0.4

627 27 0
                                    

Yaşlı Amca - Yakamoz Güzeli
___

"Yalnız çok saçma bir andı. Gülüyorsun şu an ama."

Karşımdaki Bulut'a Asya ile yaptıklarımızı anlatıyordum. Maksat kaynaşılsın, haberi olsun değil mi?

Akşam annemle babam ani bir kararla buraya gelmek istemişti. Ben de Bulut'un olduğunu öğrenince hemen damlamıştım.

"Of tamam çok güldüm zaten."

Söylediklerine zıt bir şekilde gülmeye devam ederken kapı aniden açıldı. Gelen Rüzgardı. Geldiği gibi konuşmaya başlamıştı.

"Ne gülüp duruyorsun ya, bok mu var?"

"Evet, görmüyor musun?" Beni işaret ederek söylediği cümleyi idrak etmem birkaç saniyemi aldığında hışımla Bulut'a döndüm.

"Aptal!"

Kafasına elime aldığım her yastığı geçiriyordum. Bir anda bileklerimden tuttu ve ona başka bir şey atmamı engelledi. Eş zamanlı olarak belimde hissettiğim eliyle kendimi yataktan düşerken bulmam da bir olmuştu. Sırtım çok hızlı düşmemden dolayı fazlasıyla acımıştı. Elim anında oraya gitti. Yerde kıvranıyordum ve muhtemelen dışarıdan gören birisi halime fazlasıyla acırdı. Ancak onlar kahkahalarla halime gülüyorlardı. Ben de dayanamayıp kahkaha atmaya başladım. Tüm evde sesimiz yankılanıyor olmalıydı.

"Çocuklar! Ne oluyor?" Rüzgar'ın hemen arkasındaki kapı açılıp Rüzgar'ın kafasına çarptığında duran kahkahalarımız tekrar başladı.

"Oğlum özür dilerim. Acıdı mı annem?"

"Yok, anne. Acımadı." dedi gülmeyle karışık.

"Tamam. Biraz sessiz olun. İnsanlar rahatsız olacak akşamın bu saatinde." Kapıyı kapatarak odadan çıktı.

"Ay dur çok güldük, karnım ağrıdı." diyerek doğruldum ve yataktaki eski pozisyonumu aldım. Farklı olarak artık Rüzgar da yatakta oturuyordu. Yatakta hissettiğim titreşimle gözlerim hızla etrafı taradı. Görüntülü arama vardı. Üstelik Asya'dan! Hızla üçümüzü kadraja aldım ve aramayı cevapladım.


"Kanka napıyon?" Telefona bakmıyordu başka bir şeylerle uğraşıyordu, doğal olarak halen Bulut'u görmemişti.

"Napıyım öyle birlikte takılıyoruz. Sen?"

"İyi ben de. Bak ne diyeceğim sana," bir süre sustu. "Bir dakika birlikte takılıyoruz derken?" Kafasını çevirdiği anda gözleri kocaman açıldı.

"Merhaba Avrupa!"

"Ya sizin ne işiniz var orada!" diye yakardı "Sen niye söylemiyorsun geri zekalı?" Şirince sırıttım.

"Sormadın ki." Sinirle bana baktı. Tabi ki bu bakışın anlamını biliyordum.

"Aman neyse. Siz nasılsınız?"

Rüzgar kafasını sallamakla yetinirken Bulut konuşmaya başladı. Onların konuşması sürerken kolum yorulunca telefonu Bulut'un eline tutuşturdum ve yatağa uzandım. Yaklaşık beş dakikanın ardından arama kapandığında Bulut telefonu suratıma attı.

Güzel Kokulum | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin