Çağlar'dan
Sinan ile odadan çıktıktan sonra hastaneden bahçesine inip Sinan'ın gösterdiği kamera kayıtlarını izlemiştik.
Tahmin ettiğimiz gibi ilaç ve zehiri değiştiren Burcuydu.Hâlâ yapmaz belki mesleğine saygısı vardır diye düşünürken çıkan kamera kayıtları ile cidden şoka uğramıştım.
O meslek için o kadar yemin edip mesleğe başlıyorlardı.İnsanların hayatını kurtaran bir doktor nasıl birinin canını almak isterdi?
Burcuya yapabileceğim onca şey varken şuan sadece elimde ki kamera kayıtları ile baş hekime gidiyordum.Çünkü o ne kadar mesleğini önemsemiyormuş gibi gösterse de mesleği onun için her şeyden önce gelirdi.Ya da ben öyle sanıyordum.
Baş hekimin yanına gidip sadece kayıtları vererek çıkmıştım.Her şeyi kendi izleyip karar verecekti.Tam Ayçinin yanına gidecekken çalan telefonum ile cebimden çıkarıp arayan kişiye baktım.Mehmet Albayım yazısını görünce kaşlarımı çatmış birkaç saniye telefona bakmıştım.
Telefonu en sonunda açtığımda albayım hiçbir şey demeden direkt konuya girmişti."Bu gece izninin bittiğini biliyorsun Çağlar,acil göreve çağırdılar bu gece Tunceli'de olmasın,"dedi.Ben hâlâ koridorun ortasına dikilip şaşkınca onu dinliyordum.
"Hemen mi gelmem gerekiyor komutanım?"dedim.
Hemen gelmek demek Ayçini tek başına koymak demekti.Bunu yapamazdım ama görevede gitmek zorundaydım.
"Evet bu arada Sinanda geliyor yanında."deyince görevin gerçekten önemli olduğunu anlamıştım.
Ayçini nasıl bırakacaktım?O buradayken gidemezdim,onu bırakamazdım.
Birkaç saniye süren sessizlik içinde aklıma gelen fikir ile sırıtmaya başladım.Ay parçasını hiçbir zaman arkamda bırakmazdım,bırakmayacaktım.
Mehmet albay ile konuştuktan sonra Ayçinin kaldığı hastane odasına ilerlemiştim.
Köşeden dönünce odaya tam girecek olan Burcuyu görmüştüm.Cidden akıllanmayacaktı.
Sessiz adımlar ile odaya doğru ilerleyip arkasından içeri girdim."Halini hatrını mı sormaya geldin Burcu?Hayırdır?"dedim suratımdaki alaylı gülümsemeyle.
Sesimi duyar duymaz yatağa doğru ilerleyen adımları durup şaşkınca bana döndü.
"Öyle bakmaya gelmiştim ben.Sonuçta hastanemizin içinde olan bir hasta.Allah korusun tekrar zehirlenme olayı ya da boğulma olayları gibi şeyler başınıza gelir."
İlk baştaki korkusu gitmiş yüzüne alaylı bir ifade takmıştı.
"Hastanedeki her hasta ile böyle ilgileniyorsunuz herkes sizden memnun olmalı.Özelliklede baş hekim Serdar bey,"dedim.
Birkaç saniye boş boş yüzüme baktı ardından odada telefon sesi yükselince elini cebine götürüp telefonunu aldı.Bir telefona bir bana bakarken yüzüne korku dolu ifade geri gelmişti.
"Buyurun Serdar bey?"dedi korkuyla.
Ben ise hâlâ alaylı gülümsemem ile onu izliyordum.
"Tabiki hemen geliyorum."diyerek telefonu kapatıp yanıma ilerledi."Eğer bunun altında siz çıkarsanız işte o zaman benden korkun Çağlar Akay."dedi ve kapıyı çarparak odadan çıkıp gitti.
O gittikten sonra gözlerimi yatağa çevirip derin bir nefes aldım.Saçları yastığa dağılmıştı,ağzı hafif açık uyuyordu.Dakikalarca onu izleyip telefonuma gelen mesajın ardından yüzünün her noktasına öpücük kondurarak uyanmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIĞIM DİYORUM+18|Texting
Teen Fiction0536*******:Yer fıstığının içine karışmış antep fıstığı gibisin, 0536*******:Neşe katıyorsun hayatıma, 0536*******:Ya da hayata Binbaşım. Çağlar ama Binbaşım olan:Antep fıstığı bile olduk şu hayata. Çağlar ama Binbaşım olan:Eyvallah cidden. Çağlar a...