11.BÖLÜM ~SFENKS'İN HAZNESİ~

655 70 43
                                    

Normal de geçen hafta araştırma yapıp bölüm atacaktım. Eve yeğenim gelince sakin sessiz bir ortam olmadığı için yazamadım. Geçen hafta bölüm bekleyen arkadaşlar lütfen bu yüzden kusura bakmayın.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim! 10. bölüme 10 beğeni bile gelmemiş vallahi bu durum beni çok üzdü çünkü mısır mitolojisini bilmediğim için günlerce araştırma yapıp hikaye yazıyorum ve yayınlıyorum. Onca emeğimin karşılığı bir 10 beğeni bile değil mi? 10 beğeniyi bile haketmeyen bir  hikaye mi benim hikayem?

6957 kelime uzun bir bölüm oldu. Umarım sabırla bölümü atmamı bekleyen arkadaşlar beğenerek okurlar.

Beğenip yorum yapmayı unutmayın.😊

İyi Okumalar♥️♥️♥️

Sfenks’in hazinesi neredeydi ki? Nerede olduğunu bilmiyordum. Bilinmezlik ise beni daha çok tedirgin ediyordu. Umarım İmhotep beni bu felakete sürüklemezdi. Ah! Bugünkü tehditleri aklıma gelince tüm umutlarım çöpe gitti, söyledikleri kulaklarımda uğuldamaya başladı. " İstediğin kadar inkar et. Yakında gerçek Anubet’i ortaya çıkarırsın. Her zaman korktuğun gibi masum bir kız gibi davranıp aklımı çelen sen değil miydin? Ama bu sefer senin zehirli diline kanmayacağım. Yüzyıllar önce aklıma ve duygularımı ele geçirip Ra’ya açtırdığın savaşta yanımda duracaksın. İsteyerek ya da zorla. Ben nereye gidersem oraya, ben ne konuşmanı istersem onu konuşacak, ben ne dersem onu yapacaksın. Beni tekrar kandırmaya veya ihanet etmeye kalkarsan. Bu sefer seni kalbinden hançerleyip öldürmem daha fazlasını yaparım. Seni öldürmem. Öldürmekten daha beter yaparım!” demişti. Ben bu intikam yolunda ölsem bile umurunda olmaz daha çok mutlu olurdu. Çünkü beni Anubet sanıyordu. Onu kandıran ihanet eden eski sevgilisi. Buradan bir şekilde kaçmalıydım. Bünyem böyle olağanüstü olaylara kaldırabilecek kapasite değildi.

İmhotep kolumdan tutmuş beni arkasından sürüklüyor ben ise nefes dahi almadan o nereye götürürse sorgusuz sualsiz ilerliyordum. Bu yaşananlar çok fazlaydı. Şuan gerçekten delirdiğimi düşünmek yaşadığım her şeyi kafamda kurguladığımı düşünmek istiyordum. Maalesef bu yaşadıklarım gerçekti. Bu olanlar benim için çok fazlaydı. Odaya çıkan merdivenlere vardığımız da bir iki adım atar atmaz korkudan titreyen bacaklarım koyverdi, sıkıntılı nefes verip kendimi merdiven basamağına bir çuval gibi yere attım. İmhotep yaptığım hareketle birlikte oda üzerime doğru yığılır gibi oldu ama kısa sürede yere düşmeden kendi toparlayabildi.

  Elli kolumu bırakmadan yanıma merdiven basamağına oturdu. Bir şeyler söylüyordu ama ben ne dediğini anlamıyordum, sanki sesi çok derinden ve uğultu şeklinde geliyor  ve bedenim tir tir titriyordu.  Galiba Panik atak geçiriyordum. Kalbim hızlı hızlı atıyor sık sık nefes alıp veriyordum. İmhotep elini kolumdan çekip ani bir şekilde başımı büyük ellerinin arasını alıp göğsüne yasladı.

Hıçkırıklarımın arasında onun inip kalkan göğsünü bakmaya başladım. Onun inip kalkan kaslı göğsü benimkinin aksine çok yavaş hareket ediyordu. Şuan birinin bana sarılmasına o kadar çok ihtiyacım vardı ki bunu anlatmaya kelimeler yetmezdi ve bana sarılan şuan şaşırtıcı şekilde benden ölesiye nefret eden İmhotep’ten başkası değildi.

Ellerim kontrol dışı ondan destek almak ister gibi  tişörtüne sımsıkı sardı. Sakinleşmek için derin derin nefes alıp vermeye  çalıştım. Her aldığım nefeste ise İmhotep’in o güzel amber kokusu burnuma doluyor ve onun kokusu beni sakinleştirmeyi başarıyordu.

Uzun bir süre sonra başım onun göğsünde sakinleşmiştim. Sakinleşmemi tezat olarak göz yaşlarım göz pınarlarımdan su damlaları gibi akıp onun tişörtünü ıslatıyorlardı. Tişörtünün ıslanması onu hiç rahatsız etmiyormuş gibi değildi. Elleri saçlarımda geziyor ılık nefesi ise saçlarımı hafif havalanmasına sebep oluyor içime tarif edemediğim güven duygusuna ve huzura sebep oluyordu.

MUMYA'NIN AŞKI ~İMHOTEP ~ (KASIM AYINDAN İTİBAREN DEVAM EDİLECEKTİR!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin