19

990 87 43
                                    

Soğuk havaya aldırmadan yürüyordu Changbin. Felix ile konuşmaya karar vermişti. Onsuz yapamıyordu, içindeki ateş sönmüyordu. Affedip affetmeyeceğini bilmiyordu. Sadece şansını denemek istiyordu.

Adımlarını daha da hızlandırmıştı. Tek isteği kapıyı Minho'nun değil Felix'in açmasıydı. Çünkü Minho açarsa Felix ile konuşması imkansızdı.

Yaklaşık 10 dakikanın ardından varmıştı sevdiği adamın evine. İçi korku doluydu ama şansını denemek zorundaydı. Yavaşça çaldı kapıyı. Saniyesinde açılan kapının ardında haftalardır yüzünü görmediği, hasretinden yanıp tutuştuğu adamı gördü. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.

"Senin burda ne işi-"

"Felix konuşalım lütfen."

"Sana demedim mi ben? Seninle konuşacak hiçbir şeyim yok."

"Lütfen bir kere dinle."

"Felix kim gelmiş." Minho'nun sesi ile gerilmişti Changbin.

"Bilmiyorum ki hyung kimse yok burada. Sanırım şu yaramaz çocukların işi." Diyip kapıyı kapatmaya yeltenmişti ki Changbin elleri ile engel olmuştu.

"Lütfen sadece bir kere." O kadar masum bakıyordu ki Changbin kıyamamıştı Felix.

"Bekle burda." Kafasını hevesle sallamış ve sevdiği adamı beklemeye başlamıştı Changbin.

İçeri gidip abisine hava almak istediğini söyleyip geri dönmüştü Felix.

"Burada konuşamayız gidelim."

_____________

En yakın bir parka gelmişlerdi ve banklardan birine oturmuşlardı.

"Anlat dinliyorum."

"Özür dilerim." Sesi çok kısık çıkmıştı Changbin'in.

"Keşke özür dileyince geçse bütün acılarım."

"Felix... Bana bak lütfen." Tüm dikkati ile Changbin'e bakmaya başlamıştı.

"Bak ben gerçekten özür dilerim. Sana yaptığım, yaşattığım şeyler gerçekten çok acımasızcaydı. Gerçekten çok pişmanım. İçim yanıyor Felix." Nefes almak için durmuştu.

"Ben gerçekten çok düşündüm. Sensiz yapamıyorum, seni görmeden duramıyorum. O yaptığım aptallıklar içinde çok pişmanım. Sana bunları yaşattığım için çok pişmanım. Özür dilerim Felix."

"Canım çok yandı Changbin. O kadar yandı ki beni öptükten sonra orada öylece bıraktın ya... Gerçekten tüm dünyam başıma yıkıldı, hayatım karardı." Gözleri dolmuştu Felix'in. Önüne dönmüştü hızlıca.

Changbin elleriyle yüzünü kavradı Felix'in.

"Bana bak." Tekrar göz göze gelmişlerdi.

"Felix." Konuşmamıştı Felix. Sadece bakıyordu sevdiği adamın gözlerine.

"Seni seviyorum." Bir fısıltı gibi duyduğu cümle ile kalakalmıştı.

"N-ne?"

"Seni seviyorum." Hala duyduğu şeye inanamıyordu Felix. İmkansızdı onun için Changbin'in onu sevmesi.

"Sana yaşattığım şeyleri unutturmak istiyorum. Ama önce beni affetmen gerekir değil mi?" Buruk bir gülümseme ile söylemişti. Hala konuşamıyordu Felix. Konuşmayı unutmuş gibiydi.

Sadece sarılmıştı Changbin'e. Kokusunu doya doya çekmişti içine.

Changbin ise o kadar sıkı sarılıyordu ki. Sanki içine sokmak istermiş gibi. Yüzünü Felix'in boynuna gömmüş kokusunu derince çekmişti içine.

"Beni affettin mi?" Geri çekilip Felix'in yüzüne bakmıştı.

"Affettim." Kafasını sallarken söyledi Felix.

"Teşekkür ederim." İçten bırak gülümseme vermişti küçüğüne.

"Beni affettiğine göre... Sevgilim olur musun Lee Felix?" Demesiyle ölüm sessizliği oluşmuştu adeta. Yine konuşamıyordu Felix.

"Kabul etmezsen anlarım tabii." Yüzünü eğmişti.

"Hayır hayır." İki elini kaldırıp sallamıştı. "Olurum... Yani sevgilin olurum." Kafasını hızlıca kaldırıp bakmıştı Felix'e Changbin.

Ve o gün ikisinin dudakları kavuşmuştu. Bir daha asla ayrılmamak üzere.

______________

Barıştılar 🥺
Final yakındır arkadaşlar :(

Yazım yanlışlarım, ya da anlatım bozukluklarım varsa gerçekten özür dilerim :(

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapıp oy verirseniz sevinirim <8

Umarım beğenmişsinizdir yorum yapıp oy verirseniz sevinirim <8

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jisung'um rahatsızlanmış, moralim bozuk. Umarım en kısa zamanda iyileşir ❣️

My First Love; ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin