Keyifli okumalar 🦋
Bazı anlar ne yapacağınızı, ne söyleyeceğinizi bilmediğiniz saniyeler ile zaman öldürür. Şuan öyle bir boşlukta hissediyordum ki sadece nefes alabilen bir canlıdan ibaretmişim gibi hayat bir hiçsin diye kulağıma fısıldıyordu.
Konuşmamız hiçbir sonuç vermeden bittiğinde temiz hava almak için bahçeye cıkmış, bir kız çocuğunun yaramazlık yapması üzerine ceza olarak dadısının sessiz bir köşeye oturttuğu gibi salıncağıma oturmuştum.
Hava kararmıştı, hava gibi umutlarımı da karartacak güçte olan çaresizlik birilerinin onu sıkıca tutması üzerine tam olarak karanlığını saramıyordu sanki umutlarıma.
Yüzüm düşmüştü, derin bir nefes alma ihtiyacı duyduğum an ensemde hissettiğim nefes korkmama neden olduğunda omzumun üstünden gördüğüm gözlerle sakinleşmem uzun sürmedi.
Ayaklarını etrafımdan geçirip ellerini belime sararak arkamda oturmuş çenesini omzuma yaslamıştı.
"Taehyung ne yapıyorsun?" Dediğimde güldü. Öyle kahkahayla ya da buruk bir gülmeyle kıyaslanacak bir gülüş değildi. Tamamen farklıydı, o zaten başlı başına farklı değil miydi zaten?
"Çok garip değil mi?" Sorusunu anlamayarak kaşlarımı çattım.
"Ne?"
"Ne ara bu kadar yakınlaştığımızı anlamadık bile. Nedensizce dosdoğru sana çekiliyorum, bu beni korkutmuyor değil ama birine bu kadar kısa sürede bağlanmak beni çok şaşırtıyor." İlk defa hissettiklerini söylemesi üzerine şaşırmama engel olamadım.
"Seninle bir yerlere çıkıp alışveriş yapmadık, güzel bir kafede kahve içemedik ve beraber tüm hoş çiftler gibi sinemaya gidemedik, gidemeyiz üzgünüm ama sana güzel günler ve anlar yaşatacağımdan hiç şüphen olmasın Sarah." Konuşurken salıncağı sallamaya başladığında gülümsedim.
"Benim herkes gibi sinemaya, alışverişe gitmek gibi normal bir isteğim olmadı hiç. Ben seninle birlikte bu salıncakta sallanırken bulutlara ulaşacağımı hissediyorum. Sen benim elimden tutarken ben gökyüzüne keşfe çıkacağım ve bulutlarda gizlenmiş her bir gizemi teker teker saklandığı yerden çıkaracağım. Ve bu sen benim elimden tutarken olacak." Belimdeki kolları sıklaştı nefesi boynuma değerken titrememe engel olamadım.
"Ama bulutlardaki gizemden önce senin gizemini bilmek istiyorum. Senin ve içeride benden bir şey saklayan herkesin." Bıkkınca bir nefes verdiğinde tenime değen buz gibi teni yavaşça benden uzaklaştı. Önümde durup elini bana uzatırken zorluk çıkarmadım ve ona uydum.
Saniyeler içinde o midemi alt-üst eden şeyi yaptı. Bana haber vermeden yapmasına sinir olsam bile iş işten geçmiş çoktan bir odaya gelmiştik. Bu hızlı ulaşım yolu midemi fazlaca yoruyordu.
"Bir daha bunu yapacağın zaman kesinlikle haber vermelisin aksi takdirde üzerine kusarım." Gülüp burnuma bir öpücük kondurduğunda dışarıda buz gibi olmus burnum şimdi alev alev yanıyordu.
Şaşkınca ona bakmaya devam ederken elimden tutun çekiştirmeye başladığında kafamı iki yana sallayarak kendime geldim. Geldiğimiz büyük olsa da pek bir eşya barındırmayan odaya baktım. Daha çok koyu renklerin tercih edildiği odaya; büyük koyu lacivert örtüsüyle bir yatak ve kahverengi üzerinde bir lamba ve defter bulunduran bir sehpa eşlik ediyordu.
Duvarda birkaç tablo ve orta boy bir dolaptan başka hiçbir şey yoktu. Oda çoğunlukla boştaydı fakat koyu renklerin ağırlığı odaya uyum sağlıyor ortaya normal bir görüntü sunuyordu.
Taehyung beni yatağa oturtup önüme nerden çıkardığını bilmediğim bir kutu koyduğunda şaşırarak ona baktım. Sivri dişlerini göstererek gülümsediğinde gözüm hızla oraya kaydı ardından kendimi toparlayarak kutuya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion▪[BTS]
FanfictionSarah yıllar sonra terkettiği malikaneye geri döndüğünde, malikaneyi bıraktığı gibi bulamayacaktır.