Keyifli okumalar<3
Bir süre beynimde yankılanan 'tuzak' kelimesinin gerçekliğini düşündüm. Eğer büyükbabam bir tuzağın içindeyse hâlâ yaşıyorlar mı demekti bu?
Eğer böyle bir şey varsa çocukların bunu biliyor olması gerekmiyor muydu? Bilip benden mi saklıyorlardı yani?
Mektubun devamını okumadan katlayıp cebime sıkıştırdığımda hızla ayağa kalkıp bir çıkış yolu aradım. Lanet olsun her yer duvardandı sanki.
Burası, büyükbabamın çokça önlem alacağı kadar önemli bir yer miydi yani?
İçimdeki düşüncelerde boğulmaya devam ederken az önce düştüğüm yerden gelen sesle irkildim. Kısa süre sonra az önce oturduğum yere düşen Jungkook telaşlı bakışlarını bana sundu.
"Sarah burdasın. İyi misin?" Başımı sakince aşağı yukarı salladım.
"Buradan nasıl çıkacağız?" Diye bir soru yönelttiğimde omuzlarını kaldırıp indirdi. Demek ki bana bir şey olacağı korkusu yüzünden benim geldiğim yönden gelmişti.
İster istemez gülümsemeden edemedim fakat hemen ardından aklımda tekrar yer edinen şeyle gülümsemem soldu.
"Hemen burdan çıkalım" der demez arkamdan gelen sesle içeri yayılan beyaz ışıkta beliren bir vücutla bakışlarımız oraya kaydı.
Diğerleri teker teker içeri girmeye başlarken o vücudun sahibinin yüzünü aradı gözlerim. Hepsi içeri geçtikten sonra o da geçtiğinde bunun Taehyung olduğunu anlamıştım.
"İyi misiniz? Jungkook deli misin neden anlamadan dinlemeden atlıyorsun?" Namjoon, Jungkook'u azarlamaya başladığında cebimdeki nottan bahsedip bahsetmemek arasında gelip gittim.
Eğer ortada gerçekten bir tuzak veya kaçırılma varsa ve bana söylemedilerse onlara asla güvenemezdim.
Elimi cebimin üzerinden çekerek sorgulayıcı bakışlarımı onlara yönelttim. Gerçekten vampirlerse ne düşündüğümü duyabilirlerdi değil mi?
Bu nedenle dikkatli olmalıydım. Ortada büyük bir olay var gibiydi ve her şey sadece benim koruyucu olmamla alakalı değildi daha bilmediğim bir sürü sır olmalıydı.
Gözüm yavaşça çarptığım sandığa kaydığında kaşlarım çatıldı. Kapının açılmasıyla tam üzerine yansıyan ışığı başka bir yere yansıtmıştı ve bu odanın öyle normal bir oda olmadığını anlamıştım.
Birbirleriyle tartışan çocuklara bir şeyler çaktırmamak adına yüzümü hızlıca sandıktan çektim. Aynı an itibariyle Yoongi'yle göz göze geldiğimde derince yutkundum.
Düşüncelerimi dizginlemem ve değiştirmem gerekiyordu ne düşündüğümü öğrenmelerini istemiyordum.
Gözlerimi Yoongi'den çekmeden gülümsemekle yetindim. Büyükbabamı bulmam ve her şeyi ondan öğrenmem gerekiyordu bu nedenle benimde burayı gizli tutmam lazımdı çünkü çocukların bakışları buraya ilk defa geldiklerini belli eder cinstendi.
"Burası çömleklerini kuruttuğu yer aradım ama bir şey bulamadım" dedim tamamen yalandı az önce aradığım yerlere bakılırsa burada bir şeyler kesin vardı. Hepsi kafasını aşağı yukarı sallayıp beni onayladığında Taehyung sorgulayıcı bakışlarla yanıma geldi.
Bir şeyler mi çaktı acaba diye düşünürken eş zamanlı kucağına alması bir oldu. Büyük ihtimal ayağımdan dolayı zorluk çektiğimi anlamıştı.
"Sarah çok yorgun görünüyor sanırım bugünlük bu kadar aksiyon yeter hım?" Herkesin onaylar bakışlarına gülümsemeye çalıştım tam o anda tekrar Yoongi'yle göz göze geldim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion▪[BTS]
FanficSarah yıllar sonra terkettiği malikaneye geri döndüğünde, malikaneyi bıraktığı gibi bulamayacaktır.