Bölüm 41

46 3 0
                                    

Zemin kata çıktığımda karşımdaki siyah gömlekli, yeşil gözlü adamla olduğum yerde duraksadım.

"Büşra..."

"Ekin..."

Uzun bir süre beni baştan aşağı süzdü ve kenara çekildi.

"Bir şey demeyecek misin?" dedim tam karşısında durup.

"Yürü." dedi sadece.

"Nereye?"

Hızlıca bileğimden tutup yine hızlı şekilde kapıya doğru yürüdü. Arkasından yetişmekte zorluk çekiyordum, malum ayağımda topuklu ayakkabı vardı.

"Ekin yavaş! Yetişemiyorum!" dediğimde çoktan arabanın önüne gelmiştik bile.

Ön yolcu koltuğunun kapısını açıp beni zorla bindirdikten sonra kendi de hırsla arabaya bindi.

"Ekin bak..." derken eli müzik sistemine gitti ve açıp sesi de bir hayli yükseltti. Bunun anlamı 'Seni duymak istemiyorum.'du sanırım.

Bana bakmadan, hiçbir şey söylemeden hatta beni dinlemeden yola bakıyordu. Yol kenarındaki tabelada 'Hız sınırı 70' yazısını gördükten sonra ibredeki hızımıza baktım. 110 mu?! ÇÜŞ!

Arabayı büyük bir rezidansın önünde durdurunca müzik sistemi de kapanmıştı.

"Ekin beni dinle." dedim sakin bir sesle.

"Neden?!" diyerek bana döndü. Daha doğrusu bağırarak...

"Ben senin için yaptım."

"Bunu daha önce de söyledim ama benim söylediklerim senin bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyor Büşra! NEDEN BURDASIN?!"

Gözlerim tam da dolacak zamanı bulmuştu. "Ekin parayı Levent'ten almam daha kolay olacaktı. Hem işin içine sen girseydin..."

"BEN GİRSEYDİM KAVGA EDERDİM HATTA ÖFKEME YENİK DÜŞER KATİL BİLE OLABİLİRDİM DİMİ?!! Sen benim 'OLMAZ!' dediğim şeyin aslını astarını ne zaman düşüneceksin? Ya da ne zaman benden bir şey saklamaman gerektiğini öğreneceksin?"

"Sen de sakladın Ekin! Buraya geleceğinden haberim yoktu!"

"BENİM DE YOKTU! GÜYA AKRABA ZİYARETİ..." elini direksiyona vurdu. "Ben de bunu yedim ya... Ama salaklığımdan değil, sana olan güvenimden yedim. Gerçekten sen ne zamana kadar benim güvenimi böyle kırmaya, yıpratmaya devam edeceksin Büşra? Ben senin bu işle uğraşmanı ne kadar istemiyorsam sen o kadar burnunu sokuyorsun. Bu adam kaç kadına tecavüz edip sonra da öldürmüş ve cesetleri yakmış senin haberin var mı?"

Ne? Tecavüz edip sonra öldürmek ve cesetleri yakmak mı? İğrenç bir şeydi bu ve ben bu adamla aynı odaya girip başbaşa kaldım. Onun öncesinde bu adamın bana yaklaşmasına izin verdim. O an ben bile kendime kızarken Ekin'e hak vermedim değil.

"Noldu? Çemkiriyordun, sustun. Ben senin de o kadınlardan biri olmanı istemezken, hayatımıza temiz bir sayfa açmaya çalışırken sen napıyosun ya? Benle ilgili bir sorunu, bana sormadan halletmeye çalışıyorsun. Bana anlatsaydın keşke planını. Ne yaptın bilmiyorum ama mantıklı bir şeyse ben oraya yığınla adam diker hatta ben de orda beklerdim. Sen arkan boş bir halde eksi ikinci kata iniyorsun. Büşra mantık bunun neresinde? Dolu silahla rulet oynamaktan farkı ne bunun?" dedi sakin bir sesle. Sakin ve kırgındı hatta. "Sen böyle yapmaya devam edeceksen ben bundan sonra sana ne bir şey anlatırım ne de bir şey söylerim."

"Ekin.." diyip elimi elinin üstüne koyduğumda elini hızlıca çekti. Cama yaklaşan adam yavaşça cama tıklattı. Ekin ona döndüğünde de yavaşça camı indirdi.

SENİN İÇİN VARIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin