Eveet serinin son kitabının ilk bölümüyle karşınızdayım ❤️ umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Oy ve yorumları unutmayalım.
Sırtımı davara yaslayıp yavaşça kayarak yere oturduğumda başımın içinde dindirilemez uğultular her geçen saniye daha da artıyordu. Ellerimi başıma koyup bastırırken, gözlerimi sıkıca kapadım ve öfkeyle ''Kes sesini dedim ! Kes!'' diye bağırdım.
Eş zamanlı olarak uğultular hızla kesildiğinde yavaşça gözümü aralayıp, derince nefes aldım. oturduğum yerden pencere sayesinde gökyüzünü görebiliyordum. Ay bulutlar tarafından saklandığında kafamın içindeki ses kıkırdayarak ''Buradan çıkmak istiyorum. Daha fazla beklemek istemiyorum.'' diye keyifle fısıldadığında başımı ona çevirdim. Gölgenin içinden yavaşça dışarı çıkıp mavi gözlerini gözlerime kenetlemişti.
Hoşnutsuzlukla ''Sence ben burada olmaktan mutlu muyum?'' dediğimde jilet gibi keskin gözüken dişlerini göstererek sırıttığında ''Öyleyse ne zaman gideceğiz buradan?'' diye fısıldamıştı.
Ayağa kalkarak köşedeki yatağıma doğru ilerleyip altından sırt çantası çıkartıp dolabıma ilerlemeye başladım. Sis her hareketimi dikkatle incelerken usulca ''Bu gece mi? Bu gece mi?'' diye sabırsızca tekrar etmeye başladığında dolabın içinden birkaç para kıyafet çıkartıp çantanın için sokuşturdum. Ona uyacağını düşündüğüm bir eşofman seçerken bana bakmadan ''Bu ne için? Kıyafetler?'' demişti. Çantayı kapatıp, arkamı dönmemle sisle yüz yüze gelmiştim.
Gözlerim kısarak ''İki sis, bir bedenimiz var. Bedeni çıplak kaçıramayacağınıza göre giysilere ihtiyacınız olacak.'' dememle şaşırmış gibi ''Lütfen o aptalında bizimle geleceğini söyleme.'' diye yakınmıştı. Yatağa uzanıp saatin gelmesini beklerken ellerimi aşımın altına koyarak tavanı izlemeye başladım. Sakin bir tavırla ''Siz bir bedeni paylaşamıyorsunuz diye kimseyi arkada bırakmıyorum. Ve son kararım her ikinizi de alacağım. Şimdi git ve onu bul.'' deyip ona baktığımda gözlerindeki alevi tanımıştım. Mutsuzdu. Ama... Bana karşı çıkmamıştı. Duvarların arkasında yok olduğunda gözlerimi kapatıp rahatlamaya çalıştım.
Odamın kapısı yavaşça aralandığında gözlerimi açıp kapıda içeri girmekte olan hemşireye baktım. Tekerlekli masayı itip içeri girdiğinde umursamaz ama güler yüzlü bir şekilde ''Saat geldi Kelly. Hadi.'' dediğinde masayı inceledim. Her zamanki gibi soğutucu çantasıyla gelmiş ve aşıyı vurmak için hazırladığı masanın ardında beni bekliyordu.
Yattığım yatakta oturup umursamaz bir tavırla oturup kadına bakmaya başladım. Bana birkaç saat önce verdikleri ilaç yüzünden zihnim bulanık olsa da hala çalışıyor durumdaydı. Sadece doğru anı beklemem lazımdı.
Ve o doğru an ise gelmişti. Odamın kapısındaki güvenlik titreyip geri çekildiğinde onu izliyordum. İçeri girip hemşirenin tam arkasında dikildiğinde hemşire bunu fark etmişe benzemiyordu. Şırınganın içini doldurup bana doğru eğileceği sırada güvenlik kadının bağırmasını engellemek için ağzını hızla kapatıp kollarını sardığında kadın olayı anlayamamış gibiydi. Oturduğum yataktan fırlayıp aşıyı kadının elinden kaparak sorun çıkartmayacağından emin olmak için hızla ona saplayıp içindekini ona enjekte ettim. Eğer yanlış bilmiyorsam yüksek dozdaki yatıştırıcı onu birkaç saniye içinde uykuya sokacaktı.
Hemşirenin hareketleri gözle görülür şekilde yavaşladığında elimi sallayarak ''Neden bu kadar uzun sürdü?'' diye sorup yatağa ilerledim. Kadını yatağa yatırdığımızda üstünü örtüp suratı belli olmayacak pozisyona getirirken güvenlik geri çekilirken ''Aptal bedenin kontrolü için fazla ısrarcıydı. Bense yeni beden bulmak zorunda kaldım. Bu beden seni iyi koruyacak ve dikkat çekmeyecektir.'' dediğinde onaylayarak ''Tabi, eli silahlı kas adamı herkes normal karşılar.'' diyerek soğutucu çantayı sırt çantamın içine sokmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S.Projesi: Sil Baştan
Ficção Científica✴️Serinin 4. Kitabıdır.✴️ Projenin yan etkileri tüm taşıyıcıların sonunu getirirken verilen kararla geçmiş ve gelecek tamamen değişti. Artık yeni bir gelecekte gözünü açan Kelly tüm geçmişi unuttuğu gibi yapması gereken görevi de hatırlamamaktadır. ...