19

766 75 35
                                    

medya; Bey Matthew
.

.

Keyifli okumalar🥂

Bıkkınlıkla bir nefes vererek adımlarımı hızlandırdım. Basamakları her çıktığımda sesler bir hayli şiddetleniyor ve artıyordu içime nükseden korkuyla kalbim sanki yerinden çıkacakmışçasına atmaya başlamıştı.

"Sen..!" Diye bağırdı ne diyeceğini bulmakta zorlanan bir ses. Sesin sahibi de çok yakından tanıdığım Mari'den başkası değildi.

"Benimle böyle konuşamazsın!" Diyerek devam etti kızgınlığını dışa vurmaktan çekinmeyerek.

Sonunda büyük salona geldiğimde herkesin burada olduğunu gördüm. Demekki her ne olduysa uzun süredir devam ediyordu.

"Çok doğru konuştuğunu sende bilmiyor musun sanki?" Diyerek dikkatini üstüne topladı Yoongi.

"Ben miyim kuzenimin elinde ne var ne yoksa göz koyan?" Konuyu sonunda anladığımda göz devirdim. Gerçekten hiç bitmeyecek miydi, aldatıldığım her zaman böyle yüzüme yüzüme mi vurulacaktı?

"Kes sesini!" Mari'nin çarpınışlarına gülen Yoongi'ye baktım. Böyle konularda kendini ön plana atacak birisi değildi şu zamana kadar yapmamıştı bile. Şimdi ne değişmişti ki?

"Hepiniz suçlu olanın ben olduğumu, filmlerdeki o kötü kadın olduğumu düşünüyorsunuz! Burada birinizin bile gerçeklerden haberi dahi yokken benim üzerime yürüyemezsiniz!" Kaşlarım çatılırken Mari'nin ne demek istediğini anlamaya çalıştım.

"Matthew'i Sarah'dan çaldığımı düşünüyorsunuz ama asıl Sarah'ın Matthew'i benden çaldığından haberiniz dahi yok! Bu Dünyada Sarah'tan kötüsü yok ve siz bunun farkında bile olmayacaksınız." Kendi kendine güldüğünde sinirden yumruk yaptığım elimi yeni farketmiştim.

"Ayriyeten o evinde gününü gün ederken büyükbabası onun özleminde buraya gelmesini bekliyordu. O ise ne yaptı, hayattayken asla aklına bile getirmediği büyükbabasının öldükten sonra mirasına kondu. O iğrenç bir k.." lafını yarıda kesmesini sağladığımda ne yaptığımdan haberim dahi yoktu.

Yana düşmüş yüzüne baktım dolan gözlerimle. Yanağına dokunan avucum karıncalanıyor hepsi bir noktadan içeri geçerek vücuduma yayılıyordu.

Avucumun yanağına çarpma sesi dört duvar arasında yankılanırken Ayaklarımın beni ne ara önüne getirdiğini bile hatırlamıyordum, o kadar hızlı gelişmişti ki kendime inanamamıştım.

Dolan gözlerimden bir damla yaş düştüğünde yerdeki gözleri bana döndü. Boğazıma oturan yumruyu yutkunarak gidermeye çalışmam bir işe yaramazken havada asılı kalan elimi yumruk yaparak indirdim.

"Seni hiçbir zaman suçlamadım. Çok kızdım, çok sinirlendim. Hatta böyle bir şeyi yaptığını kendi gözümle bile görmüş olsam gözüm bozulmuştur, yanlış duyuyorumdur dedim kendimi suçladım ama hiçbir zaman beni üzecek bir şey yapmış olmana ihtimal vermedim. Sen kuzenim değil en yakın arkadaşımdın." Söylediklerime karşı hiçbir tepki vermedi. Göz bebeklerindeki o düşmanlık hissi bir milim bile değişmedi.

"Ya da ben öyle sanıyordum." Dedim asla duymayacağı bir ses tonuyla. O ve Matthew hariç herkes duymuştu.

"Yaptıklarınızdan, sizden uzaklaşıp kendi yalnızlığıma çekilmek istedim. Bir kere de üzülmemek istedim, deden ve senin zulümlerinden kaçmak istedim ama sen! Sen yine peşimi bırakmadın ve şimdi konuştuğun şey..." acımasızca güldüğünde kaşlarım daha da çatıldı.

"Haklı olduğumu biliyorsun Sarah. Büyükbabanın arkasından döktüğün tüm o gözyaşları sahte." Gözlerimi sıkıca yumup yutkundum.

"Onun hakkında bir şeyler söyleyecek en son kişi bile değilsin. Evet, belki hayattayken hiç kıymetini bilemedim ama ölmüş olsa bile hayattayken yapamadığım görevi şimdi yapmaya çalışıyorum. Ben bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum, yapamasam bile daha çok zorluk çıkarsam bile deniyorum ya ben." Öne çıkmak için bir adım atan Matthew'i durduran damarlı kol Taehyung'a aitti. Tek hamlesiyle onu yanımdan uzaklaştırdı.

Vampire Mansion▪[BTS]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin