|10|

1.7K 155 140
                                        

İkili duyduğu isimle birbirlerinden hafifçe ayrıldılar. Namjoon artık adamdan nefret ediyordu. Bu kadar güzel bir anı bozduysa iyi birisi olma ihtimali yoktu.

"Gidecek misin?" Dedi Jin adamın elini tutarak. Namjoon onların kenetli ellerini bakarak konuştu.

"Bir şeyler içip öyle gitmek istiyorum."

Jin'in ısrarla onun yüzüne baktığını bilse de kafasını çevirmedi. Jin iç çekti ve ellerini adamdan ayırmadan onu arkasından sürükledi.

Kapıyı açtığında koruma bir anlığına ikilinin ellerine bakıp, bakışlarını çekti. Jin ve Namjoon el ele odadan çıkıp, müşterilerin olduğu kısma gelmişlerdi. Girer girmez köşede oturan adamı gördüler. Üstüne siyah bir takım çekmiş, saçlarını ise özenle taramıştı.

Jongin'in bakışları Jin'e kaydığında gülümsedi. İlk karşılaştıklarında yaptığı gibi yine Namjoon ile göz teması kurmamıştı. Namjoon görmezden geçirmekten nefret etmeye başlamıştı. Adamın artık Jin'den hala hoşlandığınız emindi. Fakat Jin'i böyle bi mesele için sıkamazdı.

Namjoon bakışlarını adamdan çekip, sıkı sıkı tuttuğu ele bir öpücük kondurdu.

"Masama garson yollar mısın?"

Jin kafasını salladı. "Umarım sarhoş olmazsın."

"Onun yanında sarhoş olacağım kadar kalacağını mı sanıyorsun?" Namjoon adama tehlikeli bir gülümseme yolladı. "Hayatına hala iki kolu varken devam etmek istiyorsa seninle on beş dakikadan fazla görüşemez bebeğim."

Jin ona uyarıcı bir bakış atıp, hala ona bakan Jongin'in masasına gitti. Namjoon arkasında döndü ve her zaman oturduğu masaya oturdu. Mutfaktan çıkan Jimin merakla adamın yanına gitti.

"Buraya geldin ve Jin hyungdan uzaktasın?"

"Sen tanıyor musun bu herifi?"

"Sayılır. Ben işe girdikten üç ay sonra ayrıldılar."

Namjoon Jongin'e bakarak konuştu. "Bu adamı sevmedim Jimin. "

"Sevgiline göz koymuş birini sevmemem çok normal."

Namjoon hızla bakışlarını ona çevirdi. Jimin de ona baktığında bir bakışmanın içine girdiler. Jimin iç çekerek ellerini cebine koydu.

"Hadi ama hyung, çok belli değil mi sence de?"

"Kimse ona göz koyamaz." Dedi Namjoon tekrar bakışlarını onlara çevirirken. "Bana kırmızı şarap getirir misin?"

Jimin hafifçe kafasını salladı ve düşünceli bir şekilde mutfağa ilerledi.

"Eline ne oldu, iyi misin?" Dedi Jongin meraklı bir sesle. Jin, yanan elinin parmaklarıyla oynadı.

"İyiyim teşekkür ederim, ufak bir mutfak kazası işte. Hızlıca konuya gireceğim, nasıl bir işle geldin?"

Jongin boğazını temizleyip dikleşti. "Kız kardeşim evleniyor. Düğününde özel yemekler sunmak istiyoruz. Benim de aklıma ilk sen geldin." Dedi ve gülümsedi.

"Tabiki, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım. Danışmaya gerekli bilgileri verirsen, sana uygun bir liste ayarlarım."

Jin eskiye nazaran oldukça mesafeli konuşuyor, mimik bile yapmıyordu. Jongin, adam konuştukça yerinde rahatsızca kıpırdanmıştı.

"Jin, o adam burda diye mi böylesin?"

Jin, onun Namjoon'dan bahsettiğini anlamıştı.

"Nasılım Jongin? Ayrıca o benim sevgilim."

Pain Cycle || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin