- Bölüm 28 -

23 2 0
                                    

Aradan neredeyse iki ay geçmişti. Hayatında değişen bir şeyler olduğu söylenemezdi. Zaten olsa bile Soobin şu anda bir şeylere odaklanabilecek durumda değildi.

Kendini kaybetmiş gibi dansa vermişti. Onun için bu solonun ne kadar önemli olduğunu kelimelere dökmeye ihtiyaç yoktu. Soobin bir fırsat ele geçirmişti ve başarabileceğine inanmayan herkese -başta annesi- bunu yapabileceğini göstermek istiyordu.

Ağızlarına geleni söylemişlerdi ona. Bundan gerçekten de hiç çekinmemişlerdi. Annesi güzelliğinin bir yere kadar işe yarayacağını, öyle olmasa bile sıkılacağını ya da çok geçmeden pes edip eve döneceğini söyleyip durmuştu. Soobin'in beceriksiz olduğuna olan inancı daha yüksekti. Soobin bir şey demiyor olsa da annesinin tavrı kalbini kırıyordu. Sonuçta ailesinin onu ne olursa olsun desteklemesi gerekmez miydi?

Sorunun cevabı evetti. Ancak ailesi bile ondan şüphe duyarken başkalarının ona inanmasını beklemek saçmalık olurdu. Soobin etrafındakilerden çok farklı eleştiriler alıyordu. Şirkete ilk geldiğinde uzun boylu olduğu için iyi dans edemeyeceğini söyleyen biriyle karşılaşmıştı. Adam kendinden son derece emin duruyordu. Uzun boyuyla ilgili ilk defa olumsuz eleştirilere maruz kalan oğlan duydukları yüzünden çok korkmuştu. Dans etmeyi severdi ve dans ederken estetik görünmeyecekse sahneye de yakışmayacak demekti. Bu yüzden sürekli çabalamış, kendini geliştirmeye çalışmıştı fakat görünüşe göre bu şirketteki insanlar için hiçbir şey yeterli gelmiyordu.

"Lanet olsun!"

Pratik odasının zeminine oturup ayakkabısını çıkardı. Saatlerdir dans ediyordu. Bacakları sonunda iflas etmiş gibi titremeye başlamıştı. Ayakkabısının içinde havasız kalan ayaklarının ise dinlenmeye ihtiyacı olduğu açıktı. Ayakkabı ayağını vurmuştu ve Soobin bir kez sıyrılan deriyi gördüğü için olsa gerek acıyan canını daha fazla görmezden gelemiyordu.

Arkasında bir ses duydu. "İyi misin?" Kafasını arkaya doğru çevirip Yeonjun'u gördüğünde şaşırdı. Odanın kendi dışında boş olduğunu sanıyordu. Dahası şirketin boş olduğunu sanıyordu. Saat epey ilerlemişti ve herkes çoktan yurda dönmüştü. Yeonjun dışında.

"Sanırım."

Tahriş olmuş ayak bileklerine bakıp iç çekti. Ufak bir yaradan kimse ölmezdi. Altı üstü ayakkabı ayağını vurmuştu.

"Bir saniye." Yeonjun yere eğildi ve çantasından bir kutu yara bandı çıkarıp Soobin'e uzattı.

"Al bunu. Yaranın üzerine yapıştır. Yurda döndüğümüzde krem veririm sürersin."

"Teşekkür ederim."

Yanına oturdu çocuğun Yeonjun. Bitkin görünüyordu. Aralıksız prova yaptığını anlamak zor değildi. Etkinlik günü yaklaştıkça Soobin yurda daha geç gelir olmuştu. Eğitimler de olmasa Soobin'i görme fırsatları olmayacaktı. Çocuğun yüzünü gören cennetlikti resmen.

"Önemli değil. En rahat ayakkabılar bile saatlerce provaya dayanamaz. Sen de yanında bunlardan taşımalısın. Çok bir şey değil gibi görünüyor ama epey işe yarıyor."

Ayakkabısını yeniden giyinmeye çabalayan Soobin kafasını salladı. Yaraları hala sızlıyordu ama en azından ayakkabı daha fazla sürtmeyecekti.

"Hayır," diye mırıldandı Yeonjun onu durdurmak içim. "Giyinme hemen biraz hava alsınlar."

"Ama çalışmam gerek."

"Bence biraz nefes alabilirsin Soobin, zaten saatlerdir çalışıyorsun."

"Ama hala iyi değilim..."

Sıkıntıyla iç çekti. Dans eğitmenleri yüz ifadelerine daha fazla önem göstermesi gerektiğini söylemişti ve Soobin çabalıyordu çabalamasına ama bir türlü olmuyordu. Gamzeleri bütün işi bozuyordu. Ciddi ya da seksi olmaya çalışan çocuğun tatlı görünmesine neden oluyordu.

(Black) Onyx || Txt~SoogyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin