Otuz Üç

626 33 62
                                    


Hellooo 

bakın kim yıllar sonra bölüm yazıp attıı

Kitabımızı unutmayıp yeni bölüm için mesaj atan herkesi öpüyorum tek tek❤️

Bölüm 800 kelime oldu

OKUNMA SAYIMIZDAN BAHSETMİYORUM BİLE 🥺🥺❤️❤️

Bölüm sınırımız 47 vote ve 320 yorum

Sevgili hayalet okuyucularımızdan da oy vermeyi ve yorum yapmayı bana çok görmemelerini rica ediyorum

Sınır geçildiğinde yeni bölüm gelecek ❤️

Dorukhan, Llewella'nın yemeğini bitirmesini beklerken hislerini nasıl söyleyeceğini tekrar ediyordu içinden. Bu sefer kesinlikle söyleyecek ve ardından aralarındaki ilişkiye göre Trabzonspor'dan gelen transfer teklifini kabul edip etmeyeceğine karar verecekti. Zamanın geldiğini anlayınca boğazını temizleyip "Llewella" dedi. Tam cesaretini toplamış devam edecekken Llewella'nın telefonu çaldı.

Llewella ekranda gördüğü isimle heyecanla aramayı cevapladı.

"..."

"Si soy yo" (Evet, benim)

"..."

"Muchas gracias" (Çok teşekkür ederim)

"..."

"Gracias. Estaré allí en tres días." (Teşekkürler. 3 gün sonra orada olacağım.)

Yüzündeki kocaman gülümsemeyle telefonu kapatıp Dorukhan'a döndü.

"Dorukhan, kim aradı tahmin et!"

"Kim?"

"Hani bir ara bahsetmiştim ya Barcelona' ya gitme ihtimalim var diye. Şu an karşında Barcelona'nın önümüzdeki 2 seneki çevirmeni duruyor."

"Çok sevindim. Tebrik ederim." Sevinmemişti.

"Teşekkür ederim. Sen bir şey söylüyordun?"

"Aaa şey unuttum. Neyse boşver."

Unutmamıştı ama Llewella hayallerine bu kadar yaklaşmışken hisleriyle aklını karıştırmak istemediği için söylemekten vazgeçmişti Dorukhan.

"Ne zaman gideceksin peki?" Diye sordu.

"Üç gün sonra sözleşmeyi imzalamak için çağırdılar ama benim kalacak yer bulmak için yarın gitmem gerekiyor sanırım."

Dorukhan ufak bir baş hareketiyle anladığını belirtti. Ardından sanki mesaj gelmiş gibi telefonuna bakıp aniden ayaklandı. "Llewella acil bir işim çıktı da kusura bakmazsan gitmem lazım."

"Tabiki sorun olmaz." Dedikten sonra tam vedalaşmak için sarılacakken Dorukhan kendini geri çekti. "Cidden çok acelem var da."

Llewella yüzünü düşürüp "Yarın görüşemezsek vedalaşalım diye sarılmak istemiştim ama pardon hata etmişim." Son kısmı Dorukhan'ın duyamayacağı kadar sessiz söyledi. Tam arkasını dönüp gidecekken Dorukhan' ın sesiyle arkasına döndü.

"Llewella!"

Dorukhan düşünmeden tepki vermişti ve geri dönüşü yoktu artık. "Söylemek istediğim şey aklıma geldi. Birkaç dakika daha oturabilir misin?"

"Hani acil bir işin vardı Dorukhan?" Derken eski yerine geri oturdu Llewella.

Dorukhan ise aniden gelen cesaretini kaybetmemek için Llewella' ya cevap vermeden asıl konuya geldi.

"Llewella ben sana aşığım. Yani nasıl denir gerçekten bilmiyorum. Bu aşktan da çok daha büyük bir şey ama adını ne koyabiliyorum ne de anlayabiliyorum. Belki saçmalıyorum şu an bunu da bilmiyorum. Az önce gideceğini söylediğinde hislerimi anlatmaktan vazgeçmiştim ama yapamadım o kadar uzun bir süredir içimde tutuyorum ki artık ağır gelmeye başladı."

Llewella şaşkınlıkla bir şeyler söylemek için ağzını açtığında Dorukhan ona izin vermeyip konuşmaya devam etti. "İnan senden cevap vermeni istemiyorum. Herhangi bir beklentim yok. Kalmanı asla istemiyorum. Sadece sana söylemek için son şansımı kullanmak istedim. Özür dilerim kafanı karıştırdıysam veya söylediklerim sende hayal kırıklığı yarattıysa. İspanya' da çok başarılı olacağına dair inancım tam. Ne olduğu farketmez herhangi bir konuda en ufak yardıma ihtiyacın olduğunda bile sadece bir telefon uzağında olduğumu unutma. Hayatımda olduğun her dakika için teşekkür ederim. Yolun açık olsun."

"Dorukhan..."

Dorukhan, Llewella' nın söyleyeceklerinden korkuyordu. O yüzden sözlerini bitirdiği gibi son kez kızın gözlerine bakıp hızlıca masadan kalkmış ve restorandan uzaklaşmıştı. Llewella ise arkasından şaşkınlıkla bakmaktan başka bir şey yapamamıştı. Dorukhan'ın cümleleri aklında dönüp duruyordu ama hala tam algılayabilmiş değildi.

Ne demişti o? Llewella'ya aşıktı. Dorukhan Llewella'ya aşıktı. Peki Llewella nasıl da farkedememişti gözünün önündeki adamın hislerini? Dorukhan iyi saklamıştı belki de. Aklına gelen anıları düşünmeye başladı. Dorukhan'ın anlam veremediği bazı tepkileri şu an mantıklı geliyordu Llewella'ya. Bazı utangaç, kıskanç veya sıkkın tavırlarına anlam aramamıştı hiç. Herşey gözünün önündeydi ama Llewella sadece bakmış, hiç görmemişti.

İçinde anlam veremediği bir ağırlığın oluştuğunu farketti. Şimdi ne yapacaktı? Ne tepki verecekti? Dorukhan bir cevap istemediğini söylesede cevap vermek zorunda olduğunu biliyordu. Önce kendi ne hissediyor bunu çözmesi gerekti. Düşündü. Gerçekten ne hissediyordu Dorukhan'a karşı? Sevgi? Evet seviyordu. Ama bu sevginin hangi anlamda olduğunu bilmiyordu. Dorukhan onun için gerçekten özeldi. Birlikte vakit geçirmek onu mutlu ediyordu ama hissettikleri arkadaş olarak mı yoksa aşk anlamında mı bir karar vermesi gerekiyordu.

Sakinleşmek adına birkaç saniye kafasını boşaltıp derin bir nefes aldı. Kendi başına çözüm bulamayacağına karar verince masadan kalkıp kendi hesabını ödedi ve Lila'nın evine gitti. Kapıyı çaldı. Arkadaşının soru dolu yüzüne bakmadan sabırsızca içeri geçip koltuğa oturdu.

Lila, Llewella'nın bu garip haline anlam veremiyordu ama sesini çıkarmadan karşısına oturdu. Llewella birkaç saat öncesinden başlayarak herşeyi detaylıca anlattı Lila'ya. Lila şaşırmamıştı. Zaten Llewella dışındaki herkes farkındaydı ya Dorukhan'ın duygularını. Lila daha tanışmadan bile duyduklarından farketmişti. Madem herşey açığa çıkmıştı artık. Llewella da kendi duygularından kaçmamalıydı. Arkadaşının kendisine beklentiyle bakan gözlerine karşılık konuşmaya karar verdi. "Llewella sana senin ne hissettiğini benim söylememi beklemiyorsun diye umuyorum. Eğer gerçekten öğrenmek istiyorsan kendin bulabilirsin." "Ama..." Lila hafif sinirlenmeye başlamıştı. "10 yaşındaki çocuk muyuz Allah aşkına ya?! Madem öyle davranıp seçenek istiyorsun... Yarın uçağa binersen Dorukhan'a karşı bir şey hissetmiyor sadece arkadaş olarak görüyor olursun. Ama bırakmak istemeyip kalırsan aşıksındır. Benden bu kadar kardeşim. Gerisi sende..."

Llewella'yı salonda tek bırakıp uyumak için odasına döndü Lila. Llewella'nın bu kararsız haline sinir olmuştu. Belliydi işte herşey ne diye farkına varamıyordu ki? Arkadaşı konu aşk olduğunda çok korkaktı. Ve yarın kararını verecekti. Llewella'nın doğru kararı vermesini umuyordu. Ama doğru kararı gerçekten verebilecek miydi?

🌹

İnstagram: @ufaktozbulutu

Helloooo

Bölüm nasıldı?

Kötü gibi sanki sonu beğenmedim ben

İstek, öneri veya şikayet?

Yorum yapmayı ve vote tuşuna basmayı unutmayınn❤️

Querencia | Dorukhan ToközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin