"Çiçekçinin önünde durabilir miyiz Beyefendi?"
Arabanın kapısını açıp çiçekçinin içine girdiğimde mis gibi kokular geliyordu."Bakar mısınız?"
"Hoşgeldiniz Hanımefendi" masadan kalkıp geldi güler yüzlü kadın."Bir demet papatya istiyorum"
"Tabiki biraz bekleyin"
O sırada gözlerimi diğer çiçeklere yönlendirdim.
"Buyrun"
Parasını verip teşekkür ederek dükkandan çıkmıştım.Taksiye geri bindim ve yolumuza devam ettim.
Araba stop ettiğinde geldiğimizi, anlamıştım. Adam bavulumu çıkarırken bende papatyalarla birlikte arabadan inmiştim.
Adama parasını verip bavulumu alıp mezarlığın içine doğru girmiştim.
Buraya gelmek çok zoruma gidiyordu. Sık sık gelmezdim zaten yediremezdim kendime.
Evet mezar taşının üstünde yazan isim "Meltem Korkmaz" orada isminin yazması yakışmıyor be annem.
"Bak sana ne getirdim. Papatyaları çok severmişsin. Benide papatyam diye seviyormuşsun.Bende senin gibi papatyayı çok seviyorum.
Burayı hiç sevmiyorum. Yani hiç alışamadım. Buraya nezaman gelsem ayaklarım geri gidiyor. Burası sana yakışmıyor be annem. Sensizlik bana çok zor geliyor. Hafize sultan hep diyor:Annene çok benziyorsun hareketleri felan güzelliği tıpkı annen diyor. Bu arada üstündeki papatyalar çok yakıştı. Biliyor musun anne papatyalar ölünce güzel kokusu çıkarmış. Aynı senin gibi...
Ağladığıma bakma, seni çok özlüyorum anne burdan gidip senden uzaklaşmak istemiyorum. Veda vakti validem söz bu sefer en kısa sürede gelicem."Arkamı dönerken Aras'ı görmemle gözyaşlarımı silmem bir olmuştu.
"Senin burda ne işin var?"
"Amerika'ya gidiyormuşsun"
Aras'a doğru yaklaşarak:"Babamdan uzak dur lütfen ona birşey yapma" Derken sesim olduğumdan da zayıf çıkmıştı. Gözlerimin önü kararıyordu. En son duyduğum ses: "iyimisin Irmak" olmuştu ve gözlerim kapandı.Gözlerimi açtığımda hiç görmediğim tanımadığım bir evdeydim.
"İyi misin?"dedi tanımadığım sarışın mavi gözlü kız o da kimdi?
"Nerdeyim ben, sen kimsin?" Yatakta doğrularak söylemiştim. Sarışın Kız bana daha çok yaklaşarak kenardaki sandalyeye oturdu.
"Sakin ol, korkma. Burası Araslar'ın evi, bende kardeşinin sevgilisiyim. Seni kahvaltıya bekliyoruz.""Şey lavabo ne tarafta"
"Koridorun sonundaki kapı"
Kız odadan çıkmıştı. Bende üstümdeki battaniyeden kurtulup lavaboya doğru yöneldim.Ev oldukça büyüktü. Ve hangi Koridorun sonunda onuda bilmiyorum. Bizim evimizden büyüktü. Şuan kaçıncı katta olduğunu bile bilmiyorum. Sağdaki Koridorun sonuna yaklaştığımda önümdeki kapıyı açıverdim. Karşımda 'Oha' dedittiricek kadar çok madalya vardı. Bitanesine doğru yaklaştığımda üstünde Aras'ın ismini gördüm. Bunlar Aras'a aitti. Aras basketbol mu oynuyormuş. Bize hiç bahsetmedi. Tabiki bu uzun boynu bir şeye borçluydu. Aşağıdan seslerin geldiğini duyunca elimdeki madalyaları bırakıp aşağı indim.
Seslere doğru yaklaşarak mutfağı bulabilmiştim. Evde çok hizmetlileri vardı. Tabiki bu büyük evi üç kişi asla temizleyemezlerdi. Temizlik yapan Aras Kılıç düşünmesi bile keyif veriyor.
"Orada dikilip duracak mısın?"
Aras'ın sesiyle olduğum yerde irkilmiştim.Ikimizde mutfağa girdiğimizde üç kişiyle karşılaşmıştım.
"Günaydın" lafı güler yüzlü kadından çıkmıştı. Ona gülerek bana gösterilen yere oturdum.
"Kardeşim: Koray, sevgilisi: selin, evimizin neşesi: Ayşe sultan.
"tanıştığıma memnun oldum" soğuk değillerdi, sıcakta değillerdi. Ayşe sultan hariç.***
Kahvaltımı yapıp ne yapacağını bilmeyen bir çocuk gibi koltukta oturuyordum.
Yanıma gelen Ayşe sultanı hiç farketmemiştim bile.."Pek güzel Kızsın maşallah Aras çok şanslı" kulağıma yaklaşarak fısıldadı.
"Hayır, yani biz arkadaşız" sanki beni hiç duymadan mutfağa doğru gitmişti. Bende sabah kalktığım odaya doğru ilerlerken, kapının içerisinden süzen ışık dikkatimi çekmişti. Oraya kapıyı kapatmaya gittiğimde içeride Aras'a ait resim görünce içeri girdim.Bu oda fotoğraflarla dolu bir odaydı.
Aras galiba birtek resimlerde gülebiliyor ya da ailesinin yanında çünki benim yanımda elimde tuttuğum resimdeki gibi gülmemişti. Böyle güzel aileyi benim babamın dağıttığını düşündükçe mahvoluyorum. Annesi çok güzel, babası çok yakışıklıymış. Hepsinin bir karede olduğu çok resim var. Aras bu yönden çok şanslı. Bizim yok. Bazı karelerde Selin bile var. Hepsi çok tatlılar, ama bidaha geri dönemiyecekler. Dolan gözlerimi silip odadan dışarı çıktım.O odayı bulmaya çalışırken evi dört dönmüştüm. Telefonum, kıyafetlerim o odadaydı.
Aras'ın odasını görmek çok isterdim. Ama hangi kat nerede olduğunu bilmiyorum.
Bir odanın önünden geçerken içeriden Aras ve Koray'ın sesleri geliyordu.
Kapıya daha çok yaklaştım."Babamın annemin katilinin kızı suan bizim evde ve biz hiçbirşey olmamış gibi davranıyoruz. Aras kendine gel istemiyorum o kızı."
"Lan burda kalcak hali yok zaten. Gider birazdan"
Hakkımda ne düşünüyorlarmış. Bu evde de zaten fazla duramam. Üst kata çıktığımda hele şükür odamı bulabilmiştim. Bavulumu herşeyimi alıp sesli bir şekilde aşağı inmiştim. Selin beni görünce:"Nereye gidiyorsun?"
Araslar'ın sesi yakınlaşıyordu.
Aras beni gördüğünde:"Irmak nereye"
İçimden Koray'a dik dik bakarak 'siz babanızın katilinin kızını evde istemezsiniz' ama işte söylemeye korkuyorum."Babam beni merak eder. Hem o kadar aramış. Eve gitmem lazım."
Hırkasını alıp dışarı çıkarken onu durdurdum.
"Aras taksiyle gitmek istiyorum"
Deyince beni duymamış gibi yapıp kapıyı kapatıp çıktı. Bende kapıya doğru yöneldiğimde "memnun oldum" sözünü söylerken çıktım.Aras arabanın içinde beni bekliyordu. Camı açmasını işaret ederken o da camı açtı.
"Noldu yine" diyerek somurttu.
"Bagaj"
Bagajı açınca elimdekileri oraya koyup arabanın yolcu koltuğuna oturdum.Bizim evin olduğu yoldan gitmiyorduk.
"Nereye gidiyoruz"Birşey demeye kalmadı. Sahilin karşısındaki cafeye geldik. Neden geldik?
Arabadan inmemi işaret ederken, kendisi inmişti bile.
Masalardan birine oturduğumuz da sessizliği bozan ben olmuştum.
"Ee ne istiyorsun?"
"Seni" diye kesin ve hızlı bir cevap verdi.
"Ne?""Mezarlıkta bayılmadan önce Aras babamdan uzak dur ona birşey yapma dedin. Bir şartla babana birşey yapmam."
"Ne şartı?""Bak güzelim benimle birlikte olursan babana birşey yapmam."
inanamadım. Sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek kalktı ve gitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ
Teen FictionBabasının intikamını almak isteyen yakışıklı bir erkek. Babasını o intikamdan korumak isteyen güzel bir kız. Sizce hangisi kazanır? İntikam mı? Aşk mı? -Her aşk diğerinin intikamıdır aslında...