Yirmi Bir

1.2K 58 213
                                    


Bölüm sınırımız 20 vote ve 110 yorum

Vote ve yorum atmadan geçmeyelim❤️

•Yeni kitabım Bulutların Üstünde' ye bakın lüfteeen❤️

Maçın ertesi günü çevirmenlerinden hiç hoş bir haber alamayan Beşiktaş yönetimi durumdan haberdar etmek için Sergen'i yanlarına çağırırlar. Vida tarafından kafasına atılan top sebebiyle geçiçi bir hafıza kaybı yaşayan çevirmenlerinin en az 3 ay sahalara dönme imkanı yoktu.

Sergen, yönetimin kabul etmeyeceğini bile bile öylesine bir teklifte bulundu.

"Başkanım Galatasaray'dan dünkü çevirmeni mi istesek bu 3 aylık sürede? Onların idari kadrosundaki Mert Çetin'de eski çevirmenleriydi. Onu kullanılarlar bu süreçte."

Yönetim kurulu kısa bir düşünme sonrası şaşırtıcı bir şekilde bu teklifi kabul etti.

Galatasaray başkanı Mustafa Cengiz ile görüşeceği için herkesin odasından çıkmasını rica etti Beşiktaş kulübü başkanı.

Aynı gün içinde herkes anlaşmış geriye sadece Llewella'nın karar vermesi kalmıştı. Llewella bu teklifin kendisine gelmesinede başkan ve teknik direktörün kabul etmesinede oldukça şaşırmıştı. Üstü olan bu insanlar kabul ettiyse kendisinin 'hayır' deme hakkı yoktu ona göre.

Kararını teknik direktörüne bildirip takımla kısa bir süreliğine vedalaştı ve kulüp odasındaki eşyalarını toplayıp Beşiktaş kulübünün Ümraniye'deki tesislerine geçti.

Sözleşmesini imzalayıp kendisine tahsis edilen odaya eşyalarını koyup ilk antrenmanı için Sergen'in yanına indi.

O sırada antrenman saatine kadar ortak odada vakit geçiren Beşiktaşlı futbolculardan bazıları zeka yaşlarını yine ortaya koymuş ve uzun eşek oynamaya karar vermişlerdi.

"Ozi beline dikkat et atlıyorum bak."

Rıdvan kimseyi taşıyamaz sakatlanır falan diye onu yastık yapmış, takımları ise Oğuzhan, Necip, Ersin ve karşılarında Dorukhan, Umut, Utku şeklinde oluşturmuşlardı.

Whatsappta kurdukları grubun adı "Minik Kartalişkolar" olan bir grup insandan zeka dolu harika aktiviteler beklenmezdi tabi ama bu da yapılmazdı yani...

Kibar tabirle anlatmak gerekirse Oğuzhan'ların grubu eğilmişken, Dorukhan'lar atlayacaktı.

İlk atlayan Utku, en öndeki Oğuzhan'ın sırtına kadar ilerleyip sıradaki arkadaşının atlaması için işaret verdi. Umut, güzel atladığından Necip'e denk gelmeden direkt Ersin'in sırtına oturdu. Arkadaşlarının yerleştiğinden emin olan Dorukhan da atlamak için koşarken kapı açıldı.

"Noluyor lan burada?"

Sergen'in sesiyle dikkati dağılan eğilen grup Dorukhan'ın da çarpmasıyla dengelerini kaybedip sırtlarındaki Utku, Umut ve Dorukhanla birlikte yere düştüler.

Sadece Sergen'e rezil olduğunu düşünen Dorukhan kapıya baktığında karşısında Llewella'yı görünce aniden ayağa kalkmaya çalıştı ve Necip'in üzerindeki bacağı yüzünden dengesini kaybedip tekrar düştü.

Sergen azarlama işini daha sonraya bırakıp 10 dakika içinde herkesi antrenman sahasında beklediğini belirtip Llewella ile birlikte ortak odadan çıktı.

Takım arkadaşlarının yardımıyla ayağa kalkmayı başarabilen 'Minik Kartalişkolar' üzerlerini düzeltip antrenman sahasına yöneldiler.

Tüm takım toplanınca Llewella'nın bir süre kendilerine eşlik edeceğinden bahsedip ardından uzun eşek oynayan grup dışındakileri yardımcılarıyla birlikte antrenmana gönderdi.

"Yanımızda bir kadın olduğundan küfürlerimi içimde tutup direkt cezanıza geçiyorum gençler. Antrenman bitene kadar sahanın etrafında koşacaksınız. Her durduğunuzda süreye 10 dakika daha eklenecek." Dedi Sergen.

Karşısında aylaklık edemeyeceklerini bildiğinden de Llewella'ya onları kontrol etmesini söyledi.

Llewella elindeki kronometreyi çalıştırıp bitişi 2 saat olarak ayarladı. Bir süre onlarla aynı tempoda koşup yorulunca da peşlerinden yürüyerek ilerledi.

1 saate kadar güzel dayanan grup 10. Turdan sonra sayamadıkları kadar çok kez sahanın etrafını tavaf etmiş ve nefes aldıkları yerlerin değiştiğinden eminlerdi. Hatta belki de artık nefes almayıp direkt fotosentez yapıyorlardı. Kondisyonları en kötü olan kaleciler Ersin ve Utku çoktan sürünme aşamasına geçmiş öyle koşmaya çalışıyorlardı.

Hallerine üzülen Llewella, Sergen'e baktı ve bitirmek için izin istedi.

Sergen yanlarına yaklaşıp Dorukhan dışındaki herkesin durabileceğini söyledi. Utkular kendilerini yere bırakırken Dorukhan'ın 15 dakika daha koşması gerekiyordu.

Yorgunluktan o 15 dakikayı nasıl koştuğunu bile hatırlamayan Dorukhan dengesini kaybedince Llewella hemen kolundan tuttu. Ama Dorukhan'ın 70'li kilolardaki bedenini taşıyamayacağını hesap etmediği için Dorukhan ile birlikte o da yere düştü.

Hani romantik dizilerde, kitaplarda kız oğlanın üzerine düşüyor ve duygusal bir müzik eşliğinde uzunca bakışıyorlardı? Dorukhan ve Llewella'nın yazarı klişe sevmiyordu sanırım.

Llewella üzerine düşen Dorukhan'ı zorla kenara ittirdi. Dorukhan'ın ise kolunu dahi kaldıracak takati kalmamıştı.

Oğuzhan'dan yardım isteyip yerden kalkıp ardından yardım alarak Dorukhan'ı da yerden kaldırdılar. Odasına götürüp biraz dinlenmesi için yalnız bıraktılar.

Llewella ileride çocuklarına babanız üzerime düşmüştü diye anlatırdı ya da Dorukhan amcanız olarak bahsederdi belki de eski bir arkadaş olarak söylerdi. Kim bilir?

620 kelimeee🥳

Selaaaaaaaaaaaaam

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

İstek, öneri veya şikayet?

Yeni kitabıma bakmayı ve yorum yapmayı unutmayınn ❤️

Querencia | Dorukhan ToközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin