Keyifli okumalar<3
"Ne?" Bir Yoongi'ye, bir de Beakhyun'a baktım.
Gerçekten hiç sorunum yokmuş gibi her şey beni buluyordu. En sonunda kafayı yiyecektim biri bitmeden biri başlıyordu.
"Ben hiçbir şey hatırlayamıyorum. Beni tanıyorsun değil mi, ismimi söyledin tanıyor olman gerekir." Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilmiyordum. Kafamı umutsuzca iki yana salladım.
"Delireceğim, gerçekten delireceğim" sinirden saçlarını çekiştirmeye başladığında önce Yoongi'yle ilgilenmeye başladım. Şuan benim için en önemlisi Yoongi olmalıydı.
Güçsüzce oturduğu yerden kaldırdığımda bayık bakışlarını bana çevirdi. Ağır olmasını umursamadan kolunu omzuma attım.
"Düşüreceksin bekle" diyerek yardımıma yetişti Baekhyun.
"Nereye götürüyoruz?" Diye sorduğunda bunu hiç düşünmediğimi farkettim.
Sahi, bu hâlde onu malikaneye mi götürecektim?
Aklıma gelen ani fikirle kafamın üzerindeki ampulün yandığını hissettim. Kollarımı ayakta bile duramayan Yoongi'yi iyice sardığımda yürütmeye devam ettim.
"Beni takip et"
...
Sarmaşıkların arasından neredeyse görünmeyecek olan kapının önünü elimle temizledim. Neredeyse 10 yıldır gelmediğim bu saklı ev şuan ismini tam anlamıyla taşıyordu.
Uzun süredir kullanılmadığından olacak ki kapıyı her ne kadar zorlasam da açılmıyordu. Kiliti iyice sıkışmış olmalıydı.
"Daha fazla bekleyecek miyiz, birileri her an gelebilecek gibi." Baekhyun'a tamamen katılarak kapıyı daha da zorladım fakat yine açılmamıştı.
"Ve her kimsen... beni tanıdığını biliyorum." Zaten stres altında olan bedenim daha da çıkmaza girdiğinde sinirle derin bir nefes verdim.
"Seni tanımadığımı daha ne kadar söyleyeceğim. Sadece ismini biliyorum dedim!" Kaşları çatıldı, sinirle Yoongi'yi hiçte nazik olmayan bir şekilde köşedeki ağacın dibine bıraktı.
Ardından hızla bana doğru yürüyüp dip dibe durmamızı sağladı.
"Beni gördüğün an yüzündeki ifâde, beni tanıdığını anlamama yeterdi. Beni tanıyorsun, peki neden söylememek için direniyorsun? Kimim ben ya, ne işim var benim burda, ne yapıyorum ben?" Kızaran gözleri ve sert bakışları beni korkutmasa da oluşan yakınlıktan rahatsız olarak geriye gittim.
"Tanımıyorum seni anlasana! Çok saçma bir şekilde rüyamda seni gördüm, neden bilmiyorum ama oradan ismini de biliyorum. Ve ayrıca inan burada ne yaptığını en çok ben bilmek isterdim." Sinirden dişlerini sıktığını farkettiğimde derin bir nefes verdim.
"Aslında ne var biliyor musun, burada ne yaptığımı ben de bilmiyorum. Kim olduğumu, neden burada olduğumu inan çok merak ediyorum. Bazen gerçekten olduğum kişi olup olmadığını sorguluyorum. Ama sonra ne olduğumu değil ne hissettiğimi daha çok önemsiyorum." Sakinleşmek adına derin bir nefes alıp verse de işe yaramadı.
Gözleri gittikçe kızardı, ellerini sıktığını farkettiğim o an istemsizce geriye gitmişti ayaklarım. Korkudan mıydı, bilmiyordum ama aniden gelişen olayla geriye gitmemin bir bağlantısı olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Sıktığı elinden çıkan bir ışık ve hemen ardından sert biçimde açılan kapıyla ben fazla şok olmasam da, o şaşkınlıktan bayılacaktı şimdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/239356709-288-k442411.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion▪[BTS]
FanfictionSarah yıllar sonra terkettiği malikaneye geri döndüğünde, malikaneyi bıraktığı gibi bulamayacaktır.