4.0

237 10 0
                                    

Tuna Kiremitçi & Sena Şener - Birden Geldin Aklıma

geç olsun güç olmasın, bismillah diyelim başlayalım

oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirimm
___

"Rana arabası aşağıda! İnemem ben bu halde, söyle geri dönsün."

"Saçmalama İpar! Çocuk aşağıda seni bekliyor, insene." Perdeyi kapatıp odada turlamaya devam ettim. Odadaki aynanın karşısına geçerek kendime baktım. Üzerimdeki siyah crop ve altımdaki gri eşofmanımla çok da kötü görünmüyordum.

Anlık gaza gelerek Rana'ya döndüm. "Bana kahverengi oversize ceketini verir misin?" Mutlulukla gülümsedi. Hemen ayağa kalkarak dolabını açtı. Birkaç saniyelik arayışın ardından ceketini çıkararak bana verdi. Fermuarını açıp üzerime giydim ve ceketin altında kalan saçlarımı çıkararak hafifçe savurdum. "İyi görünüyor muyum?"

"Çok güzelsin birtanem. Hadi bekletme çocuğu daha fazla zaten yeterince bekledi." Başımı sallayarak onayladım onu. Telefonumu eşofmanımın cebine atarak odadan çıktım. Evin dış kapısını açarak ayakkabılarımı ayağıma giydim tam asansöre doğru yönelecekken Rana'nın bana seslenmesiyle durdum.

"Bana bak öpüşmeyin sakın. Akşam akşam bir gören olur."

Gözlerimi devirdim. "Saçmalama ya ne öpüşmesi, konuşmaya gidiyorum. Daha fazla burada beklemesin."

"Tabii efendim."

"Gerçekten şu an bunu tartışmayacağım, dönünce tartışırız." Elini bana doğru tuttu sağa sola sallayarak kapıyı kapattı. Tüm stresimle birlikte asansöre yöneldim. Asansör geldiğinde direkt binerek zemin katın tuşuna bastım ve aynaya döndüm. Ellerimi saçıma geçirerek gelişigüzel olduğu kadar düzelttim. Asansör durunca arkamı dönerek kapıyı açtım ve saniyeler içerisinde siteden çıktım.

Siteden çıkar çıkmaz gözlerim arabanın içinde beni bekleyen Rüzgar'ı bulmuştu. Doğrudan sitenin girişine yani bana bakıyordu. Onu daha fazla bekletmeden hızlı adımlarla arabaya ulaştım. Arabanın kapısını açtığım gibi ön koltuğa kurulmam bir olmuştu. "Selam."

"Selam, daha iyi misin?"

"Sayılır." Rüzgar konuşmamızla eş zamanlı olarak arabayı çalıştırarak sürmeye başlamıştı. Sessiz kaldım, konuşacak bir şey bulamamıştım. Her ne konuşacaksak pekala Rüzgar'ın beni götürdüğü yerde konuşabilirdik.

Maksimum 20 dakikanın ardından Rüzgar arabayı durdurdu. Bir sahil kenarına getirmişti bizi önümüzde de sıralı sıralı birçok bank bulunuyordu. Kemerini çözmesiyle ben de çözdüm ve kapıyı açarak arabadan çıktım. Rüzgar da arabadan çıkınca yürümeye başladım ve birkaç adım içinde banklardan birine ulaşarak oturdum. Rüzgar da saniyeler içerisinde yanıma kurulmuştu. "Neden geldin?" Histerik bir şekilde güldü.

"Okuldan bir anda ortadan kaybolan ve saatlerce haber alamadığım bir arkadaşımı merak edip gelmiş olamam herhalde, neden geldim acaba?"

Arkadaşın.

Güldüm. Sorum biraz saçma kaçmıştı ancak saatler sonra bile olsa sonuçta benden bir haber alabilmişti, buraya gelmesine gerek yoktu. "Benden haber almış olmana rağmen yine de neden geldin?" Gözlerimi Rüzgar'a çevirdim. Denizi izlerken sorum karşısında dudaklarını birbirine bastırdı. İtiraf etmem gerekirse, yan profilden çok iyi gözüküyordu.

"Kendi gözlerimle görmek istedim, olamaz mı?"

"Olur." Gülümseyerek bakışlarını bana çevirdi. Konuşmamızın başından beridir ilk kez göz göze geliyorduk. İki yanımızda da sokak lambaları bulunduğundan yüzünü çok net seçebiliyordum. Her bir detayına kadar...

Güzel Kokulum | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin