Hayatının kontrol edilmesi hoşuna gitmiyordu genç adamın. Aslında hiçbirinin gitmiyordu. Çoğu meslektaşı henüz reşit olmasa da geçtikleri bu yolda erkenden olgunlaşmayı başarmıştı. Başlarında anne ya da babaları yoktu. Yaşıyor bile olsalar onlarla görüşmek o kadar da kolay değildi. Dış ülkelerden gelenler ailesini yılda belki bir kez görebiliyordu. Videolu aramalar bunun için yapılmıştı; ancak yeterli değildi. İnsan bazen anne kollarının sıcaklığını, ailenin samimiyetini hemen yanı başında arıyordu. Çoğunlukla güvenecek kimseleri olmazdı, zira eğitimler öne çıkmaya çalışan stajyerler arasında tam bir açlık oyunlarına dönüşürdü. Açlıktan gerçekten ölüyor olmaları da cabasıydı.
Tıpkı biraz önce karşısındaki kadına anlatmak isteyip de anlatamadığı gibi.
Yeonjun bunun yerine susturulmuştu.
Oturduğu yerden kalkıp Pia'yı selamlamış ve stüdyo salonunu terk etmeden önce köpeğin kafasını bir kez daha okşamıştı. Her ikisiyle de tanıştığı için kendini mutlu hissediyordu. Başarılı bir tanışma merasimi gerçekleştirdikleri bir gerçekti. Yeonjun tanışmadan önce kendini son derece gergin hissediyordu fakat daha sohbet etmeye başladıkları ilk beş dakika içerisinde gergin hissetmesi için bir neden olmadığını anlamıştı. Pia de Clare içten ve anlayışlı bir insan gibi görünüyordu. Yeonjun ona hayatına ayna tutabilecek birkaç şeyden bahsederken en ufacık tereddüt duymamıştı. Giderek birbirlerine daha fazla alışacaklarına inanıyordu. Samimiyetsiz bir ortamda çalışmak zorunda kalmayacaklarını bilmek genç adamı memnun etmişti.
Ne yazık ki daha öncesinde böyle bir şeyi deneyimlemek zorunda kalmıştı. Neyse ki grup içerisinde oldukları için ona çok da büyük bir sorun yaratmamıştı fakat ikili ilişkilerde işler daha zordu.
Yeonjun aralarındaki ilişkinin yaptıkları işi de etkileyeceğine inanıyordu. Pia'nın sorunlu ya da egoist bir insan olmadığını görmek bu nedenle içine soğuk bir su serpmişti. Birbirlerinden öğrenebilecekleri çok şey vardı. İlerleyen günler belli ki her ikisi için de bir kazanç olacaktı.
Birlikte geçirdikleri haftalar yoğun olsa da keyifli gidiyordu. Yeonjun zorluk çektiğini inkar edemezdi. Pia ile çalışmalarını sürdürebilmek için İngiltere'de birkaç günden daha uzun kalması gerekiyor olmasına rağmen bu mümkün değildi. Kendi ülkesinde buradakinden çok daha yoğun bir programa sahip olması onu bir yere bağlı olmaktan alıkoyuyordu.
Programlar, stüdyo çalışmaları, mini konserler yüzünden İngiltere Kore arasında mekik dokur olmuştu adeta. Yorgunluğunu yolculuk esnasında atmaya çalışıyordu fakat yolculuğun kendisi başlı başına bir yorgunluktu zaten. Bu nedenle enerjisini toplayabilmek için düzenli beslenmeye ve bol bol vitamin almaya özen gösteriyordu. Menajeri stres yaratacak şeylerden özellikle uzak durmasını öğütlediğinden sosyal medyadan iyice uzaklaşmıştı. Bunun gerekli olduğuna inanmıyordu. Yine de dediklerini yapmanın pek elzem bir şey olduğunu da düşünmediği için sosyal hesaplarının kontrolünü tamamen ekibine bırakmıştı. Zaten medyayla ilgilenmek normalde de onların işiydi. Yeonjun'un instagrama selca atmaktan daha önemli sorunları vardı, zira bütün bu hareketliliğin arasında grubuyla her şeyin giderek daha da karmaşık bir hal aldığını söylemek yalan olmazdı.
Solo şarkı çıkarmak isteyen birkaç üyenin Yeonjun ile arasına çizdiği çizginin hatları artık daha belirgindi eskisine göre. Bir süredir yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu bir gerçek olsa da artık kimsenin bir şey gizlemeye tahammülü varmış gibi durmuyordu. Röportajlarda daha az konuşur ve kamera önünde daha fazla rol yapar olmuştu. Herkes bir terslik olduğunun farkındaydı. Yine de destekledikleri grup için en iyisini ummaktan yana olan hayranları henüz kendilerinde tam olarak taraf tutma zorunluluğu hissetmiyor olmalılardı. Yeonjun hala kısmen de olsa iyi günlerini yaşıyordu. Kötü günlerin ise yalnızca bir adım ilerisinde olduğu aşikardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
(Black) Onyx || Txt~Soogyu
FanficHayır, onun için sıcak bir yer yoktu.. Sıcak bir yuva ya da kucak... Adım atacak tek yer... Sığınacak tek liman... Belki de bu yüzden... Artık yaşamaya çalışmayı bırakmalıydı.