"Madem beni karıştırıp yalan söylüyorsun, neden haber vermedin?"
"Nereden bileyim seni yolda göreceğini?!"
Sinirle kendimi yatağa bıraktım ve yastığımı kucağıma aldım.
"Neyse merak etme, Jessica ona ağzının payını verdi." dediğinde güldüm.
Jessica artık bize gelmiyordu çünkü abim evdeydi. Bunun için üzgündüm.
"Hadi dışarı çıkalım, sıkıldım oturmaktan."
"Eğer sevgiline kaçma gibi bir planın varsa-"
Yastığı sertçe ona attım.
"Kes sesini!"
Güldü ve ayağa kalktı.
Bana doğru yatağa geldiğinde kollarımı uzattım ve beni çeksin diye bekledim.
Öyle ani çekti ki kolum çıkacak sandım.
"Aptal mısın ya!"
Sırıttı.
"Bahçeye çık sen geliyorum bende."
"Tamam."
Louis odamdan çıkar çıkmaz kapıdan etrafı kolladım ve kapımı kapattım.
Yatakta duran telefonumu aldım ve Zayn'i aradım. Açsın diye beklerken odamda volta atıyordum.
Sabahtan beri bir sürü kez aramıştı ama açamamıştım.
"Alo?"
"Zayn,"
"Neredesin sen öldüm meraktan!"
Gülümsedim. "Açamadım, abim evde."
İç çekti.
"Seni özledim."
O benimle her konuştuğunda içimde çiçekler açıyordu. Bütün ağrılarım gidiyordu. Hastaydım ama dünyanın en dinç insanı gibi hissediyordum. Benim gücüm, enerjim olmuştu. İlaçlardan daha çok iyi geliyordu bana.
"Bende seni özledim." dedim utanarak.
Heyecandan yanıp tutuşuyordum. Bu bambaşka bir histi. Beni diri tutuyordu.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum.
"Çalışıyorum. Ve seni özlüyorum."
"Ya.."
Sırıta sırıta odanın etrafında tur atarken saçlarımla oynadım.
Aslında bir şey yapabilirdim.
"Zayn."
"Efendim?"
"Abim akşam arkadaşında kalacak."
"Onun benden başka arkadaşı mı varmış?" dedi gülerek.
"Zayn! Ciddi bir şey diyorum dinlesene."
"Ee?"
"Annemler gece uyuduktan sonra seni eve alsam gelir misin?"
Önce ses çıkarmadı, sonra kahkaha attı. "İlk defa eve atılacağım sanırım. Bir dakika-"
O gülmeye başladığında sinirlendim.
"İyi sen gül! Kapatıyorum!"
"Tamam tamam. Dur."
"Gelecek misin?"
"Geleceğim. Ama emin misin? Bak, tehlikeli olabilir."
"On ikide gelirsin tamam mı? Seni seviyorum."