29.Bölüm

540 35 4
                                    

do you have to be so cute? :)

İYİ OKUMALAR

Sabah gözüme gelen güneşle açtım gözlerimi. Bir kaç saniye tavanı izledim ve içimden bugün güzel bir gün olmasını diledim. Yataktan yavaşça kalktım ve telefonumdan saate baktım. Saat 10:20'ydi. Ardından yağızdan gelen mesaja tıkladım.

Yağız=Seni bekliyor olacağım solita. 09:02

Hiç bir şey yazmadan telefonu kapadım ve odadan çıktım. Ateş balkonda telefonla konuşuyordu bir yandan da sigara içiyordu. Derin bi nefes çekip, yanına gittim. Yanına gittiğimde telefonu kapatmıştı. Suratıma bakmadan

"Günaydın" dedi ve sigarasını içmeye devam etti. Anlaşılan aramız hala soğuktu.

"Günaydın" dedim. Gözlerini bir kez olsun bile karşıdaki binalardan ayırmamıştı. Bu tavırlarına aşırı sinir olsamda, sinirimi içimde tuttum. Hiç bir şey olmamış gibi konuşmaya devam ettim.

"Bugün besten yayınlanıyor nasıl hissediyorsun?" Dedim. Ateş sigarasını bitirip, izmartini balkondan aşağıya attı ve iki ellerini de pantolonun cebine soktu.

"Mutlu olmaya çalışıyorum sonuçta bunu çok istiyordum" dedi. Mutlu olmaya çalışıyorum derken? Şu an burda heyecandan dört dönmesi gerekirken, yüzünden düşen bin parçaydı. Her şey yağız meselesi yüzündendi. Ama ne yapabilirdim ki?

"Yağız meselesini kapatsak mı artık? Biraz gül bir şeyler yap bugün senin en mutlu günün ateş!" Dedim. Sözlerim sonunda yüzüme bakmasını sağlamıştı.

"O piç bana solita artık seni sevmiyor, senden ayrılmak istiyor dediğinde ben neler hissettim biliyor musun?" Dedi. Bir kaç saniye sustu ve gözlerimin içine baktı sonra tekrardan sözüne devam etti "Bilmiyorsun! Seni kaybettiğim için günlerce kendimi suçlayıp durdum solita! Ve sen gelmiş bana onu affedeceğini söylüyorsun." Dedi. Bu sefer sesi biraz yüksek çıkmıştı. Şimdi ne yapacaktım ben? Harika arkadaşım ve sevgilimin arasında kaldım.

"Bak ateş seni anlıyorum ve sonuna kadar da haklısın ama sende biraz beni anla." Dedim. Ateş derin bir nefes çekti ve gözlerini yine karşıdaki binalara çevirdi.

"Bugün yağızın yanına gideceğim konuşmaya" dedim. Anında gözlerini bana çevirdi. Sinirliydi ama bunu belli etmemeye çalışıyordu.

"Saat kaçta?" Dedi.

"12 gibi gideceğim" dedim. Ateş bir süre düşünür gibi oldu ve konuşmaya başladı.

"Bende seninle geleceğim" dedi. Bu sözleri karşısında biraz şaşırdım ve birazda tedirgin olmuştum. Ya yağızı döverse? Eğer gelme dersem ateşle aramız iyice açılacaktı. Sadece kafamı sallamakla yetindim.

"Şimdi ercüment bey'in yanına gideceğim şu besteyi yayınlayacağız. Ben gelene kadar evden bi yere gitme" dedi. Yine bir şey demeden kafamı salladım. Aslında ateşin gitmesine gerek yoktu sonuçta sadece yayınlanacaktı. Yani ateşlik bir iş yoktu ama ateş yinede gitmek istiyordu.

Beraber içeri geçtik ben koltuğa oturdum o ise ceketini giyiyordu. Belli etmiyordu ama heyecanı vardı bunu hissedebiliyordum. Evin anahtarını cebine koydu ve görüşürüz bile demeden gitti. Sakin ol solita!! Umarım bugün bir olay çıkmadan geçerdi. Telefonuma gelen bildirimle, telefonu cebimden çıkardım. Yabancı bir numaradan gelen mesaja tıkladım.

05** *** 5765= Merhaba solita, ben serkan numaranı annenden aldım. Bu hafta nikâhımız var biliyorum gelmeyeceksin ama yinede söylemek istedim. 10:40

A Pinch Of Love | Johnny DeppHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin