13

1K 111 100
                                    

Ne ara geldiğini bilmediği sınıfına hızlıca girdi Felix. Çantasını kaptığı gibide çıktı. İnsanların ona olan bakışlarını umursamadan eve ilerliyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra eve varıp kendini odasına kitlemiş, bir hırsla çantasını fırlamıştı. Ve ardından sırtını kapıya yaslayarak ağlamasına devam etmişti.

Vücudu titriyordu, hıçkırıkları tüm odayı dolduruyordu. Ellerini saçlarına geçirerek yere çöktü Felix. Kendini taşıyacak  gücü dahi bulamıyordu. Ağlama seslerinden dolayı eve gelen abisini bile duymamıştı.

"Felix aç kapıyı! Felix neden ağlıyorsun? Felix ne oldu sana?" Minho endişeli bir şekilde kapıyı yumrukluyordu. Ama Felix ayağa kalkacak, kapıyı açacak gücü bulamıyordu kendinde.

"FELİX AÇ ŞU KAPIYI!" Minho'nun sert bir şekilde bağırmasıyla irkilmişti Felix. Ellerinden destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı.

"Felix yalvarırım aç. Korkuyorum Felix lütfen." Yavaşça ayağa kalkıp kapının kilidini açtı Felix. Kilidi açmasıyla, açılan kapıyla kendisini abisinin güvenli kollarına bırakmıştı.

Minho ellerini hızlıca Felix'in beline sarmıştı.

"H-hyung." Hıçkırıkların arasında konuşmaya çalışıyordu.

"Bebeğim ne oldu sana?" Minho'da ağlıyordu. Felix ise konuşamıyordu. Boğazına bir yumru oturmuştu.

Aşağıdan gelen kapı sesi ile kafasını kaldırdı Felix.

"Beni burda bekle kapıyı açıp geliyorum." Minho'nun demesi ile kafasını salladı Felix.

Minho hızlıca kalktı ve yumruklanan kapıyı açmaya gitti. Felix ise kendini yatağına bırakmıştı. Hala ağlamaya devam ediyordu.

"Felix!" Jisung'un endişeli sesini duyduğunda kafasını kapıya çevirmişti. Gelen arkadaşları ile ağlaması daha da şiddetlenmişti.

"Şşşş ağlama bebeğim." Felix'e sarılırken söyledi Jisung.

Seungmin ve Jeongin ise korku ile onları izliyordu. Felix'e bir şey olmasından korkuyorlardı.

"Felix ne oldu sana anlat artık kafayı yemek üzereyim." Demişti Minho. Felix'in konuşacak hâli olmadığını anlayan Jisung "Hyung istersen dışarı çıkalım." Dedi. Bunun üzerine Minho kafasını salladı ve odadan ayrıldı.

"Üzgünüm Felix ama Minho hyunga anlatmalıyım." Felix'in bir şey demesini beklemeden odadan çıktı. Bunun üzerine Seungmin ve Jeongin, Felix'in yanına oturmuştu.

_____________

"Tanrı aşkına neler oluyor Jisung? Söyle bana lütfen."

"Hyung önce bir sakin ol ve otur." Koltuğu göstermişti Jisung. Minho ise kendini koltuğa bırakmış Jisung'a bakıyordu. Jisung'da koltuğa oturduktan sonra konuşmak için ağzını aralamıştı.

"Hyunjin ve Jeongin'in sevgili olduğu gün bara gitmiştiniz ya hyung işte o gece Changbin hyung Felix'i öpmüş. Öpüşmüşler işte..." Derin bir nefes almıştı Jisung. Minho ise şok olmuş bir şekilde Jisung'a bakıyordu. "Felix'in Changbin'e hisleri vardı. O gün Changbin hyung Felix'i öptükten sonra bunları unutmasını söylemiş ve gitmiş. Zaten Felix ondan sonra durgunlaşmıştı."

Minho duyduklarına inanamıyordu. Sinirle ellerini yumruk yapmış sıkıyordu. "Biz sonra Felix'e Changbin hyung ile konuşmasını söyledik. İşte bugün Felix onunla konuştu. Büyük ihtimalle yine aynı şeyleri söyledi." Gözyaşlarını zor tutuyordu Jisung.
Minho ise sıktığı ellerini daha da sıkmıştı. Dudaklarını ısırıyordu.

Hızla ayağa kalktı.

"Hyung nereye gidiyorsun?" Jisung ise hızla önüne geçmiş kollarını tutmuştu. Minho'nun kanayan dudağını görünce parmağını oraya uzattı.

"Hyung sakin ol lütfen. Kendine zarar veriyorsun." Minho ise Jisung'un bileğini tuttu. "Felix'e göz kulak ol. Geleceğim." Diyerek hızla evden çıktı.

Jisung'un ona gitme diye yalvarmasına rağmen.

_____________

Arabasına binmiş Changbin'in evine ilerliyordu Minho. Okuldan eve geçmiş olduğunu umuyordu sadece.

"Kardeşimi bu hale sokmanın hesabını soracağım sana Seo Changbin." Direksiyonu sıkarken söyledi Minho. O kadar fazla sıkıyordu ki eklemleri bembeyaz olmuştu.

Hızlıca Changbin'in evine varmış bahçeden içeri girmişti. Kapısının önüne geldiğinde kapıyı yumruklamaya başlamıştı. Saniyeler içinde açılmıştı kapı.

"Ne oluy-" Cümlesini tamamlayamadan yediği yumrukla sarsılmıştı Changbin. Minho ise durmamış Changbin'in yakalarını tutmuştu.

"Sen nasıl önce kardeşimi öpüp sonra da hiçbir şey olmamış gibi onu başından sağarsın he!" Sonlara doğru artan sesi ile irkilmişti Changbin.

"Hiç mi düşünmedin onun duygularını?" Changbin hiçbir şey söylemeden ona bakıyordu.

"Bana bir şey söyle Changbin yoksa seni şuracıkta yumruk manyağı yaparım."

"Sadece anın etkisi olduğunu söyledim ona. Bir şey hissetmi-" Yediği yumruk ile tekrar tamamlayamamıştı cümlesini.

"NE DEMEK ANIN ETKİSİ HE! BENİM KARDEŞİM SENİN OYUNCAĞIN DEĞİL SEO CHANGBİN!" Delicesine bağırıyordu Minho. Yakalarını hızla bırakmıştı. Bunun üzerine yere düşmüştü Changbin.

"Seni burada öldürmediğime şükret Changbin. Kendini Felix'e affettirmeden gözüme gözükme." Demiş hızla evden çıkmıştı.

Ve evden çıkmasıyla gözyaşlarını serbest bırakan bir adam bırakmıştı arkasında.

_______________

Üzgünüm Changbin ama hakettin yani :(

Umarım beğenmişsinizdir
Yorum yapıp oy verirseniz sevinirim <8

Bu adam beni sınıyor...


My First Love; ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin