Lisede son senem... aylar sonrasında olacak sınavdan dolayı çok sıkı bir tempodayım ve boş saatlerimde bile telefona çok az girebiliyorum ama emin olun elimden geldiğince size bölüm yazmaya ve atmaya çalışacağım.
Beni tanıyanınız bilir ki sizi asla yarı yolda bırakmam. Yeni gelenler içinde söyleyeyim bölümlerin geleceğinden emin olabilirsiniz ve hoş geldiniz<33
Gelecek bölüm öyle fena bir şey olacak ki kurgu "bitmek üzere mi yani" diye düşüneceksiniz ama ben bomba olaylarla geliyorummm...Yorum yapmayı ve oy vermeyo unutmayın lütfen ne kadar fazla yorum atarsanız veya oy verirseniz daha bir çok kullanıcının anasayfasina düşer ve kitlemizi büyütürüz!!!
KEYİFLİ OKUMALAR 🐰 (\_/)
(^_^)👉🏻🍪👈🏻
Yaşadığım zamanın, olduğum anların ve hissettiklerimin bir yalandan ibaret olduğu eve bakıyordum.
Evin karşı kaldırımında oturmuştum ve ne zamandır burada olduğumu bilmiyordum. Belki dakikalar, belki de saatler olmuştu ama ben bir saniye bile ayırmıyordum gözlerimi oradan.
Şu ana kadar gelen giden hiç olmamıştı, en azından bir kişinin çıkıp beni görmesine ihtiyacım vardı yoksa sabaha kadar bile burada oturabilirdim.
Kendi ayaklarımla oraya gitmeye gücüm yoktu. Yaşadığım yıllar yalanlarla doluydu ve bunu öğrenmem beni enkaz altında bırakmıştı.
Hâlâ tam olarak anlamadığım ama tam ortasında olduğum bu olaylarda büyükannemin bile parmağı vardı. Ben bu oyunun içinde bile başka bir oyun olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Çevremdekilere olan güvenim sarsılmıştı ve hâlâ sarsılmaya devam ediyordu. Ruhum çekilmişti yalnızca nefes alıp veriyordum, yüzümde tek bir mimik bile oynamıyordu.
"Hey, iyi misin?" Görüş açıma giren bir çift göz beni ürküttüğünde bedenim refleksle geriye kaydı.
"Sakin ol sana zarar vermeyeceğim. İyi misin?" Yalnızca gözlerine bakıyordum tanımadığım bu yabancı adamın.
"Titriyorsun küçük kız, iyi olduğunu bilmem gerek" gözlerinden ayrılan bakışlarım bedenime kaydı, dediği gibi titreme tüm vücuduma hâkimdi.
"İyiyim" dememle gözlerinde gördüğüm parlama rahatlatıcı bir nefes vermesini sağladı.
Sağ eli, sol göğsüne giderken kendini yanıma bıraktı. "Tanrım, korktum"
"Neden?" Ellerim üşüyen bedenimin verdiği refleksle kollarıma dolandı. Aciz görünmemek için sorgulayıcı bakışlarım altında ezilmesini sağlamaya çalıştım.
"Burada her gün birileri ölüyor küçük kız." Dediğinde gözlerim şokla açıldı. Sol göğsüme inen derin bir ağrı aldığım nefesin boğazıma dizilmesini sağladı.
"Nasıl yani?" Sesimin titremesi hiç umrumda olmamıştı. Direk gözlerine bakıyor açıklayıcı bir cevap bekliyordum.
"Dediğim gibi, burada ölüm kol geziyor. Cinayetler arttı, her gün yeni bir ölümün haberi çıkıyor." Bir şey söylemek için açtığım ağzımdan kelimelerin dökemeyeceğini anladığımda hızla geri kapattım.
"Önce çığlıklarla başlamıştı, sonra kaybolan bedenlerle devam etti. En sonda ise cinayetler arttı." Titreyen bedenim olabilecekmiş gibi daha da sarsıldığında omzuma düşen ceket yüzünden ona döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion▪[BTS]
FanficSarah yıllar sonra terkettiği malikaneye geri döndüğünde, malikaneyi bıraktığı gibi bulamayacaktır.