Berceste | Yarı Texting (+18) ✓

2.8

Selaaaaam!

Nasılsınız?

Dayanamadım, içimden geldi, bir bölüm daha attım.

Bölüm benim ağzımdan.

İyi okumalar🍷

Asrın : Mahir nasıl?

Lalin : Nasıl olsun ki aynı

Lalin : Odasına kitledi yine kendini çıkmıyor

Asrın : Diğerleri nasıl?

Lalin : Abisi babasıyla ilgileniyor

Lalin : Onun dışında evde sadece Eliz ve ben varız

Lalin : Mesut yiyecek bir şeyler almaya gitti

Lalin : Herkes kötü ama yansıtmamaya çalışıyor

Asrın : Sen nasılsın bebeğim?

Lalin : Kötü

Lalin : Daha yıllardır içinden atamadığı acısı, derdi bitmemişken annesini kaybetmesi kötü oldu

Lalin : Hâlâ kendini suçluyor, ne yapacağımızı şaşırdık

Lalin : Onu ilk kez böyle görüyorum ve bocaladım

Lalin : Ama ben onun en yakın arkadaşıyım onu toparlamam lazım değil mi?

Lalin : Biraz kendiyle baş başa kalsın sonra müdahale edeceğim

Asrın : Anladım

Asrın : İzin almaya çalıştım ama olmadı

Lalin : Duydum

Lalin : Oralar karışıkmış yine

Asrın : Ne zaman değil ki?

Lalin : Dikkatli ol

Asrın : Olurum

Asrın : Sen de ol

Asrın : Her an görev çıkabilir, ararsam aç tamam mı?

Asrın : Sesini duymadan gitmek istemiyorum

Lalin : *sesli mesaj*
'Merak etmeyin yüzbaşım sizi mükemmel sesinden mahrum etmem.'

Asrın : Vaay öyleyse ben hep isterim ses

Lalin : Bababababa

Lalin : Benle pazarlık yapma bozuşuruz

Asrın : Hey hey tamam

Asrın : *sesli mesaj*
'Bana söylediğin şarkı vardı ya hani? Onu bir daha söyler misin? Sesin huzur veriyor ve şu an buna çok ihtiyacım var.'

Lalin : *sesli mesaj*

Lalin : Buyrun Asrın Bey

Asrın : Teşekkürler Lalin Hanım

-

Asrın oturduğu sandalyesinde geriye yaslanıp Lalin'in attığı ses kaydını tekrar başa sardı. Sevdiği kadının sesi kulaklarına dolarken yüzünde huzurlu bir tebessüm oluştu.

Kayıt bittiğinde bir daha başa saracaktı fakat tıklatılan kapısıyla telefonu kapatıp ciddi ve sert haline geri döndü.

"Gir."

İçeri giren askerle sert bakışlarını gözlerine dikti. Onu Lalin'den ayıran herkese sinirliydi şu an.

Asker karşısındaki adamın bakışlarından korkuyla yutkunup hızlıca konuştu. "Komutanım Ali yarbay sizi çağırıyor."

Asrın kafasını sallayıp askeri gönderdi. Telefonunu cebine atıp neresini kafasına taktı ve odasından çıktı.

Lalin ise telefonundan açmış olduğu Asrın'ın resmine bakıyordu. Ayrılalı 3,4 gün olmuştu ama içindeki özlem çok büyüktü.

İç çekip oturduğu koltuktan kalktı. Mutfakta Mesut'un getirdiği yemekleri tabaklayan Eliz'e yardım edip Mahir'e tepsi hazırladı. Mahir'in tepsisiyle beraber odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım.

Birkaç saniye sonra kilit sesiyle kapı açıldığında mor göz altları, kızarmış gözler ve morarmaya yakın dudaklarla Mahir çıktı karşımda. Elimdeki tepsiyi ona uzattığımda bir şey demeden alıp içeri geçti.

Kapıyı kapatmadığı için ben de içeri geçtim. Havasız ortam rahatsız ederken yüzümü buruşturup cama ilerledim. Perdeleri ve camı açtıktan sonra ona döndüm.

Huysuzca başını yastığa gömmüştü. Yanına ilerleyip oturduğumda saçlarını sevdim.

Sırt üstü döndüğünde başını dizime koydu.

"Gideceğim Lalin." Yutkundum, aslında beklediğim bir şeydi bu. "Londra'ya amcamların yanına gideceğim. Biraz orada kalıp kafamı dinlemek istiyorum. İzin de aldım zaten süresiz izin verdi Nalan Hanım."

Kafamı salladım. "Nasıl hissediyorsun peki?"

Omuz silkti. "Nasıl olayım Lalin? Annem öldü benim..."

🍷

Mahir'im yaa :(

Lalin ve Asrın?