Second
"Sonra görüşürüz Luigi, sana bol şans diliyorum!"
Tom yanlarına doğru adımlamıştı, elleri ceplerinde, hali hazırda fazlasıyla sert bir görünüme sahipti. Siyah saçlarının bir kısmı gözünü perdelemişti. Yüzüne bakmak dahi istemiyordu.
"Şansa çok ihtiyacın olacak, Gleen."
Alaycı bir ifadeyle karşısındaki Ravenclaw'ın kaptanına bakarken, Luigi fazlasıyla sinirli gözüküyordu. Gitmekten vazgeçmişti.
"Ne yaptığını sanıyorsun Riddle?"
"Hiçbir şey, arkadaşınla tanışmak istiyorum. Abin... Bu aralar sana fazlasıyla kızgın. Oysaki aranızı düzeltmek için yanına indiğini düşünmüştüm."
"Bundan sana ne? Bu bizim aile meselemiz."
"Melanie, sakin olsan iyi olur."
Parmakları yavaşça elini bulduğunda Selene başını çevirip Luigi'nin gözlerine baktı. Minnetle parladığını söylemeye gerek bile yoktu.
"Ben takımın yanına dönüyorum. Seni türbinde görmek istiyorum."
Selene gülümseyerek başını salladığında, Luigi'nin gidişinin ardından varlığını unuttuğu Riddle'ın sesi kulaklarında yankılandı.
"Ne kadar mide bulandırıcı bir sevgi gösterisi!"
"Senin benimle derdin ne Riddle? Her yerde karşıma çıkıyorsun! Üç sene varlığımdan bir haberdin. Hala öyle olsa bir şey kaybetmezsin. Sana açıkça söyleyeyim Riddle, orada burada duymanı istemiyorum."
Selene birkaç adım daha Tom'a yaklaştı. Yeşil gözlerinin içine baktı. Kaşları çatıktı. Yüzünün her zerresinde ondan nefret ettiğini gösteren deliller mevcuttu.
"Seni sevmiyorum Riddle, kimin soyundan olduğun beni zerre ilgilendirmiyor. Abraxas'ın zihnini yıkamış olabilirsin ama benim umrumda bile değilsin."
Yeşil gözlerinin bir an kırmızı olduğuna yemin edebilirdi. Ama yüzünde yine yerleştirdiği o alaycı ifade vardı.
"Benim için önemli olduğunu mu düşünüyorsun. Sende diğerleri gibi basit bir piyonsun. Zihin yıkamak değil bu Melanie..."
"Bana Melanie deme!"
Selene öfkeyle bağırdığında Riddle şaşırmıştı ama hemen ardından durumu çok net anlamıştı.
"Oo! Demek bu durum sadece ona özel!"
"Bu seni ilgilendirmez Riddle!"
Kollarını göğsünün altında bağladı ve gözlerini kıstı. Tom ise eğlenir bir ifadeyle kıza bakıyordu. Selene ise Tom'u lanetlememek için kendisini zor tutuyordu.
"Öyle olsun Melanie, bunu zihin yıkamak olmadığını, aslında bunun bir korku olduğunu sana göstereceğim."
"Senden korkmuyorum Riddle. Bana bir şey yapamazsın!"
...
Sözsüz büyülerde ustalaşmak zamanını alsa da şimdi meyvesini veriyordu. Tom Riddle, kimse fark etmeden büyü yapmaya devam ederken Quidditch sahasında bir anda bir tuhaflık oldu ve Ravenclaw'ın takım kaptanı yaralanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhamet #Tom Marvolo Riddle
FanfictionMalfoy ailesinin bir prensesi vardı. Uzun sarı saçları, masmavi gözleriyle insanları büyülerdi. Hogwarts'ta güzelliği herkese kendisinden söz ettirir cinstendi. Slytherin binasının güzel ve ulaşılmaz prensesi... Selene Melanie Malfoy. Aynı zamanda...