1. Bölüm

3.4K 82 39
                                    

~İYİ OKUMALAR

Elindeki elektro gitarla ortamı coşturuyordu. İnsanlar deli gibi dans edip, bi yandan şarkıya eşlik ediyordu. Onu tekrar hayranlıkla izlemeye devam ettim. Dudaklarının arasında ki sigarayı son kez içine çekti ve izmartini yanında ki çöp kutusuna attı. Gözleri sadece elindeki elektro gitardaydı. Arada eğlenen insanlara bakıyordu. Fakat bi bana bakmıyordu. Birinin omuzuma vurmasıyla gözlerimi sahneden almıştım. Yağızın vurduğunu anlayıp gözlerimi ona diktim.

"Ne vuruyorsun be?" Dedim

Yağız alaylı bi şekilde

"1 saatir gözlerinle yiyorsun adamı" dedi. Sahnede ki olağanüstü yakışıklıdan bahsediyordu. Aylarca şu bara gelip, sadece onu izlemekle yetinmiştim. Aramızda herhangi bir konuşma geçmemişti. Birbirimizi tanımıyorduk. Fakat o farketmese bile aylardır onu gizliden gizliye takip ediyordum. Adı Ateşti. Soy adını henüz öğrenememiştim. Gözlerimi ateşten çekip, yağıza döndüm

"Ah bir de göz göze gelebilsek" diye iç geçirdim.

"Onunla konuşmanın zamanı geldi bence. Aylardır buraya gelip, izlemekten başka bi şey yapmıyorsun" dedi yağız. Ona hak vermiştim. Ama gidip ne diyecektim ? Ne konuşacaktım. Şarkının durmasıyla gözümü ateşe çevirdim. Ateş ve grubu 5 dakikalık mola vermişti. İnsanlar masalarına oturmuştu. Sonunda onu daha iyi görebiliyordum. Genelde dans eden insanların boyundan dolayı çok göremiyordum.

"Ne konuşacağımı bilmiyorum yağız" dedim. Onunla konuşmak istediğimde, beni büyük ihtimalle herhangi bi hayranı sanacaktı. Yağızın sesiyle düşüncelerimden ayrıldım

"Selam deyip başlat konuşmayı. Fakat gece bitince yap çünkü, bunca insanın arasında seninle pek konuşacağını düşünmüyorum" dedi

Suratımı düşürüp, ateşe bakmaya devam ettim. İnsanlar ateşi ve grubunu çok seviyordu. 3 kişiden oluşan bi grupları vardı her hafta sonları bara gelip, canlı müzik yaparlardı. Her hafta sonuda burası tıklım tıklım olurdu, kızlar ise ateşi görmek için can atardı resmen.. Yağız bi yandan 'sen yaparsın' diye gaz veriyordu. Genelde gaza gelip, yaptığım şeylerin sonunda hep pişman oluyordum. Eğer yapmazsam, yapmadım diye pişman olacaktım. Tüm cesaretimi topladım. Gece bitince onunla konuşacaktım...

"Hazır mısın?" Dedi yağız. Derin bi nefes çekip yutkundum. Bar boşalmaya başlamıştı.

"Hazır değilim galiba" dedim. Yağız çenemden tutup, kendine çevirdi

"Hadi ama artık zamanı geldi seni dışarıda bekliyorum işini hallet gel" dedi ardından alaycı gülümsemesiyle gitti. Ne yapacaktım şimdi tek başıma? Barda ateşin gurubu ve garsonlardan başka kimse kalmamıştı.

Sahneye doğru ilerdim. Aramızda çok mesafe yoktu, arkasında sayılırdım. Eşyalarını toparlıyordu, bense ona hayranlıkla bakıyordum. Bir anda hissetmiş olmalı ki arkasında döndü. O an sanki kelimeler boğazıma düğümlenmiş gibiydi. Gözlerinin içine baktım. Ateş 'Ne oldu' bakışı atıyordu. Galiba konuşamayacaktım. Kafamı istemsizce iki yana salladım. Tam giderken

"Fotograf mı çektireceksin" dedi. Işık hızlıya arkama döndüm. Biliyordum beni hayranlarından biri sanacağını. Kafamı olumlu bi şekilde salladım. Küçük adımlarla yanıma geldi ve eğildi. Burnuma hoş bir parfüm kokusu geliyordu. Bunun etkisinde daha fazla durmayıp, telefonumu çıkardım. Fotoğrafı çektikten sonra şefkatle fotoğrafa bakıyordum. Ah ne kadar da güzel gülmüş. Gözlerimi ateşe çevirdim

"Teşekkür ederim" dedim. Ateş suratıma bakmadan

"Önemi yok" dedi. Suratım düşmüştü. Arkadan gelen sesle gözlerimi ateşten ayırdım. Garson bana bakıp

"Küçük hanım barı kapatıyoruz lütfen dışarı çıkar mısınız" dedi. Son kez ateşe baktım bana göz ucuyla bakıyordu. Gözlerini garsona çevirip

"İyi geceler tolga" dedi ve yanımdan uzaklaştı.. Hafif bi kırılganlık vardı üzerimde. Yağızın yanına doğru gittim. Olanları anlattım moralimin bozuk olduğunu anlayıp, kolunu omuzuma atıp kendine çekti.

"Üzme kendini kızım daha olayın başındayız" dedi

Gülümseyerek elimi yağızın beline doladım. Yağız en yakın arkadaşımdı. 11 yıllık süren bir arkadaşlığımız vardı. Her zaman yanımda oldu. Her konuda bana destek verdi. O gerçekten çok iyi bir insandı. Bizim sokağa gelmiştik. Yağıza sarıldım.

"İyi geceler" dedim. Yağız kollarımdan geri çekilip

"İyi geceler solita" dedi. Ardından apartmana doğru yol aldım. Adımın tuhaf olduğunu biliyorum. Solita ispanya da 'yalnızlık' anlamına gelen bir kelimedir. Ben doğduğumda babam koymuş ismimi. Neden böyle bir isim koymuş bilmiyorum ama tam anlamıyla ismimi taşıyordum. Hayatım boyunca hep yanlızdım. Ben 7 yaşındayken babam ve annem boşandı. Annemle birlikte yaşıyordum. Annem yüzlerce kez boşanma sebebinin anlaşamadıklarının olduğunu söylesede, ben her şeyin farkındaydım. Babam annemi aldatmıştı. Ve olayın en kötü tarafı benim uyuduğum odada aldatmıştı.

Yıllar önce bir arkadaşım vardı. İlkokul 1'e gidiyordum. Nur adında olan arkadaşımın annesiyle, benim annem çok yakın arkadaştı. Arada bize gelirlerdi kalmaya. Bi akşamüstü yine bize kalmaya gelmişlerdi. Arkadaşımla oturma odasında koltukta yatıyorduk. Herkes uyumuştu. Tam kendimi uykunun kollarına bırakacakken, olduğum odanın ışığı yandı. Gözlerimi açmadım. Babamın fısıldayarak konuştuğunu duydum. Gözlerimi hafifçe araladım. Arkadaşımın annesiyle, karşımdaki koltukta sarmaş dolaştı. Kadını öpmeye çalışıyordu, fakat kadın tedirgindi. Çünkü annem evdeydi ve her an yakalanırız hissi vardı suratında. Yorganı kafama kadar çektim. Ellerimle kulaklarımı tıkadım ve saatlerce hareketsiz bi şekilde öylece durdum. Daha o yaşlarda aldatmanın ne demek olduğunu bilmesemde, bi şeylerin yanlış olduğunu hissediyordum.

Büyüdükçe her şey kafamda oturmuştu. Yeri geldi babamı öldürmek isteyecek kadar ondan nefret ettim. Bazen nasıl bir insan olduğunu düşündüm. Çünkü babamı sadece 7 yaşıma kadar görmüştüm. Sonrasında hiç görmemiştim. Yüzünü bile hatırlamıyordum. Sadece gençlik fotoğraflarından biliyordum. Belki yüzlerce kez aynı sokaklarda yürüdük birbirimizi farketmeden. Şu an onu görmek istermiydim? Sanırım hayır! Beni yıllarca görmek istemeyen bir babayla şu an ne konuşabilirdim ki? Veya hiç bir şey olmamış gibi boynuna atlayamazdım. Babamdan ne kadar nefret etsemde, bende her kız çocuğu gibi babamla el ele tutuşup parka gitmek, onunla dondurma yemek, onunla oyunlar oynamak isterdim. Babam beni sevgiye ihtiyacım olduğu zaman bırakmıştı. Annemle koca evde yapayalnızdık. Annem her gün işe giderdi. Bana zamanını ayıramazdı. Çünkü çalışması gerekiyordu. Sonra bu mahalleye taşınmamızla, yağızla tanıştık. Hemen alt sokakta oturuyordu. O benim karşıma çıkmış en güzel şeydi. Yeri gelir bana abilik yapardı. Korur kollardı beni. Ama benimle çok eğlenirdi, bende onunla. Ah şu an farkettim ki, gerçekten acınası bir hayat hikayem varmış!!

Selam, süper bi hikayeyle geri döndüm. Çok güzel bölümler gelecek. Aksatmadan her akşam 1 bölüm atacağım. Bunun sözünü şimdiden vereyim. 2. Bölümü merakla bekleyin:))

A Pinch Of Love | Johnny DeppHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin