Ne yapacağımı bilemez halde odanın ortasında kalakaldım. Neden hiçbir sohbetimiz bir sonuca bağlanmıyordu. Sıkıştığı her dakika neden kaçıyordu. Cevaplara, anlaşılmaya ve yardım edecek birilerine ihtiyacım vardı. Burada değil yardım edecek, beni anlayan tek bir kişi bile yoktu. Sadece sürekli olarak sürükleniyor ve sorgulanıyordum. Yapayalnızdım. Yorgundum. Aklım feci derecede karışmış ve allak bullak olmuştu.
Bu odada olmamam gerektiğine karar verdim. Hatta bu sarayda da olmamalıydım. Bir şekilde çıkmam gerekiyordu bu hapis halinden. Çıkıp cevapları bulmam gerekiyordu. Odanın kapısını açıp koridora çıktım. Sağdan mı soldan mı gelmiştik emin olamayarak duraksadım. Kapıda duran askerlerden biri önüme geçti. "Daireden çıkmanız yasak. Şehzadenin kesin emri."
"Şehzade burada değil." Sanki bu asker bunu bilmiyormuş gibi hatırlatmıştım. "Kaldığım misafir dairesine gideceğim." Tabi ki o süslü hapishaneye geri dönmeyecektim. Buradan bir çıkış yolu muhakkak vardı.
"Gidemezsiniz, emir açık." Donuk suratıyla müdahaleye hazır bekliyordu asker.
Çaresizce kapıya doğru geri adım attım. Yapabileceğim yine bir şey yoktu. Zorba gücü ellerinde tutan bu saraylıların eline düşmüştüm. Bu durumu sinirle kabul etmek zorundaydım. Derin bir nefes alıp verdim. Ardından odaya tıpış tıpış geri döndüm.
Açık teras kapısından tekrar terasa çıktım. Atlayabileceğim bir yer var mı diye her köşeyi kontrol ettim. İki katlı bir yapı olmasına rağmen epey yüksekteydik. Binanın tavanları olağanüstü yüksekti. Buradan da bir çıkış olmadığına ikna olunca odaya geri döndüm.
Etrafı araştırmaya başladım. Şehzadenin masasının başına geçtim. Masanın üzerinde kağıtlar, kitaplar ve iki kadife defter vardı. Koyu kırmızı renkte olan defteri açtım. Osmanlıca yazılar vardı beklendiği üzere. Bu dili öğrenmenin tek faydasını sahafta bulduğum çeviri işinde göreceğimi sanırdım. Kim tahmin edebilirdi ki altı asır önce yaşamış bu insanların ıslak mürekkeplerini okuyacağımı. Son sayfayı açtım. Sahiden de müthiş bir canlılıkla parlayan mürekkep kuruyalı çok olmamıştı. Boş bir kağıt ve mürekkebe batırılan süslü kalemi alıp defterde yazılanları satır satır Latin alfabesine uygun Türkçeye çevirip not almaya başladım.
"Ey gönül halin nedir kim böyle zar oldun yine
Bülbül-ü şevki gül ruya niğâr oldun yineBuy-u vuslat mı erişmiştir dimağına bu gün
Harimi çuşe gelip bî karar oldun yine"Kelime kelime hatta zaman zaman harf harf çevirerek kısa bir şiir elde etmiştim. Ancak sözlüğüm yanımda değildi o yüzden tam anlayamamıştım şiiri. Yine de bir aşk şiiri olduğunu tahmin etmiştim az buçuk bildiğim kelimelerden yola çıkarak. Kafiyeli ve okunuşu tatlı iki dizeydi. Şehzade görünüşüne ve tavrına zıt olarak bir şair çıkmıştı.
Bu defteri kapatıp lacivert kadifeden olan defteri açtım. İlk sayfadan itibaren satır satır yazılar vardı. Burada şiir yoktu. Hızla sayfalara göz atıp tekrar ilk sayfaya geri geldim. Boş kağıdıma yazarak çevirmeye başladım. Sol üste tarih atılmıştı. Tarihi görünce bunun bir günlük olabileceği aklıma geldi. Satırları okuyup çevirdikçe de sahiden geçen günün özetini yazdığını anlamıştım. İlk sayfa şehzadenin bir yıl önceki anılarından bahsediyordu. Çok anlayamamış ve odaklanamamıştım. Aslında kendi zamanımda olsaydım, bu defter çok güçlü ve birinci ağızdan bir tarihi kaynaktı. Biraz bildiğim bu tarih yaşanıyor ve hatta yazılıyordu. Gelecekteki tüm insanlar için. Birkaç satır okuduktan sonra son sayfalara döndüm. Bugün için ne düşünüyordu, asıl önemli şey buydu şimdi. İnsanlar her düşündüğünü söylemezdi. Hatta çoğu insan düşündüklerine tam zıt konuşurdu. Şehzadenin de tavırlarından ve söylediklerinden daha doğru olduğuna inandığım bu günceden düşüncelerini öğrenecektim. Benim olayımla ilgili bir şey var mıydı? Bana inanıp inanmadığını yazmış mıydı?
![](https://img.wattpad.com/cover/264725400-288-k875140.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANIN ÖTESİNDE
Historical FictionZamanın üç boyutlu olduğu ve tek bir mekanda üç farklı zamanın yaşandığı bilimsel olarak ispatlandı. Yani şu an oturduğunuz yerde, üç farklı kişi sizinle aynı anda oturuyor olabilir. Peki bu boyutlar arasında mümkün olmayacak şekilde bir kırılma yaş...