14.Bölüm

707 42 22
                                    

"Seni sonsuza kadar seveceğim..."

İYİ OKUMALAR

O anı düşünemeden yapamıyordum. İlk zamanlar ben ona sarılamam diye düşünürken, biz dün öpüşmüştük. O an hiç bitmesin istemiştim. Çünkü onunla öpüşmek dünyanın en güzel hissiydi. Anlatılmaz yaşanır derler ya, tam da öyleydi gerçekten. Şu an onun yanına gidiyordum. Gitar çalmayı bırakmayacaktım. Bara girdiğimde, gözlerimle etrafı taradım. Fakat ateşi görememiştim. Neredeydi acaba? İlerdeki masada oturan barış ve tunayı gördüm. En iyisi barışa sormaktı. Hızlı adımlarla barışın yanına gittim. İkiside benim geldiğimi farkedip, bana baktılar.

"Selam barış" dedim. Barış tebessüm edip

"Selam" dedi. Beklemeden ateşi sordum

"Ateş nerde haberin var mı?" Dedim.

"Bugün hiç gelmedi bara evdedir belki" dedi. Neden gelmemişti ki? Belki de işi vardır.

"Anladım teşekkür ederim" dedim ve oradan uzaklaştım. Evde olabilir miydi ki? O an aklıma geçen hafta sokağına gittiğimde, ceydayla öpüşmeleri gelmişti. Tekrardan sinirlenmiştim. Adımları ateşin sokağına çevirdim. İçimden umarım evdedir diye dualar ediyordum. Küçük bir yürüyüşten sonra gelmiştim. Derin bi nefes çekip, apartmana girdim ve ikişer ikişer merdivenleri çıktım. Koca binaya asansör yapmadıkları için sövüyordum. Onun katına geldiğimde, beklemeden kapıya vurdum. Bi kaç saniye sonra kapı açıldı. Karşımda yarı çıplak bir ateş duruyordu. Altında sadece pantolon vardı. Yoksa içeride bir kadın mı  vardı? Tanrım bunu bana tekrar yaşatma ne olur!

"Müsait değilsin sanırım" dedim. Ateş sesimle irkilip, gözlerime baktı.

"Müsaitim gir içeri" dedi. Tanrıya şükürler olsun düşündüğüm şey değilmiş. Ayakkabılarımı çıkartıp, içer girdim. Ateş o sırada tişörtünü giyiyordu. İnan hiç gerek yoktu giymesine. Ateş oturmam için koltuğu işaret etti. Omuzumda ki gitarı kenara bırakıp, oturdum. Ateş ifadesiz bir şekilde, bana baktı.

"Aslında geldiğin iyi oldu konuşmamız gerekiyordu" dedi. İçimi merak salmışken, dünle alakalı olabileceğini düşündüm. Bu konuşmanın sonunda üzülecekmişim gibi hissettim.

"Senden öncellikle çok özür diliyorum. Öyle bir şey yapmamalıydım. Seni fazlasıyla umutlandırdığımında farkındayım. Ama gerçekten isteyerek yapmadım." Dedi. Ateş bi kere de şu ağızından iyi bir şey çıksa olmaz mı? Sakin bir ses tonuyla cevap verdim.

"Neden yanlış yapmaktan bu kadar korkuyorsun?" Dedim. Ateş bu sorumun karşısında bi kaç saniye susmuştu. Ardından derin bi nefes çekip, gözlerime baktı.

"Yanlış yapmaktan korkmuyorum. Seni üzmekten korkuyorum" dedi. Sinirle kafamı iki yana salladım

"Zaten üzdüğün kadar üzdün beni ateş. Daha neyden bahsediyorsun?" Dedim. Ateş kaşlarını çatıp

"Ben seni üzecek bi şey yapmadım. Sen kendini bile bile üzdün" dedi. Bi yerde de hak vermiştim aslında. Ne diyebilirdim ki artık? Hiç bir cevap vermeden, başımı önüme eğdim. Ateş küçük adımlarla gelip, yanıma oturdu

"Solita lütfen üzülme, beni de anlamanı istiyorum. Senin şu an yaşıtlarınla gezip, eğlenmen gerekirken benim yanımdasın. Git hayatını yaşa önünde bir sürü güzel yıllar var" dedi. Her şey onun için çok kolaydı. Sözlerimi söylemek için yutkundum

"Sensiz bir hayat düşünemiyorum ateş. Senin de beni anlamanı istiyorum." Dedim. Ateş dirseklerini, diziyle birleştirdi. Bir şey düşünüyor gibiydi. Onun konuşmasına izin vermeyip, ben giriştim konuşmaya.

A Pinch Of Love | Johnny DeppHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin