8. Bölüm

1.2K 108 30
                                    

Arkadaşlar selam umarım iyisinizdir.

Yb mesajları cok alıyorum. Dediğim gibi etkileşim yok onun için geç atiyorum. Ne kadar çok yorum ve vote hemen yeni bölüm. Biliyorsunuz Küçüğüm e hergün yeni bölüm atıyordum.

Dediğim gibi size bağlı

☆☆☆☆

"Allah ayırmasın " dedim Azat'a bakarak. Kafamı Bekir'e çevirip "hadi Bekir biz şu poşetleri yerleştirelim " şaşkınca kafa salladı Bekir. Azat ile göz teması kurmadan merdivenleri indim. Arka arkaya 4 arabanın açılış sesini duydum. Geldiğimiz arabanın içine tüm eşyaları yerleştirdim ve Azat'ın arabasını es geçip diğer arabaya bindim.

Azat, beni diğer arabada gördüğünde şaşkınlıkla bana baktı, gözlerimi kaçırıp diğer tarafa döndüm. Birkaç saniye orda durdu hareket etmedi ona bakmıyordum ama orda olduğunu hissedebiliyordum. Kafamı telefona çevirdim .

Nasıl mı hissediyordum?

Bok gibi. Ciddi anlamada bok gibi. Ben hayatımda neye katlanamam diyorsam Azat bana hep onları sunuyordu. Belkide bilerek yapıyordu bunları, umurumda değildi sadece birkaç ay bu işler bitinceye kadar buradaydım. Bende yardım edecektim hatta Azat'a, ne kadar çabuk o kadar iyiydi.

"Leyla?" Kafamı kaldırdığımda dreksiyonda Azat'ı gördüm. Kaşlarımı çatarak "efendim?" Dedim. Beni tanımıyordu. Ben profosyonel biriydim. Asla kızdığımı ya da kırıldığımı farkettirmezdim.

"Sevgilim değil, sadece takılıyoruz-"

"Güzel kızmış. " dedim telefondan gözlerimi ayırmadan. Telefon rehberime girip Elena'yı aradım.

"Elena?" Dedim normal bir sesle.

"Woow sen beni ararmıydın ?" Elimi ağzıma götürüp tırnaklarımı yemeye başladım. "Telefon güvenli mi?"

" Elbette ben Elena Jomes'ım. Kimse benim telefonumu dinleyemez" dedi gülüşü arasında. Sabırsızca "FBI'dan bir haber var mı?" Azat'ın dikiz aynasından beni izlediğini gördüm. Bir saniyeliğine göz göze geldik, tabikide ilk gözünü çeken ben oldum.

"Sabırsızsın" dedi sesindeki tondan bir sorun mu var sorusunu almıştım. "Evet. Sıkıldım! Bunaldım! " diye çıkıştım. "Sakin ol Linda. İyi haberlerim var. Sicilin temiz, okuyorsun ve bölüm birincisisin. Aynı zamanda çalışıyor görünüyorsun. Senin Türkiye 'ye tatil için gittiğini ve bu durumdan haberdar olmadığını savundum. Ama Türk olduğun biliyorlar, bunun sorun olacağını düşünmüyorum." Sıkıntıyla nefes verdim.

"Eee sadete gel"

"Yani aklandın. Ama bu adam seni pek sevmiyor, nedenini anlamadım. Dikkatli olmalısın. Martin geliyor. " dedi. Neden şimdi böyle birşey yapma gereği duydum bilmiyorum. Elena'yı niye aradığımı anlamadım. Azat'ın canını yakmak mı istedim yoksa gerçekten de gitmek mi istedim. Tanrım!! Kafayı yiyecektim.

"Tamam. Teşekkür ederim, seni daha sık arayacağım söz. Bu arada yarın Martin ile buluşacağız. Umarım bana hediye getirmiştir" dedim kıkırdadım.

"Ahh!! Bana lütfen Martin deme! Kendine Türk ismi bulmuş, neydi.... ha! Hakan. Dün aradım 'Martin nasılsın?' Dedim . Ben Hakan diyor. Sinirlerimi geriyor!" Ufak bir kahlaha attım "Hakan! En son Dubai'ye gittiğinde Muhammet olmuştu. Her ülkeye göre isim seçiyor " Elena'nın kahkahası kulaklarımı doldurdu. "Neydi... ha Ayşe. Bence ona Ayşe deyin"
Kahkahamı büyüttüm. "Ayşe kadın ismi. Bunu duyarsa seni bacaklarından tavana asar. biliyorsun yapmıştı bir kez!" Elena ıslık çaldı. "Sorma o tam bir budala! Bunu söyleme yinede sen"

"Tamam. Dikkat et. Selamını söylerim " telefonu kapatıp çantama koydum. Saçımdaki eşarpı düzenleyip geriye yaslandım. "Leyla akşam sende bizimle geleceksin BarLand'a. Birkaç görüşmemiz olacak. İlk biz gireceğiz, sonra sana haber vereceğiz sen içeri gireceksin. " dikiz aynasından göz göze geldik. Sadece kafa salladım. Birkaç dakika sonra evin bahçesine girmiştik. Kimsenin kapımı açmasına fırsat vermeden kapıyı hızlıca açıp indim.

ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin