İyi okumalar🥂"Daha iyisin değil mi?" Yoongi bilmem kaçıncı soruma göz devirirken tek düşündüğüm onun iyi olup olmadığıydı.
"İyiyim diyorum Sarah sakin ol artık." Kafamı suçluycasına aşağı yukarı salladım.
"Şimdi nereye gidiyoruz?" Diye sordu Baekhyun, Yoongi ise ona sert bir bakış atıp hızla bana döndüğünde yine başlayacağını anlar anlamaz elimle durdurdum.
"Hayır Yoongi, bizimle gelecek." Dışarı sesli bir nefes bırakırken tüm vücuduyla arkasına döndü.
"Ya niye getiriyoruz bunu yanımızda, belki casus belki de yalan söylüyor bize." Onun gibi bıkkın bir nefes verip yanından geçerek yürümeye devam ettim.
"Dışarısı güvenli değil, ayrıca yalan söylemiyor." Beakhyun'a küçük bir bakış attıktan sonra önüme döndüm.
'Yani öyle umuyorum' dedim kendi kendime.
Uzun bir yürüyüş sonrası malikaneye gelmiştik. Kapının önünde durup derin bir nefes eşliğinde arkamı döndüm.
"Senden tek bir isteğim var." Aklıma gelen düşünce yüzümün buruşmasını sağladı.
"İçeride bizim özelliklerimizden habersiz birileri var ve onlar asla bizden bir şeyler öğrenmemeliler. Bu yüzden normal davranmalısın." Önce kaşları çatıldı ardından kafasını olumluca salladı.
Demir kapıyı yavaşça içeri doğru ittiğimde oluşan gıcırtı boş sokakta yankılandı.
Hava kararmıştı. Malikâne dağın başında olduğundan soğuk havanın getirdiği titremeyle içeri adımladım. Tepemizde öten yırtıcı kuşların sesi malikaneyi ikinci kez bu kadar ıssız ve korkunç görmemi sağlamıştı.
Birincisi buraya uzun zaman sonra ilk gelişimde olmuştu.
"Neden kendimi korku evine giriyor gibi hissediyorum?" Diyen Beakhyun'a katılarak güldüm.
Yoongi'nin de güldüğünü anladığımda şaşırarak ona döndüm. Şaşırmam ise "içeri girince neden öyle hissettiğini anlarsın." Diyen Yoongi'yle kısacık sürdü.
"Ne demek istiyorsun?" Beakhyun'un sorusu biter bitmez arkamızdan açılan demir kapıyla üçümüzün gözü de oraya döndü.
Döndüğüm an göz göze geldiğim kırmızı damarları belirmiş bir çift göz ile olduğum yerde duraksadım.
Beni görünce yüzüne gelen rahatlık anlamlandıramadığım şekilde beni de rahatlatmıştı. Ne olduğunu anlamadan bedenimi saran kollar ve burnuma dolan tanıdık kokusu gözlerimin kısa süreliğine kapanmasını sağladı.
"Çok korktum" diye fısıldadı kulağıma. Bedenim sanki bu rahatlatan sesi bekliyormuşçasına titredi. Havanın soğuk olmasına vermek istiyordum bunu.
"Ilk defa bu kadar çok korktum." Sesi konuştukça kısılırken belimdeki ellerini sıklaştırdı.
"Burdayım" dedim onun gibi kulağına fısıldayarak.
"Geldim" diye devam ettiğimde ellerini gevşetti fakat çekmedi, yüzünü gözlerimin önüne serdi. Kırmızı gözleri göz bebeğimi aşarak içime işledi.
"Her yerde sizi aradık." Namjoon'un sert, otoriter sesi korkmamı sağladı. Sinirli görünüyordu ki haklıydı da.
"Nerdeydiniz nede-" sözünü devam ettirememesini sağlayan şeyin gördüğü kişi olduğunu anladığımda tüm gözler ona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion▪[BTS]
FanfictionSarah yıllar sonra terkettiği malikaneye geri döndüğünde, malikaneyi bıraktığı gibi bulamayacaktır.