17. Bölüm
"Ne demek istiyorsun Azat?" Diye sordum. Kafasini iki yana sallayıp gözlerini kaçırdı. Hep aynısını yaptığı gibi.
Birkaç saniye öylece birbirimize baktık. Azat, ilk önce boynunu kütletti ve benden uzaklaşıp tabloların olduğu yöne doğru birkaç adım attı, tam o an içeride büyük bir ses yükseldi. Azat, alarm benzeri sesini duyunca yüzüne yerleşen öfke durumun ciddi olduğunu gösteriyordu.
"Kahretsin"
Azat oldukça hızlı adımlarla en alt kata indi bende onun hızına yetişmeye çalışarak onu takip ediyordum. Azat arka bahçeye çıkıp şaşırtıcı bir şekilde ağacın kabuğunu çıkarıp içindeki kolu indirdi ve yerdeki kocaman bir kapak açıldı. İçimdeki adranalin tahmin edilemezdi. Bu aynı aksiyon filmlerindeki gibiydi.
Azat, hızla merdiveni indi; karanlık kolidoru sadece otomatik yanan meşaleler aydınlatıyordu, hayranlıkla gözlerimi etrafta gezdirdim. Azat, dev demir kapının şifresini girdiğinde dev kapı açıldı ve gri ve beyaz ağırlıklı tüm teknolojik aletlerin ve silahların olduğuna yemin edebilirim dediğim bir oda bizi karşıladı. Burası tek kelime ile nefes kesiciydi.
Kocaman televizyon açıldığında Elena, Martin ve Buğra'yı görmemle kısa süreli bir şok yaşadım. Kalp atışlarım yükseldi çünkü Martin'in kolunda bir sargı bezi vardı. "Martin!? iyi misin ne oldu?" Diye sordum Rusça.
"Sorun yok Linda, küçük bir sıyrık" diye geçiştirmeye çalıştı. Gözlerim öfke ile büyürken Azat'ın kolundan tutup kendime çevirdim. "Ona ne oldu?!" Diye bağırdım. Şu an beraber olduklarına göre Azat nedenini biliyordu.
"Sakinleş, sorun yok" dedi hiçbir şey olmamış gibi. Alayla gülümseyerek kafamı yana çevirdim. "Senin için hiç bir sorun yok Azat Kays Arslanoğlu"
"Ben Elena Foxet . TR-RZ 012 FBI görevlisi. Ve Vezir Bezirgan'ın arayışında sizinle çalışmakla görevlendirildim. Aynı zamanda TR-01 kodlu gizli ajanla ihtibat kuracak kişiyim" dedi ciddi bir sesle.
Neler dönüyordu burada?
Vezir Bezirgan'da kimdi?
"Hakkından ne biliyorsunuz?" Diye sordu Azat, elindeki dolmakalemi çevirmeye başladı. Buğra "Hiç. Kocaman bir hiç. Elimizdeki isim bu ama gerçek mi sahte mi bilmiyoruz. Ya da nerde? ne iş yapar bilmiyoruz." Dediğinde Azat elini yumruk yapıp masaya vurdu ve adamın adını sanki daha önce duymuş gibi birkaç kez tekrar edip hatırlamaya çalışıyordu.
"O adamın kim olduğunu biliyorum"
Ses Martin'den çıkmıştı. Martin yerine hafif yerleşti ve kafasını kameraya çevirdi.
"O zaman ya 20 ya da 21 yaşındaydım. Linda bili-"
"Leyla" dedi Azat, kafamı ona çevirdim o ise dev televizyona bakıyordu. "İsmi Leyla" diye düzeltti. Konumuz bu mu cidden?!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇEMBER
General Fiction"12 yıl geçti Leyla'm bir daha geçmesin" dedi. Kalbim hızlanmaya başladı. Önce parmak uçlarımı öptü. "Bir daha dayanamam" daha sonra yüzümü ve alnımı...