çok mu güveniyordu?

Vitesi değiştirdiğimde ona doğru son hızla sürmeye başlamıştım. Direksiyonu sıkıyor ve sert bir surat ifadesiyle hedefime bakıyordum. Beni gören herhangi biri onu ezeceğime emin olabilirdi. Ama o çekilmiyordu. Kulağındaki telefonu indirmiş, gözlerini arabanın direksiyonundaki bana dikmişti.

 Bir cm... belki daha da az. 

Arabayı tam önünde durdurdum. Hala bana bakıyordu, çok emindi ona zarar vermeyeceğime. 

Aşağıya indim ve arabanın kapısını sertçe çarpıp Barlas'ın karşısına geçtim, "Aptal mısın sen? Deli gibi araba sürüyorum neden çekilmiyorsun? Ya ezseydim?" Diye bağırdım.

"Ezmezdin. Çünkü daha intikamını almadın." Diye konuştu.

"Eminsin yani seni öldürmeden intikamımı alacağıma." Evet... Böyle olacaktı.

"Ölmek senin için sadece bir kopuş. Sen benim kopmamı istemiyorsun, sen beni bitirmek istiyorsun." Gülümsedim.

"Ama şunu unutma," Dedi ve bana bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı. "Bitmiş bir insanı bitiremezsin. Senin uğruna mahvolmuş bir insanı daha da bitiremezsin."

Bir şey oldu. Gözlerime kara bir perde indi, vücudumdaki kan boğazımı yakarak yukarıya doğru çıktı ve ben kan kustum.

"Polina." Diye bir bağırış hissettim.

Bu onun sesiydi.

Bana ilk kez Polina dedi.

"Sana Aden demekten asla vazgeçmeyeceğim. Çünkü sen ne kadar öyle görmesen de benim Cennet bahçemsin."

"Arabanın kapısını açın!" Diye bağırdı aynı ses.

Kolumdan tuttuğunda kan kusmayı bırakmış yerde nefes nefese yatıyordum. Ben bu değildim. Ben kan kusarak yerlerde yatacak bir insan değildim.

"Bırak beni." Boğazımdaki kanın yoğunluğu sesimin boğuk çıkmasına sebep olmuştu.

"Şşt, dur nefes al. Hastaneye gidiyoruz." Endişelenmiş miydi?

Yersizler Efsanesi +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin