|Özel Bölüm|

1K 85 99
                                    

Kore'nin arsız güneşi, Kim'lerin evine çoktan vurmuştu. Çocuklardan bir farkı olmayan evin babası, yatakta beş dakika daha kalabilmek için her şeyi yapabileceğe benziyordu. Fakat Seokjin onu rahat bırakacak gibi değildi.

Dağılan yatak odasını toplarken bir yandan da söyleniyordu.

"Namjoon! Kalk şu yataktan!"

"Appa kahverengi gömleğimi gördün mü?"

Kapıdan kafasını uzatan Noa, gülerek babasına baktı. Seokjin onun sorusunu birkaç saniye düşündükten sonra cevapladı.

"Onu dün Minji giymiş olmalı."

Oğlan hızla kaşlarını çattı. İkizi onun kıyafetlerine dadanmaya başlamıştı ve bundan nefret ediyordu.

"Minji seni gerçekten balkondan sallandıracağım!" Dedi odasına giderken. Namjoon oğlanın tehdit dolu sesiyle yatakta yarı uykulu sesiyle doğruldu.

"Ne bu gürültü yine? Gerçekten uyuyamayacak mıyım bu evde ben?"

Seokjin kirlileri sepete attıktan sonra kocasına ters bir bakış attı. "Her gün uyuyorsun Namjoon."

"İnsanlar uyur hayatım."

Seokjin kafasını iki yana sallayarak odadan çıktı. Diğer bir uykucu da Moon'du. Hiçbir konuda anlaşamadıkları gibi, uyku ve okul konusunda da anlaşamıyorlardı. Seokjin biraz daha sözünü geçirebiliyor olsa da, Namjoon ve Moon iki ayrı uç gibiydi.

Seokjin koridorun sonunda ki odaya girmiş, yatakta hala ölü gibi uyuyan oğluna bakmıştı.

Moon tamamiyle appasının kopyasıydı. Saçlar, gözler ve geniş omuzlar. Utanmasa herkes Seokjin'in doğurduğunu düşünecekti. Tek farklılıkları; Moon fazla asi ve dik başlıydı. Yine de bu tarafı appasına pek geçmiyordu.

Noa ve Minji ise Namjoon'un kopyasaydı. İkisinde de derin gamzeler ve ejderha gözleri vardı.

"Bebeğim," yanına yaklaşıp alnına yapışan saçları çekti ve bir öpücük bıraktı. "Geç kalacaksın. Kahvaltı yapalım."

Çocuk mırıltılarla yatakta döndü. "Okula gitmek istemiyorum."

"Ah düşüneyim," dedi ve uzaklara baktı Seokjin. "Maalesef böyle bir seçeneğin yok."

Moon oflayarak gözlerini açtı. Appasıyla göz göze geldi.

"Zaten son sınıfım. Buna gerek var mı?"

"Güzel bir üniversiteye gitmek için evet. Kahvaltıya gelecek misin yoksa babanı odaya göndereyim mi?"

Moon göz devirerek doğruldu. Seokjin tehditin işe yaramasıyla gülerek odadan çıktı.

İkizlerin kavga bağırış masaya oturduğunu duyuyordu. Namjoon onlarla konuşurken, bir yandan da tabaklarına çörekler koyuyordu.

"Kilo alacağım baba!" Dedi Minji yüzünü buruşturarak. Namjoon kaşlarını çattı.

"Yüzün elim kadar, ne demek kilo alacağım? Biraz dağ ayısı gibi olan kardeşlerine bakıp örnek almalısın."

"Namjoon." Diye uyardı Seokjin merdivenlerden inerken. Kızını överken oğullarını gömmekten vazgeçemiyordu.

Kocasının sesiyle o tarafa döndü Namjoon. Sabah öpücünü almadığı için huysuzdu.

"Seokjin kızına bir şey söyle."

Seokjin adamın başında dikilip, dolgun dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kollarını kocasına sarıp, hala yemeğine dokunmayan kızına baktı.

"Sabah kahvaltısı kilo aldırmaz Minji. Üstelik sağlıklı beslenmezsen metobolizman bozulur."

Pain Cycle || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin