1.2

397 25 14
                                    

oylarımızı verirsek ve yorum yaparsak çok sevinirim :))

***

(3 Hafta Sonra)

İPAR ALKIN

"Abi ben burada 3 puanla takdir alamadım siz ne diyorsunuz ya?" Emir'in yakınmasını izlerken bir anda olaya Sinan dahil oldu.

"Emir kes sesini! Coğrafyadan kaldığım için belge alamadım lan!"

Sınavlarımız bitmişti. Sınavlarımız bittikten yalnızca bir buçuk hafta sonra karnelerimiz dağıtılmış ve okul iki haftalığına tatile girmişti. Sonunda!

Hocalardan not dilenerek ucu ucuna takdir almıştım. Coğrafya dersinden haddinden fazla düşük aldığım için diğer derslerle ancak toparlayabilmiştim. Zaten Emir ve Sinan dışındaki herkes takdir almıştı. Hoş, Sinan coğrafya olmasa alabilecekti. Emir ise hocalardan not dilenmek yerine şerefiyle teşekkür almayı yeğlediği için üç puanla takdir alamamıştı. Şimdi de buna yakınıyordu. Zaten sınav haftası dolayısıyla okulun son bir ayı derslere yoğunlaşarak geçmişti. Şimdi de hazır tatile girmişken biraz nefes almak için buluşmaya karar vermiştik.

Bilinmeyenle arada sırada konuşsak da beni çok sıkmıyordu. Ki bu konuda ona minnettardım. Ne kadar çok konuşmak istese de beni düşünerek sürekli yazmıyordu. Yazdığında da genelde akşam yazardı. Eğer muhabbet uzarsa da uyuyabilmem için sohbeti bitiriyordu. Fazla ince düşünüyordu. İster istemez bu durum bazen hoşuma gidiyordu. Ayrıca belli bir süre geçince de hayatımda bir yere sahip olabilmişti. Ancak yine de bu ona güvenmediğim gerçeğini değiştirmiyordu. Üzerimden dalga geçilecek bir şeyler yapılabileceğini düşündüğüm için asla özelimi ona anlatmıyor ve kendimi kaptırmıyordum.

Sevdiğini hissettiriyordu, evet. Ama ben istesem de güvenemiyordum.

Düşüncelerimden sıyrılıp bir müddet sohbetlerine dahil olmaya çalıştım. Oturmaktan sıkılmıştım. Sohbet gerçekten sarsa da burada daha fazla duramayacağımı fark edince söze girdim.

"Of kalkın hadi dolaşalım biraz. Oturmaya mı geldik ya?"

"Evet canım. Biz oturmaya geldik hadi kalk gez sen." Asya'nın kurduğu cümleye karşı göz devirdim.

"Gerçekten ben de sıkıldım. Hadi kalkın." Selin de bana hak verince Sinan ve Emir ufak ufak hareketlenmeye başlamıştı. Hepimiz ayağa kalkınca kalkmak zorunda kalan Asya'ya dil çıkardım. Bana orta parmağını göstererek çantasını alıp yürümeye başladı. Kasa da işimizi bitirip kendimizi kafenin dışına attık.

"Rüzgar neden gelemedi?" Selin'in sorusunu yanıtlamak için dudaklarımı araladım.

"İşi varmış."

"Tüh! Çok üzülmüşsündür." İmalı imalı kurduğu cümlesine karşı Asya'ya ölümcül bakışlar attım.

"O daha ço- ah! Ne yapıyorsun ya?" Sinan cümlesini bitiremeden kolunu sıkan Emir'e döndü. Ardından birbirlerine bizim anlamayacağımız şekilde bir şeyler söylemeye başladılar.

Biz onlara hâlen anlamazca bakmayı sürdürürken varlığımız akıllarına yeni gelmiş gibi aynı anda kafalarını bize çevirdiler. Hafifçe gülümseyip adımlamaya başladılar. Arkalarından mal gibi bakmayı bir kenara bırakıp biz de peşlerinden gitmeye başladık.

Geri zekalılar.

***

"Yoruldum ya! Tüm gün evde oturacaktım oyun oynayacaktım ben of!" Dedi sınavlara oyun oynamaktan çalışamayan çocuk.

"Emircim, canım. Sen sınavlara oyun yüzünden çalışamayıp teşekkür almadın mı?" Diye sordum.

"Hayır bak o ayrı bir konu. Ben tam bilgisayarı açtım. Başlayacaktım sonra Valorant oradan bana göz kırptı, tamam mı? Tıkladım üzerine ama yanlışlıkla oldu. Sonra bari bir on dakika oynayayım dedim."

Güzel Kokulum | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin