20.Bölüm

234 20 14
                                    


İyi okumalar hepinize ♥ Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur:)

Diğer bolum aslında birçok bilmediğimiz şeyi öğrenmemizi sağlıcak .

Yorum yaparsanız çok sevinirim ♡ Düşüncelerinizi benden saklamayın ...


Ailem diye birşey kalmamıştı. Her birimiz dağılmıştık . Ne babam ne de annem bir kızları olduğunu, canlarından bir parçayı geride bıraktıklarını umursamamışlardı . Yanımda sadece arkadaşlarım vardı. Arkadaşlarımı zaten her anımda ailemden daha önemli konuma koymuştum .

Şu koca ormanda bile sadece yanımda arkadaşlarım vardı. Kaybolduğumuzdan ailelerimizin haberleri yoktu . Sena babasından korkusuna söyleyememişti. Çünkü babası Şahin amca gecenin bir yarısi bizim bu ormanda olduğumuzu bilse bizi birdaha görüştürmez, Sena'ya türlü cezalar verirdi, evde...

Palta'nın üvey babası asla gelip bizi almak istemeyeceği için o seçeneği başta elemiştik zaten . Gizem'in ailesi de köylerine gitmişlerdi. Bir hafta sonunda geliceklerdi .Başları zaten kalabalık diye onlara da haber vermemiştik.

Tek seçeneğim oydu . Ona ihtiyacım vardı . Gelip herzamanki gibi kahramanlık yapıp beni kurtarmasına .

"Enis ?" Her ihtiyacım olduğunda nerden çıktığını bilmesemde beni kurtarmaya gelen , her başım sıkıştığında hemen dibimde biten çocuk. Yine gelmişti. Hemde uçurumun dibinde onu aramayı düşünürken...

"Bana ihtiyacın olduğunu hissettim . " Sıcacık gülumsemesiyle yanıma geldi . Kolunu omzuma attı "Ben kahramanım unuttunmu ?" diyerek devam etti.

Ben ona yine minnettar bir şekilde bakarken "Oh be iyi ki geldin valla kalıyorduk burda kıçım dondu." Sena lafa atladı hemen . Enis gülerek başını Sena'ya çevirdi , bense gözlerimi devirmekle yetindim sadece.

"Nerden bildin burda olduğumuzu ?" Enis gözlerini bana çevirip biraz yaklaştı kulağıma doğru "Yardıma ihtiyacın olduğunda birden beliriyorum , bende kendimi anlamadım. "

"Ya dalga geçme." Diyerek omzuna hafif bir şekilde vurdum .

"Nerden geldin , nasıl geldin hiç bir fikrim yok gerçekten ama yine kurtardın galiba . "

Sadece yanaklarımı sıkmakla yetindi. "Hadi gelin gidelim artık hava baya serin."

Sena'yla ikimizde gerçekten üşüdüğümüz için kabul edip Enis'in peşine takıldık . O adımlarını büyük ve yavaş yavaş atarken bizse ona yetişmek için küçük ve hızlı adımlarımızı devreye sokmuştuk.

Sena kolumu dürtüp " Kızım Enis'in böyle bir taş olduğundan neden daha önce hiç bahsetmedin . " dedi fısıldayarak .

"Şs lan sessiz ol çocuk duyucak . Neresi taş be ?" Diyerek belini cimcikledim. Taş mış ! Neresi taş be bunun . Normal bir insan işte. Sadece insanı büyüleyen bal rengine çalan gözleri, etkileyici ses tonu...

"Duymaz merak etme ! Bu hep seni mi takip ediyor yani... ooo "
Hala fısıldayarak konuşsada ben yine rahatsız olmuştum.

"Lan evine gittim ya ondan arada karşıma çıkıyor işte. Başım sıkıştığında bir kaç kere kurtarmıştı. Bu kadar abartma hemen magazin programcısi gibi. "

"Kızım çok yakışıklı çocuk sakın kaçırma bunuda bak ."

Tekrar kolunu cimcikleyip "Saçmalamasana öyle değil arkadaşım o benim hem sevgilisi var malmısın . Beni bilmiyomusun uğraşmam aşk meşkle ..."

"Sena'cım sen ona bakma sevgilim falan yok ." Bize dönmeye gerek duymadan söylediği cümle karşısında Sena da bende hemen susup olduğumuz yerde durduk.

Bu Sefer OlucakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin