5.BÖLÜM: uyumak

624 27 6
                                    

Gözlerimi açtığımda kendimi Azralarda bulmuştum.

Azra ile kuzey kendileri ayrı eve çıkmışlardı.
Ara sıra bende kalıyorum.

Yataktan kalktım.
Salona gittiğimde, Aras kanepeye uzanmış uyuyordu. Yandaki battaniyeyi üstüne örttüm.

Mutfaktan sesler geliyordu.
Azra ile Kuzey'in seslerine gittikçe yakınlaşıyordum.

"Günaydın mavişim"
"Sanada Günaydın kızılım"

"Bizde kahvaltı hazırlıyorduk."

"Ben buraya nasıl geldim?"
"Valla maviş, Aras'ın kucağında geldin."
Bunu diyen Kuzeydi.

"E peki o niye burda kaldı?"
"Biz ısrar ettik"

"Aslında merak ettiğim, gece gece onun yanında ne işin vardı?"

"O beni tacizcilerin elinden kurtardı."
İkiside aynı anda "nee" diyerek bağırdılar.

"Çabuk anlat olayı bize"

Olayların hepsini onlara anlattıktan sonra
Aras'ın mutfağa girdiğini gördüm.

"Ben ekmek alıp geliyorum abi başka bişey istiyor musunuz?"

"Tamam ben seni geçireğim"

Aras'la Kuzey mutfaktan çıktıktan sonra
bende masayı hazırlamaya başladım.

"Mavişim"

"Efendim canım"

"Kolyeni neden çıkardın"
Hemen elimi yukarı çıkarıp baktığımda kolye gerçekten yoktu. Bende çıkarmamıştım.

"Hayır ben çıkarmadım ki, Allah kahretsin acaba o sırada mı düştü"

"Bence Aras öğrenince çok üzülür"

"Belki yatağa düşmüştür"
hemen hızlıca yattığım odaya giderken önüme çıkan Kuzey'e omuz atmıştım.

"Oha yavaş be"
"Pardoon"

Yatağın her tarafına baktım. Yorganı kaldırdım silkeledim ama yoktu.
Nerdeydi bu kolye?

"Maviş hadi kahvaltı"
"Tamam"

Mutfağa gidip masaya oturur oturmaz.
"Bulabildin mi?"
"Malesef"
"Neyi bulabildiniz mi" dedi Kuzey ama o sırada zil çaldı.

"Bak söylemeyin sakın Aras'a bişey"
Diye tembihledim onları.

Aras gelip karşıma oturmuştu.

Herkes yemeğini yerken, sessizliği bozan Kuzey olmuştu.

"Okul bizi kampa götürüyormuş"

"Aa ne güzel geçen seneki gibi, çok eğlenecez"

"Geçen yıl da mı gittiniz?"
"Evet Aras geçen seneki Irmak'ın doğum gününe denk gelmişti."

Azrayla göz göze gelmiştik.
Gözlerini büyüterek Aras'ın bardağını gösteriyordu.
Noldu der gibi kafa sallamıştım.
Kahveyi gösteriyordu.

Şimdi anladım bitmişte, kalk doldur demek istiyomuş.
Kalkıp Aras'ın bardağına Kahve doldurmuştum.

Oda teşekür eder gibi gülümsemişti.

"nezaman bu kamp?"
"Yarın başlıyormuş"
"ee biz ozaman bavulları hazırlayalım."

Kahvaltı bitmişti.
Kuzey ile Azra içeriye geçmişlerdi.

Aras benim yanımdaydı. Sürekli beni izliyordu. Gözleri kahverenginin en güzel tonuydu diyebilirim ama gözlerini üzerimde hissedince korkuyordum.
Nedenini bende bilmiyorum ama nebilim korkuyordum.

TEHLİKELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin