|33|

782 73 18
                                    

Çocukluk anıları parça parçaydı Jin'in

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocukluk anıları parça parçaydı Jin'in. Sürekli taşındıklarını hatırlıyordu. Bu yüzden belli bir yerde anısı yoktu. Bazen çimenlerin arasında, bazen bir apartman önünde bazen de küçük odalarında.

Hepsine ablası vardı, hepsine Hyun vardı ve Jin ömrü hayatı boyunca onsuz bir hayat geçirebileceğini hiç düşünmemişti.

Bu son dört ay hariç.

Kalbi ağrıyordu. Sağ elini yavaşça kalbine götürdü. Hayal miydi? Kafasını iki yana salladı. Çoğu kez görmüştü onun hayalini. Bu kadar güzel değildi. Gözleri bu kadar ışıl ışıl değildi. Burnuna çiçek kokusu geliyordu. Hayallerin kokusu olmuyordu. Oydu işte. Ablasıydı. Karşısındaydı.

''Jinnie...'' dedi Hyun dolu gözleriyle. Jin gülmek istedi. Ağlamak istedi. Hiçbirini yapamadı.

Kapıdan giren Namjoon da sadece bakıyordu. Onun da salonda ki herkes gibi aklı karışmış, hüzne ve sevince boğulmuştu.

''Nasıl, sen-'' Boynuna dolanan kollar ile sarsıldı. ''Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim seni çok seviyorum. Seni çok seviyorum Jin, çok özledim.''

Jin kendine geldiğinde, karşılık verdi ablasına. Dolu gözlerinden yaşlar düşmek için ısrar ediyordu.

''Abla...'' daha sıkı sarıldı. Beyni nasıl olduğunu sorguluyordu. Toprağa bıraktığı kadının nasıl kanlı canlı karşısında olduğunu, anlayamıyordu. Kim olsa anlayamazdı zaten, garipti bu.

"Abla sen.." diyebildi tekrar. Başka da bir şey diyemedi.















Yarım saat sonra, Jin, Namjoon ve Hyun oturmuşlardı. Jin ve Namjoon yan yanaydı. Hyun ise hemen çaprazda ki koltukta, ellerinin arasında ki kahve fincanına bakıyordu. Gözlerini kırpmayan Jin, öylece ablasına bakıyordu. Hyun her şeyi anlatmıştı.

"Neden yaptılar bunu?" Dedi. "Amaçları neydi?"

"Amaçları beni öldürmekti. Seni öldürmek istemeleri gibi benim de ölmemi istediler." Bakışlarını kardeşine çevirdi. "Yakuza olabilecek kimsenin ortada kalmasını istemediler, temizlemek istediler. Çünkü senin ya da benim bu işin başına geçip, her şeyi öğrenmemizle onları bitireceğimizi biliyorlardı."

Namjoon kadına hak veriyordu. Her şeyin sebebi tam olarak buydu.

"Daha önceden gelmek istedim," dedi Hyun tekrar gözleri dolarken. "Ama gelemedim. Choi bu işlerin ilk önce hallolması gerektiğini söyledi. Jinnie, beni affedecek misin?"

İstemsizce geçirdiği tüm krizleri düşünüyordu Jin. Abla diye sayıklamaları, Namjoon'un onu mezarın başında bulması, intihar etmek istemesi.

Ablası hiçbirini bilmiyordu.

Onun suçu muydu? Hayır.

Ama ona bu kadar kolay kucak açabilir miydi?

"Ölmek istedim."

Hyun anlamadı. "Ne?"

Kuru dudaklarını ıslattı küçük olan. "Sen yoksun diye ölmek istedim ben. Şimdi geçmiş ne diyorsun."

Namjoon elini sakince kocasının sırtında gezdirdi. Çok kötü zamanlar geçirdiğini farkındaydı. Onu susturamazdı.

"Özür dilerim." Kadının sesi fısıltıdan farksızdı. Saatlerdir olduğu gibi birkaç damla yaş tekrar düştü gözünden. Jin kapının açıldığını ve Jungkook'la Yoongi'nin gülüşerek eve girdiğini göz ucuyla gördü. Hızlıca kalktı oturduğu yerden ve evin merdivenlerine yöneldi. Jungkook'un Hyun ile karşılaşmasına katlanabileceğini sanmıyordu. Öte yandan Namjoon'un peşinden geldiğini hissediyordu.

Onu hiçbir zaman yalnız bırakmazdı zaten.

Siyahlarla kaplı odalarına girdiğinde kalbini tuttu. Mahvoluyormuş gibi hissediyordu. Ablasının yaşadığına sevinmesi gerekiyordu ama sanki her şey daha da bok gibi olmuştu.

Jin bunun için de suçluyordu kendini.

"Jinnie..." Namjoon yavaşça arkadan sarılmıştı ona. Gözlerini kapatıp karnında ki elleri tuttu. Güç bulduğu elleri.

"Joon, ne yapacağımı bilmiyorum." Dedi çaresizce.

Namjoon usulca öptü onun omzunu. "Ablana olan bir öfken yok. Bunu sakın unutma. Diyeceğim tek şey bu. Lütfen, kendini de suçlama."

Buydu işte. Namjoon onu her zaman tamamiyle anlayan tek kişi olmuştu zaten.

"Düşünme ve bazı şeylerin tadını çıkar Jinnie. Bazen düşünmemek, bütün sorunları çözer."














Y/n: hiiiç düzenlemeden ve bakmadan salıyorum bölümü. Küçük bir comeback diyelim.

Pain Cycle || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin