18. Bölüm

1K 79 4
                                    

Ştt yine ben;)

Naber lan nasılsınız topraaaam. Sjsjsjsj

Hehehe hey jorc naber ahpap.

Sizce hangisi ile giriş iyi olur ben şey düşündüm : selamün aleyküm bilader sjsjdjdj falan girişi düşünün ayy!!! Tam bir sıkandal!!! Arkadaşlar 6.53 bin okuma sayısı ile Çember yükselişe geçmiş bir vaziyettedir. Bunun icin ne kadar teşekkür etsem azdır size. Sizi sevdiğimi bilem kaç yüz kez demisimdir ama yine söyleyeceğim SiZi SeViYoRuMmmmmmmm!!!!!!


18.Bölüm

"Sen... Sen bambaşka bir şeysin ve tüm dengemi alt-üst ettin" dedi, kafam allak bullak olmuştu. "İyi, en azından beni anladın" diyip bu kez dudaklarına ben kapandım.

Azat, yavaşça elini bel kavsime sürtmeye başlamıştı. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki hızına örnek verebileceğim hiç bir şey yoktu. Öpüşü derinleşmeye başladığında bacakalarımı tutup iki yanına sabitleyip beni kucağına iyice çekti, bir eli ile belimden çekerken diğer eli ile boynumu okşuyordu. Ellerimi boynuna koyup hafif tırnaklarımı sürttüğümde ağzından kısık bir inilti çıkardı.

"Çok güzelsin" dedi, alt dudağını hafif dişledi. "Benim gözümden kendini görmeni isterdim"

"Sen benim gözümde nasıl olduğunu bi bilsen Azat" dedim, boynuna sıkıca sarıldım. Beni sıkıca sardı ve dudaklarını boynuma bastırdı. Boynumda nefes aldığında vücuduma giren bir ürperti ile tüm vücudum titredi. "Demek beni kıskandın" dedi, kafamı hızla kaldırıp elime yanımdaki havluyu aldım ve vurmaya devam ettim. Azat, beni omuzuna rahatlıkla alıp dönmeye başladığında kahkahalarına engel olamadım. "Azat! Dur! Kafam dönüyor, kusucağım sanırım"

"Öyle bir hata yaparsan seni pencereden atarım Leyla" dedi gülere beni omuzundan indirdiğinde başım dönmüş ve ona tutunmuştum. Azat halime alayla baktı yüzme dağılan saçlarımı uzun kemikli parmakları ile düzeltmeye başladı. " gel biraz ormanı dolaşalım" dediğinde kalbime panik atak geçirtecek krizler gelmeye başlamıştı. Şu an koskoca adada Azat ile yalnızdım. Bu da yetmezmiş gibi beraber ormana gidecektik.

Hayır, fesat değiliz

"Azat ya burda uslu uslu otursak mı? Zaten saat geç oldu hava kararacak. Kurdu kuşu vardır" dedim ve baya sesli bir iç çektim. "Ayı da vardır şimdi!" Dedim. Azat gözlerini devirdi ve aniden gözlerini kocaman açıp bana baktı. "dinozor da var Leyla" dedi, ciddi birşey söyleyecek sanmıştım, omuzlarımı düşürdüm "hadi yürü hevesimi kırma" diye çekiştirmeye başladı, umarım ayı çıkmazdı önümüze.

Yada dev örümcekler, ıyyy!!!

Azat elimi tuttu ve ormanın içine doğru yürümeye başladık. Ben otlar ya da sarmaşıklar olabileceğini düşünmüştüm, sanırım temizletmiş olmalıydı çünkü burası belediye ormanlarına benziyordu. Ağaç ve topraktan başka birşey yoktu. Gözüme çarpan ışık beni şaşırtmıştı "Azat, orda ışık var?" Dedim şaşkınlıkla, Azat yüzünü bana yaklaştırdı ve gözlerini kıstı. "Hayaletler olabilir Leyla" dedi, gözlerimi devirdim, böyle şeylerden korkmuyordum bunlar babannemin beni geç gelmemem için uydurduğu masallardandı.

Küçük bir kulübe ve göl. Gölün etrafında rengarenk çicekler. Burası cennet gibiydi, diyecek veya sarf edilecek herhangi bir kelime cümle yoktu. "Azat..." Diye derin bir nefes verdim. "Burası çok güzel, ben ne diyeceğimi bilmiyorum"

"Bende, sırf buraya bu göl için geliyorum." Dedi, fazla göle yaklaşmadan kenarısındaki çiçekleri koklamaya başladım çoğunluk beyaz gül ve lavanta vardı, aynı zamanda lale, gelincik ve onbir ay gülü de vardı. Etrafında uçan yusufçuk ve kelebeklerle nefes kesici bir tablo gibiydi.

ÇEMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin