Aslında bayaa bir şaşkındım . Çünkü saçma bir sapık sürekli beni takip ediyor , nereye gelirsem o da geliyor ve erkekleri dövüyordu . Özellikle bana samimi davrananlara...
Barmen yediği dayak sonucunda hastaneye kaldırılmıştı . Ama kimseden şikayetçi falan olmamıştı. Ben olaylardan sonra bizimkilerden izin alıp daha doğrusu merak etmesinler diye haber verip yanlarından ayrılmıştım.Sarhoş olduğum için bırakmak istememislerdi ilk başta ama ben daha fazla dinlemeyip hemen bilmediğim bir sokağa girmiştim ama sokak fazla ürkütücüydü. Geç saat olduğundandır.
Aslında aklım nedensiz bir şekilde beni takip eden adamdaydı. Nasıl biri olduğunu gerçekten merak etmeye başlamıştım ki beni de sebepsiz bir yere takip ediyor gibiydi. Saçmaydı . Ya da benim kaçırdığım, parçalarını birleştiremediğim yapbozlar vardı.
Sarhoştum hala ama yarım yamalakta olsa, bulanıkta olsa önümü görebiliyorum. Sokak oldukça ıssızdı . Sadece şu anlık görebildiğim duvara dayanmıs öpüşen bir çiftti. Oldukça mide bulandırıcı bir görüntüydü. Ama onlar bundan zevk alıyor gibiydiler . Iyyy iğrenç.
Yürüdükce sokakta sadece adım seslerim kaldı. Hava iyi olmasına rağmen sarhoşluğun etkisinden olsa gerek titriyordum. Midemin birden bulanmasıyla koşarak iki duvarın arasına dizlerimi kırarak çöktüm. Ve midemi boşaltmaya çalıştım.
Saçlarım rahatsız ediyordu. Keşke bir tokayla bağlasaydım derken arkadan biri saçlarımı tutup geriye attı. Ve elleri hâlâ saçlarımdaydı. Midem iyice boşalmadığı için dönüp kim olduğuna bakamamıştım.
Neyseki midem bomboş kalınca zorla da olsa ayağa kalkabildim. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi bana çok yabancı gelmemişti ama hatırlamıyordum.
Saçlarımdan ellerini çekmesi için kafamı geriye attım. Alaycı bir şekilde bana bakmaya devam ederken karanlıkta bile belli olan bal rengi gözlerine takıldı gözlerim. Hani şu çok nadir bulunan göz renginden.
Yüzünde yeni traş olmuş gibi bebeksi ama asi bir ifade vardı.Ben onu izlerken , süzerken daha doğrusu elini gözümün önünde aşağı yukarı salladı. Kafamı sallayıp kendime geldim ve biraz da utanmıştım açıkçası . Başkasının yanında ilk defa kusuyordum ve bu bir yabancıydı üstelik. Kendimi topladım ve "teşekkür ederim " dedim
"Gece gece bu ıssız sokakta ne işin var ?" Gerçekten havanın soğukluğundan daha çok üşümüştüm bu cümle üzerine.Tesekkur etmistim ve bu boyle bi öküzlük mü yapmıştı. Odun olduğu belliydi zaten ne beklersin.
"Sanane ."
"Bu kadar asi olma . "
"Neyse ben gidiyim . Tekrar teşekkürler " diyip arkamı dönüp yürümeye başladım. Aslında yakışıklı hatta çok taş bir çocuktu ama fazla garip gelmişti.Filmlerde böyle bir sahnede kız giderken çocuk kolundan tutup kendine çeker ve öpüşürlerdi.
Iyide boyle saçma bir düşünceye neden kapıldım ben ya . Neyse ne yoldan gecen biri işte diyip adımlarımı hızlandırdım ama arkamdan
"Dikkatli git . " diye bağırdı. Sadece elimi kaldırmakla yetindim . Normalde havalı bir harekettir ama bende pek olmuyor.****
Eve girerken annemin salonda olduğunu bildiğim için odamın penceresine tırmanmak zorunda kaldım. Yorgundum halim yoktu. Kendimi yatağa atar atmaz uykuya bıraktım kendimi...****
Haftasonunun en güzel kısmı tabiki de okul olmamasıydı. Bugün full yatağımda zaman geçirme kararı aldım ve sabahın 9unda kendimi yataktan kaldırdım. Saçlarımdan yağ damlaları akarak , şaka şaka sadece biraz yağlanmıştı. Kendimi banyoya attım hemen . Şeftali kokulu duş jelimi küvete döktüm ve çıplak bedenimi suyun içine gömdüm.Bu sefer haftasonum ziyan olmasın diye hemen işimi halledip durulanıp çıktım.
Üzerime civcivli pijamalarımı giyip sacımı ev topuzum , haftasonunun modası olanından yaptım . Pijamamın büyük ön cebine telefonumu koyup mutfağa indim . Karnım da her zamanki gibi bir bekleyiş vardı . Midem bağırsağımı sindirmeye başlamadan hemen yemek yemeliydim . Güzel bir haftasonu kahvaltısı...Mutfağa girer girmez masanın üzerindeki küçük kağıdı fark edip okudum ama okumaz olaydım. Ne yani vedalaşmadan mı ? Bu kadar da olamaz yaa . Ne zaman gelceği belli değil zaten. Annemi çok sevmeme rağmen hiç ilgili bir anne olmamıştıdı. Aslında küçükken diğer çocukları kıskandırabilecek seviyede aile ilişkilerimiz vardı . Şimdi kısa bir vedalaşmayı bile haketmiyorum gibi davranılıyordu.
Ağlamıcaktım . Onlarsız da yaşayabilirim . Her istediğimde yanımda olamazlar . ALIŞMALIYIM !!
Dolaptan salam , beyaz peynir +kaşar peynir, domates, salatalık, nugget , labne (krem peynir :) ) ve lavaşı çıkarttım . Mutfak masasını daha iştah açıcı bir hale gelmesi için son derece istifli bir şekilde dizayn ettim. Bu yediklerim zaten en sevdiğim, Sena'yla bizim için büyük anlam ifade eden yiyecekler yani bizim menümüzdü.
Nasıl yediğimi anlatmamı istemezsiniz hayal gücünüzü kullanın :)Karnım iyice doyduğunu belli edecek sinyalini gönderdiği için masadan kalktım. Haftasonum ziyan olmaması için masayı akşam toplarım diyerek . Odama koştum...
Telefonumu aldım ve 'Can Bonomo : Tastamam ' şarkısını açıp haftasonu dansımı yapmaya başladım . Bi yandan Can ' eşlik ediyordum. Düet yapıyoduk bir bakıma.
Birsüre müzik , dizi , abur cubur , dans ... derken saat daha öğlen olmuştu. Canım sıkılmaya başladığı için odamın ortasına bağdaş kurup oturdum. Zaten oturur oturmaz aklıma gelen ilk şey uzun, baya uzun zamandır gitmediğim şu ev olmuştu . Zaten sürpriz evime de gitmemiştim . Kararımı verip üzerime güzel rahat şeyler giymek üzere dolaba süründüm . Sürünürken balık taklidi yapmayı ihmal etmemiştim.
Dolaptan kot şortumu , siyah tişortümu alıp üzerime geçirdim . Altıma siyah vanslarımı giydim . Hava güneşli gözüktüğü için üzerime bişey almadan mavi çantamı aldım . Biraz para ve telefonumu ha birde evin anahtarını , Tabletimi aldım.Taksi çağırmak istememiştim . Hava güzeldi ve ben yürümeyi severdim . Evet :) .
Sokaklarda haftasonunu fırsat bilip el ele gezen çiftler, yolun ortasında selfie çekinen kızlar ...Ben sakar olduğumu unutup etrafı izlerken ayağım kanalizasyon demirlerine takılıp düşmüştüm. Etraftaki kızların fısıldaşmaya başlamasından dolayı hemen kalktım . Rezil olmuştum cidden . Haftasonu berbat olmak zorundamı ya...
Az kalmıştı yolum ama birdaha düşmemek için önüme odaklanıp yürüyordum . Köşeyi döndüm ve ilk gördügüm de ki kadar heyecanla eve baktım. Istemsiz bir şekilde gülümsedim . Beni bu eve çeken birşey vardı. Gerçekten büyüleyici ...
Bahçe kapısını açıp taşlı yoldan evin kapısına yürüdüm . Evin perdeleri geçen geldiğimde kapalıydı ama uzun zaman olduğu için sahibi gelip açmıştır diye düşünüp kapıyı ittim ama açılmadı . Geçen geldiğimde kapı açıktı oysa. Kapıyı biraz zorladım . O kadar yol gelmiştim açmadan, içeri girmeden gitmek istemiyordum açıkcası. Birkez daha kapıyı itmek için omzumu kapıya dayadım .
1,2,3 kapıya tam omzumu atıcaktım kapının açılmasıyla yere kapandım.
Ne yani bir günde ikinci defa mı ?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Sefer Olucak
Teen FictionHayatında aşkla uzaktan yakından alakası olmayan kız ve bir de hayatını değiştiren ev ;)) ♥ Hayat bazen bizlere ikinci bir şans vermeyebilir. Hayatta tesedüfler her zaman vardır. Aslında bir bakıma insanlar sayesinde varlardır. Aşk aslında öyle bas...