THUNDEROUS FİRST WİN ALDIK STAAYYY ÇOK MUTLUYUM 😭❣️
______________
İçeri aydınlatan güneş ışıkları ile gözlerini kıstı Changbin. Dün Minho onu yumrukladıktan sonra gece boyu hiç uyumamış ve gözyaşları arasında düşünmüştü. Ve pişmandı. Yaptığı gerçekten yanlıştı. Felix'i kırmıştı ve fazlasıyla üzmüştü.
Bunun için kendine lanet okuyordu Changbin. İçini saran acı ve vicdan azabı bırakmıyordu onu. O yumrukların hepsini haketmişti hatta daha fazlasını hakediyordu.
Felix'ten özür dilemesi gerekiyordu ama bunu nasıl yapacaktı bilmiyordu.
"Senin yüzünü bile görmek istemiyordur aptal. Nasıl özür dileyeceksin ki?" Kendi kendine konuşuyordu. Ne yaptığını bilmez bir haldeydi.
Oturduğu yerden yavaşça kalktı ve banyoya ilerledi. Gelişi güzel bir duş aldıktan sonra odasına girip giyindi ve kendini yatağına bıraktı.
Nereye bakarsa baksın Felix'i görüyordu sanki. Aklından bir an olsun bile çıkmıyordu. Yaptığı şeyler aklına geldikçe kendinden daha fazla nefret ediyordu.
Küçücük, peri gibi çocuğu tek bir hareketi ile üzmüştü, mahvetmişti. Bunları düşünürken kendini ağlamaktan alıkoyamıyordu.
Gözünden akan yaşı umursamayarak gözlerini kapattı ve kendini muhtaç olduğu uykunun kollarına bıraktı.
_____________
"Felix uyan hadi bebeğim." Jisung'un heyecanlı çıkan sesi ile gözlerini aralamıştı Felix.
"Günaydın küçük bebek." Kocaman gülümsemesi ile Felix'e bakıyordu.
"Günaydın Jisung."
"Hadi kalk elini yüzünü yıka ve aşağıya gel. Minho hyung kahvaltı hazırladı."
"Tamam sen çık ben gelirim." Bunun üzerine Jisung kafasını salladı ve odadan çıktı.
Jisung'un çıkması ile yataktan kalktı Felix. Çıplak ayakları soğuk zemine değince titremişti. Umursamamaya çalışıp odadan çıkmış ve banyoya ilerlemişti. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynaya bakmıştı. Gözleri hala kıpkırmızı ve şişti. Gözaltı torbaları ise hala mordu. Ama eskisinden daha iyilerdi.
Daha fazla bu görüntüye dayanamayarak banyodan çıktı ve salona indi. Burnuna dolan güzel kokular ile istemsizce gülümsemişti. Abisinin yemeklerini özlemişti.
Daha fazla dayanamayarak mutfağa girmişti. Tabii Jisung ve abisini neredeyse öpüşmek üzereyken görmeyi beklemiyordu.
Felix'in geldiğini farkeden Jisung hızlıca ayrılmıştı Minho'dan. Felix ise hala şaşkınca ikisine bakıyordu. 1 dakika boyunca üçü de bakışmıştı.
"Günaydın Felix." Daha fazla dayanamayan Minho ortamı dağıtmak için konuşmuştu.
"Günaydın hyung."
"Hadi kahvaltı hazır otur." Minho'nun demesi ile kafasını salladı ve masaya oturdu. Jisung'da Felix'in yanına oturunca Felix kafasını çevirmiş ve Jisung'a bakarak sırıtmıştı. Bunun üzerine Jisung kıpkırmızı olmuş ve önüne dönmüştü.
Mutlu olmuştu Felix. Kendi yaşayamadığı mutluluğu arkadaşı yaşayabiliyordu sonuçta.
Daha fazla düşünmek istememişti. Güçlü olmak istiyordu. Changbin'i unutmak istiyordu. Belki o zaman daha mutlu olurum diye düşünüyordu.
Ama Changbin'siz bir hayatı hayal bile edemiyordu.
______________
Kısa bir bölüm oldu üzgünüm :(
Umarım beğenmişsinizdir <8
Yorum yapıp oy verirseniz sevinirim ❣️
Bu adam 24 yaşına girdi 🥺
Hala inanamıyorum hüüü 🤧
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My First Love; Changlix
Fanfiction[TAMAMLANDI] Lee Felix, abisinin yakın arkadaşı Seo Changbin'e aşık olur. Changlix|Chanmin|Hyunin|Minsung