28.Bölüm

482 32 7
                                    

İYİ OKUMALAR

Gece yarısı olmuştu ve ateş hala eve gelmemişti. Onu merak ediyordum. Şu an eve hala gelmemesi sırf yağızı affedeceğimi düşündüğü içindi. Ama beni anlamasını bekliyordum çünkü yağız benim en iyi arkadaşımdı. Resmen onunla büyüdüm, yediğimiz içtiğimiz hiç bir zaman ayrı gitmedi. Yeri geldi beni korudu kolladı, her zaman yanımda oldu. Evet yaptığı şey affedilecek bir şey değildi. Fakat yağızla aram ilk defa açıldı. Biz ilk defa böyle olduk onunla.

Şimdi düşününce de yağızı anlayabiliyordum. O an ne yapabilirdi ki? Birisi sizi korkutsa, sizi tehdit etse ne yapabilirsiniz ki? İstemeyerek ve zorla dediği şeyi yapardınız. Yağızın bana gelip söylemesi gerekirdi ama artık iş işten geçmişti. Belki de ona ve arkadaşlığımıza bir şans vermem gerekirdi. Sonuçta her insan hata yapar ve önemli olan o hatadan ders çıkarmak değilmidir? Yağızında pişman olduğunu bu sabah yüz ifadesinden görmüştüm.

Fakat asıl mesele ateş! Eve geldiğinde onunla konuşmam gerek. Bir insan 11 yıllık arkadaşını bir çırpıda silemez. O kadar da kolay bir şey değil. Hadi yağızı silsem. Peki anılar? Onunla geçirdiğim o vakitler? Onları nasıl silecektim? Evet ilk başta asla affetmeyeceğim diyordum. Çünkü çok sinirliydim sağlıklı düşünüp, karar veremiyordum. Ama şimdi düşününce evet ona bir şans vermeliydim. Bunu yağız değilde, ben yapmış olsaydım. Galiba beni affet diye kapısında pervane dönerdim. Empati yapınca yağızın şu anda ne durumda olduğunu anlayabiliyorum ve ateşinde biraz empati yapmasını bekliyorum.

Kapının kapanma sesini duyduğumda, oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Gelen ateşti bir kaç saniye suratıma baktı ve hiç bir şey demeden odaya girdi. Tanrım!! Bazen bu tavırları beni sinir ediyordu. Derin bi nefes çekip, peşinden bende odaya gittim. Dolabından temiz kıyafetler çıkarıyordu. Benim geldiğimi farketmişti ama suratıma bakmamıştı. Sessizce boğazımı temizledim ve lafa giriştim.

"Ateş biraz konuşabilir miyiz?" Dedim. Ateş temiz kıyafetlerini eline aldı ve ifadesiz bir şekilde bana baktı.

"Banyoya gireceğim sonra konuşuruz" dedi ve yanımdan öylece geçti gitti. Ciddi misin ateş ya? Önüme düşen saçlarımı sinirle kulağımın arkasına yerleştirdim ve oturma odasına geçtim. Koltuğa oturup sessizce beklemeye başladım. İçeride saatin tık tak sesinden başka hiç bir ses yoktu. Beklerken bir sigara yaktım ve hayatımda olan biten her şeyi düşünmeye başladım. Aslında bunları düşünmek beni üzmekten başka hiç bir şey yapmıyordu ama düşünmeden de yapamıyordum. Bazı şeyler çok zoruma gidiyordu. Mesela babam beni neden sevmiyordu? Oğlunda bulupta bende bulamadığı şey neydi? Bende onun bir evladıydım! Kızını öldürmek isteyecek kadar kızından nefret eden adam oğlu aradığında yüzü gülüyordu. İşte bu fena bir şekilde zoruma gidiyordu.

Peki ya annem? İşte beni en çokta üzen bu konuydu. Çünkü benim annemden başka kimsem yoktu. O benim tutunduğum tek daldı. Evet babamla boşandıktan sonra çok güzel bir hayat geçirmedik. Annem sürekli çalışıyordu, bir şeyler düzelsin yoluna girsin diye çabalıyordu. Yeri geldi yoksulluğuda gördüm. Ama annem hiç bir zaman vazgeçmedi çalışıp, durdu. Sonra hayat bize bir şans tanıdı ve her şey yolunda gitmeye başladı. Bana hem annelik, hemde babalık yapmıştı. Ona her şeyden fazla güveniyordum. Sonuçta annemdi nasıl güvenmeyeyim ki?

Fakat benim masalımda her şey istediğim gibi gitmedi. Her masal mutlu sonla bitermiş ya? İnanmayın yalan hepsi! Her masal mutlu sonla bitseydi burda tek başıma oturup bunları düşünmezdim. Annemde yaraladı beni. Bu duyguyu, bu hissi nasıl anlatırım bilemiyorum. Tarif edilemeyecek kadar berbat bir his. En üzücü tarafida ne biliyor musunuz? Babam ve annemin yaşıyor olmasına rağmen benim yetim ve öksüz kalmam.

Olmuyor ne yapsam unutamıyorum yaşadıklarımı. Gece başımı yastığa koyduğumda tüm her şey karabasan gibi gelip gitmek bilmiyor bir türlü. Sana soruyorum tanrım. Ben bunu hakkedecek ne günah işlemiş olabilirim? İşte bu da benim imtihanımdı. Ama biliyorum ki kimse yaşattığını yaşamadan ölmeyecekti. Bu biraz içimi rahatlatıyordu.

Elimdeki sigarayı küllüğe koydum ve şu an ki duruma odaklandım. Yaklaşık 15 dakika geçmişti ve ateş hala çıkmamıştı. Sanki benimle konuşmamak için banyoda yalandan oyalanıyordu. Çünkü ateş normalde banyoda bu kadar durmazdı. Derin bi nefes çektim ve sırtımı koltuğa yasladım.

5 dakika geçtikten sonra ateş banyodan çıkmıştı. 20 dakika ne yapmıştı o banyoda anlamıyorum! İçeriye geldiğinde, karşımda ki tekli koltuğa oturdu ve ıslak saçlarını elleriyle düzeltti. Ardından bir sigara yaktı ve bana baktı.

"Ne konuşacağız?" Dedi. O gözlerime öyle bakarken, oturduğum yerden doğruldum ve konuya giriş yaptım.

"Bugün olanları konuşmak istiyorum" dedim. Ateş sigarasını ağzına götürdü ve keyifle dumanını dışarı üfledi.

"Bugün ne olmuş?" Dedi. Dalgamı geçiyordu? Suratına baktığımda ciddi bir şekilde sorduğunu farkettim.

"Yağız konusundan bahsediyorum ateş" dedim. Ateş gözlerini bana çevirip, sahte bir gülüş ekledi suratına.

"Doğru o konu vardı unutmuşum" dedi. Sinirlenmeme ramak kalmıştı. Şu an beni ciddiye almıyordu.

"Ateş dalga geçmeyi kes ve beni adam akıllı dinle!" dedim. Ateş yayıldığı koltuktan biraz doğruldu ve bana bakmaya devam etti.

"Dinliyorum" dedi. Sözleri kafamda iyice toparladım ve derin bi nefes çektim.

"İyice düşündüm ve yağızla olan arkadaşlığıma bir şans vermeyi istiyorum" dedim. Ateş suratıma bi süre baktı ve bitmiş sigarasını küllüğe koyup, ikincisini yaktı. Cevap vermemişti.

"Bir şey demeyecek misin?" Dedim. Ateş sigarasını parmaklarının arasına yerleştirdi ve bana baktı. Yine ifadesiz görünüyordu. Bazen ateşi anlamak gerçekten zordu.

"Ne dememi bekliyorsun solita?" Dedi. Tam cevap verecekken, ateşin bi anda çıkışması susmamı sağladı "O arkadaşın dediğin çocuk gitti seni ele verdi. Üzerine aramızı bozdu! Bunları ne çabuk unuttun?" Dedi.

"Hiç birini unutmadım hepsi hala dün gibi aklımda ama beni de anlamanı istiyorum. O benim en yakın arkadaşım. Senin için ağladığım zamanlar o oldu benim yanımda, bana her zaman destek oldu. Sen yokken o vardı benim yanımda. Benden sakın onu affetmeyeceğimi bekleme. Beni biraz seviyorsan bana anlayış göster ateş!" Dedim. Bunları bir nefeste söylediğim için derin bi nefes çektim ve verdim. Ateş gözlerini benden çekip, başka bi yere bakmaya başladı.

"Peki senin dediğin gibi olsun karışmıyorum sana" Dedi. Tamam en azından biraz anlayış göstermişti bu da bir şey.

"Biraz uzanacağım kalkar mısın ordan" dedi. Hiç bir şey demeden oturduğum yerden kalktım. Ateş yerinden kalkıp, koltuğa uzandı ve bir kolunu alnının üzerine koyup, gözlerini yumdu. Anlaşılan bu gece yanımda yatmayacaktı. Her bir şey olduğunda hep bunu yapıyordu. Küs bir çocuk gibi davranıyordu bazen. Buna daha fazla takılmayıp, ışıkları kapattım ve odaya gittim. Yarın sabah olduğunda yağızın yanına gidecektim ve onunla konuşacaktım. Cebimdeki telefonu çıkardım ve whatsapp'a girdim.

Solita=Yarın sabah saat 12'de her zaman ki yerde olacağım. 03:10

Mesajı gönderdikten sonra telefonu şarja koydum ve yatağa yattım. Sabah deli gibi mutlu olan biz şu an ayrı yataklarda mutsuz bir şekilde yatıyorduk. Aslında mutsuz denilmez. Ben sadece kırgınım o nasıl bilmiyorum. Belki o da bana kırgındır yağızı affedeceğim için. Fakat bana kırgın olma hakkı yoktu. Her şeyin zamanla düzeleceğine inanıyorum. Sonuçta zaman her şeyin ilacı değilmiydi? Bunları düşünmeyi kesip, yarın ateşin bestesinin yayınlanacağını hatırladım. Onca şeyler arasında güzel şeylerde oluyordu. Umarım artık her daim mutlu günler geçiririz...

Selam ben geldim! Bölüm bekleyen varmıydı ya da hikayeyi hala okuyan varmı bilmiyorum ama bu akşam oturup bölüm yazmak istedim. Bir şekilde bu kitabı sonuna kadar yazacağım çünkü yarım bırakmak istemiyorum:)) byby

A Pinch Of Love | Johnny DeppHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin