Gidecek

9.4K 537 138
                                    

Selamun aleyküm 🍂🍂

Keyifli okumalar...🍭🍭


-Duyuyorum seni!

-Ne olmuş sanki. Ne düşünüyorsam onu söyledim.

İçeriden ses gelmeyince komodinin üstündeki bardağı alarak içtim.

Midemi yatıştırmıştı. Bardağı eski yerine bırakarak koltuğa uzandım.

Birkaç  dakika sonra belinde havlu ile banyodan çıkmıştı. Onu görmemle gözümü kapatmıştım.

İçeriden gelen sesler ile gözümü açtım. Giyinme odasına geçmişti.

Biraz sonra odadan çıkmıştı Selim. Onun çıkması ile ayaklanarak giyinme odasına gidip kendime kıyafet çıkararak bornozumu da alarak banyoya geçtim.

Uzun uzun duş alıp rahatlamıştım. Giyinerek banyodan çıktım.

-Yengeciğim.

-Ayhhh.

Hira 'nın sesini duymamla çığlık atmıştım.

-Ebru abla özür dilerim. İyi misin,  korkutacağımı  düşünemedim.

-Korktum bir an.

-Kapıya vurdum baktım ses gelmiyor, direkt odaya girdim. Duştan ses gelince bekleyeyim dedim... Otur şuraya.

-İyiyim. Sen niye geldin?

-Ha şey okuldan gelince annem kötü olduğunu daha doğrusu ağabeyimin üstüne kustuğunu söyledi. Sahi o nerede? Ne tepki verdi? Ahh keşke kızlarla buluşmasaydım. O halini görmeyi çok isterdim.

-Ne tepki verecek. Hiç birşey. Odaya çıkmama yardım etti. Sonra duşa girdi. Ağabeyinden sonra ben duşa girerken o da odadan çıktı.

-Aman boşver iyi oldu ona. Baba olacağını öğrendiğinden beri bir tuhaf zaten. Sanki dünya da ilk baba olacak, karısı hamile olan tek kişi kendisi galiba. Bir afralar, bir tafralar.

Onun derdi çok başka demek istesem de tuttum kendimi. Zaten birkaç aya buradan gittiğim de herkes asıl nedenini öğrenecekti. Bu yüzden kendimi birşeyler açıklayarak yoramazdım.

Ben kendimden emindim ama bu insanlar ister istemez oğullarına inanacaklardı, kendimi Selim 'e inandıramazken onlara hiç inandıramazdım.

-Kız yengoşş daldın gittin. Kocana birşey demedim... Hadi aşağıya inelim.

-Yorgunum.

-Biraz dinlen öyleyse, ama aşağıya gel sonra ya da benim odama. İki lafın belini kırarız gelin hanım.

-Peki canım görümceciğim.

Hira 'nın odadan çıkması ile giyinme odasına giderek örgü battaniyelerden birini ve bir yastık alarak koltuğa uzandım.

Dinlensem ancak kendimi toparlardım. Örtüyü üstüme çektiğim gibi gözlerim kapanmıştı.

...

-Ebru hanım... Ebru hanım...

Adımın seslenilmesi ile gözlerimi yavaşça araladım. Canan ablayı görmüştüm.

-Abla?

-Günaydın kızım. Akşam yemeği hazır, herkes masa da seni bekliyor.

-Geliyorum hemen.

-Ebru kızım, sen iyi misin? Ne zaman görsem koltuk da yatıyorsun.

-Bilmem öyle denk gelmiş. Hiç farkında değilim. Uykum geldiğin de neresi yakınsa direkt orada uyuyorum.

GÜMÂN (FİNAL)  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin