"Çünkü varsın ve biliyorum: ben senden mahrum yaşlanacağım. Çünkü varsın ve ben artık bir hayal olmadığını biliyorum. Çölde susuzluktan ölmek sorun değil, okyanusun ortasında susuzluktan ölmek asıl.. Beni mahveder."
Oturdum, saatlerce duvardaki o ça...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"dudaklarındaki viskiyi tatmak istiyorum."
♧
Yaklaşık 1, 2 saat geçmişti fakat ateş hala gelmemişti. Bir yanım kalkıp gitmemi söylese de hala bir ümit onu bekliyordum. Sence dedikleri doğru muydu? Bana aşkla bakan adam bunu yapabilirmiydi? Artık ne doğru, ne yanlış bilemiyorum. İstediğim tek şey 'beni aldattı mı' düşüncelerinden kurtulmaktı.
Hepimiz sessizce ateşi bekliyorduk. Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Gerçi ne konuşacaktık ki? Derin bir nefes çektim ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Bir süre aynada kendime baktım. Ağlamaktan gözlerim kızarmış ve uykusuzluktan dolayı çok yorgun görünüyordum. Fakat bunlar umrumda değildi. Bu surat alışık olduğum bir surattı. Beklemeden soğuk suyla yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım.
Ateş'in Ağzından;
Doğukanın nerede olduğunu öğrenince, motoru bara doğru sürmeye başladım. Bu sefer sakin kalmayacaktım! Bana verdiği o lanet hap yüzünden başıma gelmeyen kalmadı! Olanları hatırlamıyor olsam bile yanlış bir şey yapmadığımı biliyordum.
Bara hemen gidebilmek için moturu fazlasıyla hızlı sürüyordum. Yolların boş olması işime gelmişti yoksa bu hızla kaza yapabilirdim. Son kez gaza bastığımda, gözlerim hafiften karardı ve başım dönmeye başladı. Ne oluyordu bana? Direksiyon hakimiyetimi kaybetmeye başlamıştım. O sıra araba korna sesi kulaklarıma boğuk boğuk gelirken, bir darbeyle yere çakıldım..
Solita'nın Ağzından;
"Ateş gelmeyecek galiba ben gidiyorum" koltuğun üzerinde duran çantamı alırken, volkan beni durdurdu.
"Solita bir yere gitmiyorsun!" O sırada yağız araya girmişti.
"Sana ne oluyor? İster gider, ister gitmez!" Volkan kaşlarını çatıp, bana bakmaya devam etti.
"Şu arkadaşına susmasını söyle yoksa elimde kalacak!" Derin bir nefes çektim ve yerime geri oturdum. Bunların gereksiz atışmaları umrumda değildi. Şu an umrumda olan tek şey ateşti. Nerede kaldın ateş?
"Ateşi arar mısın volkan" Cevap vermeden telefonunu çıkardı ve ateşi aramaya başladı.
"Alo ateş nerdesin?" Volkanın sesiyle gözlerimi ona çevirdim.
"Siz kimsiniz? Kiminle görüşüyorum?" Dedi volkan. Konuştuğu kişi kimdi?
"Siz ne diyorsunuz! Nerdesiniz şu an?" Volkan birden bağırmaya başladığında, tedirgin olmaya başlamıştım. Ne oluyordu?
"Hemen geliyorum!" Telefonu hızlıca kapadı ve bana baktı. Kötü bir şey mi olmuştu?
