Twelfth
Selene'in lanetlenmeden 1 hafta öncesi
Riddle duyduğu ayak sesleriyle hızla büyü kitabını kapattı. Hemen ardından hızla kapı açıldı. Gelenin kim olduğunu biliyordu. Ona korkusuzca yaklaşan tek kişi vardı. Melanie...
Nişanlanmalarının ardından fazla zaman geçmemişti. Üstelik büyücü dünyası için ayrı bir haberdi bu. Yükselişte olan büyücü Tom Riddle ile Malfoy Prensesi Selene arasında yapılan nişan... Malfoy ailesini yıkılması zor konuma yükseltmişti.
Üstelik Abraxas'ı kandırıp onu buraya getirmesini sağladığı için Melanie Tom'a ekstra kızgındı. Sorun değildi. Onun bu hali onu daha da çekici yapıyordu.
Riddle başını kaldırıp kapıdaki kıza baktı. Yüzüne her zamanki gülümsemesini yerleştirdi. Selene için güzel şeyler planlıyordu. Güzel bir tiyatro yazmıştı. Başrol ise müstakbel nişanlısıydı.
"Seni yemeğe çağırıyorlar!"
"Bunu neden sen gelip söylüyorsun?"
"Çünkü en son gönderdiğimiz ev cinini öldürmeye çalıştın seni cani.
Küçük yaratıklara acıyacak değildi. Üstelik Selene'in vicdanına oynamak iyi fikirdi.
Malfoy ailesinden hiç kimse karşısındaki bu kadın kadar cesaret sahibi değildi. Üstelik onu görmek için bu saçma numaralara başvurduğu için kendine kızıyordu.
"Yerine sen geldin. Sana neden zarar vermeyeyim."
"Seninle daha fazla uğraşamam. İster gel ister gelme. Umrumda değilsin."
Arkasını dönüp gideceği vakit, Tom sesinde hafif bir eğlendiği belli eden tonuyla konuştu.
"Luigi... Ondan ne haber?"
Selene Luigi'nin ismini duyar duymaz döndü.
"Konumuzun onunla ne ilgisi var."
Tom ayağa kalktı. Siyah cübbesini düzeltti ve hemen ardından kızın yanına ilerledi. Selene kollarını göğsüne bağlamış bir şekilde ona bakıyordu. Aralarındaki boy farkı artık gözle görülür cinstendi.
"Bana engel oluyor. Onu öldürmeyi planlıyorum. Üstelik bu bilgileri nişanlımla paylaşmamam için bir sebep yok."
"Bana böyle seslenme! Bunu istemediğimi sende benim kadar biliyorsun!"
Tom hızla kızın kolunu kavradı. Yüz yüze gelecek şekilde baktığında gözlerinin kırmızı bir şekilde parladığına tanık oldu.
"Bunu kabul etmelisin küçük Melanie. Zamanında benden kaçtığında neler olduğunu hatırlıyor musun? Bazı şeyleri tekrar hatırlamak istemezsin!"
...
Nefes nefese koridoru geçtiğinde arkasında birisinin varlığını hissediyordu. Gece yarısı Hogwarts koridorları bir nevi korku filmi gibiydi. Üstelik peşinde Tom Riddle varken.
Siyah figürler etrafını sararken onun yaklaştığını fark etti. Koşmaya devam etti. Ta ki kendini kattaki kızlar tuvaletine atana kadar.
Kapana kısılmış olmanın hissi yakasını bir türlü bırakmıyordu. Saklanacak çok yeri yoktu. Çeşmeye doğru ilerlediğinde kapı aniden açıldı.
"Kaçışının daha uzun olmasını beklerdim."
"Neden bunu yapıyorsun? Hayatımı mahvetmek hoşuna mı gidiyor?"
"Benden korkmadığını söylemiştin. Hâlâ öyle misin?"
Elindeki asasını bir oyuncakmış gibi sallayıp sağa sola volta atmaya başladı. Yüzünde kendini beğenmiş ifadesi ve Selene'i kızdıracak onu küçümsediğini belirten bir duruş mevcuttu.
"Sen benim için yalnızca bir problemsin!"
"Problem... Peki beni çözebilecek misin?"
"Evet. Senden kaçtığımda bütün problemlerim yok olacak."
"Hah!" dedi ve ardından kahkaha atmaya başladı. "Peki ben seni bırakacak mıyım bebeğim?"
Geri geri yürümeye başlayan Selene çeşmenin çıkıntısına takıldı ve duraksadı. Tom'un ağzından anlamadığı sözcükler döküldüğünde çeşme bir anda açıldı ve Selene son anda dengesini koruyup açılan kapıya düşmekten kurtuldu.
"Bu da ne?"
"Sırlar odasına hoş geldin sevgilim"
Selene'i kovalayan siyah figürler üzerine doğru geldiğinde açılan delikten aşağıya düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhamet #Tom Marvolo Riddle
FanfictionMalfoy ailesinin bir prensesi vardı. Uzun sarı saçları, masmavi gözleriyle insanları büyülerdi. Hogwarts'ta güzelliği herkese kendisinden söz ettirir cinstendi. Slytherin binasının güzel ve ulaşılmaz prensesi... Selene Melanie Malfoy. Aynı zamanda...