"Benimle evlenir misin Summer?"
Ben..Ben donup kalmıştım ve tepki veremiyordum.
"Zayn.."
Şaşkınlıkla yutkundum ve yüzüne bakmaya devam ettim.
Ben sürekli ayrı kalacağız diye korkarken o gelip tamamen birlikte olmayı teklif ediyordu.
Göz yaşlarımı sildim ve bana uzattığı elini tuttum.
"Ama olmaz ki."
"Neden?"
"Ben..Benim hayatta kalacağım bile belli değil. Hayatın boyunca mutsuz olursun."
Hiçbir şey demedi ve hemen beni kendine çekip sarıldı.
Kollarımı karnına sardıktan sonra başımı omuzuna koydum.
"Asıl denemezsek daha mutsuz olurum Summer."
"Gerçekten istiyor musun yani?"
"Tabii ki de." Saçlarımı sevip arkaya attı. "Artık hep yanındayım."
Alnımdan öptükten sonra parlayan gözleriyle gözlerime baktı.
Bense çok yorgundum ve mücadele etmeye gücüm yoktu. Fakat Zayn öyle umutluydu ki beni gülümsetmeyi başarmıştı.
+
"Kızdın mı bana senden sakladım diye?"
Annem başını iki yana salladığında üstümü örtmüştü.
"Söyleyemezdim, yani söyleyemedim. Özür dilerim."
"Şaşırdık sadece. Hiç beklemiyorduk."
Annemin soğuk konuşmasından neler hissettiğini anlamıştım.
"Hastayım diye bir şey demiyorsun değil mi?" Gözlerim dolduğunda hemen engel oldu.
"Hayır. Kesinlikle alakası yok. Onu seviyorsan sana saygı duyarız. Dediğim gibi, sadece hiç beklemiyorduk ve şaşkınız."
Elimi tutup gülümsedi.
"Düşünmen gereken tek şey sağlığın."
"Biliyorum. Ama sizi üzdüm."
"Biz üzülmedik. Sen mutluysan biz de mutluyuz."
Yanağımı sevdikten sonra gülümsedi. Ben onunla konuştuktan sonra daha da rahatlamıştım ve biraz olsun gerginliğim gitmişti.
"O burda. Her gün geliyor senin için."
"Zayn mi?"
"Evet."
Neşem yerine gelmişti ve ıslanmış gözlerimi sildim.
"Hepimiz senin iyileşmeni istiyoruz tamam mı? Sen sadece hayatta kalmak için çabala, sen nasıl istersen öyle olur gerisi."
"Anne.."
Duygulanmıştım ve hemen ona sarıldım.
"İyi ki varsın anne, teşekkür ederim."
"Sende iyi ki varsın."
Üstümden kocaman bir yük kalkmıştı.
O sırtımı sıvazlayıp benden ayrıldıktan sonra benim için yatma vakti gelmişti.
Zayn
"Jessica susar mısın?! Araba kullanıyorum."
"Sana ne be? Seninle mi konuşuyorum?"
Göz devirdim ve direksyonu tutarak söylenmeye devam ettim.
Louis ile ikisi arka koltukta durmadan konuşuyordu. Bir çoluk çocukla uğraşmadığım kalmıştı.